Bölüm 6 | İHANET

746 91 66
                                    

Ela anlamamış gözlerle bakarken, Mert kapının kenarına elini dayayıp yorgunca konuştu.

- Sana geldim Ela çünkü sorularımın muhatabı ortada yok.

- Mert iyi görünmüyorsun. Ağladın mı sen ?

- Ne önemi var ? Benim artık ne önemim var ? Bitmiş, kaybetmiş bir adamım ben.

- İçeri gel istersen.

- Konuşacağız. Uyuyup kalmama izin verme lütfen.

- Tamam, tamam. Konuşacağız.

Konuşacağız demek kolaydı da bu adam Hayal'i soracaktı besbelli. Ne diyecekti Ela ? İhanet etmeme kararını henüz almıştı. E şimdi ? Konuşsa ihanetti, sussa ihanet.

..

Mert salona geçmişti. Ela ise kahve yapacağını söyleyip mutfağa kaçmıştı. Fırsat kazanmak istiyordu. Ama nereye kadar kaçacaktı ? Bazı şeyleri yaşadıkça fark ediyordu. Hayal bu yüzden onu seçmişti. En yakınıydı Hayal'in ve Mert Hayal'siz kaldıkça soluğu kendinde alıyordu. Mert'in yaptığı makuldü, cevaplar kendindeydi evet. Peki ya sorular ? Ela'nın kendi için bile yanıtlayamadığı sorular vardı. Neden kabul etmişti ? Gözlerinin önünde yaşanan bir aşkın, ipini çekecek olan kadın olmayı neden kabul etmişti ? Ölmek üzere olan bir dosta verilen söz, kendi ruhunu bu derece alt üst edecek bir fırtınanın içine girmesine sebep olacak kadar zaruri miydi ? Mert ? Sadece dostu olmaya karar vermişti. Hayal'in sözleri kulağında, Mert de tüm çaresizliğiyle yanı başındayken dost kalabilecekler miydi ? Hem Mert'le hem Hayal'le aslında..

- Tek şekerli, sütlü ?

- Detayları asla atlamıyorsun değil mi ?

- Meslekten kalma huy diyelim.

Fincanları Mert'in önüne masaya bırakıp, kendi kanepenin diğer ucuna oturdu Ela.

- Dinliyorum.

- Hayal'e ulaşamıyorum.

- Anlamadım. Başka birinden bahsetmiştin ? Hayal'i arıyor musun hala ?

Ela tüm bunları o kadar kurgusuz söylemişti ki. Demin mutfakta neler düşünmüştü oysa. Hayal'i soracağını da biliyordu. Ama bu damarlarına hafifçe sızan kıskançlık neyin nesiydi ? Hayal'in kocasıydı o. Hem Hayal kendine ona bir çocuk ver demişti, kalbini ver değil.

- Ela ! Onu tanımıyormuş gibi konuşuyorsun. Hayal o ! Senin kardeşin, benim biricik karım.

Ellerinde Mert'in çocuğu, bir hastane odasında olsa bile ' senin kardeşin, benim biricik karım ' sözlerini unutmayacaktı Ela.

- Özür dilerim. Özür dilerim ama daha dün gece içki masasında ' bir başkasına aşıkmış ' diyorsun, seni zor topluyorum. Şimdi gecenin bir vakti kapıma dayanmışsın, ' biricik karım ' diyorsun. İnan ne düşüneceğimi şaşırdım.

Koltukta biraz Ela'ya doğru kaydı Mert. Ve bir anda başını Ela'nın omzuna gömüp ağlamaya başladı. Dakikalar sonra ayrıldıklarında tekrar Ela'ya dönüp ıslak gözleriyle konuşmaya başladı.

- İnan ben de bilmiyorum. O geceden sonra evimize gittim ilk defa. Her şeyini almış, kokusu kalmış bir tek geriye.

Zorlukla yutkundu Ela. Hayal yoktu artık. Yüzleşmiş oldu bu gerçekle tekrar.

- Ofiste de Burak'la konuştum. Boşanma davası açmış. Kendi katılmayacakmış. Bu kız neden kaçıyor ? Hamilelik için doktora gidene kadar hiçbir şey yoktu. Biz iyiydik. Çok iyiydik. Söyle bana Ela. Sana yalvarırım bildiğin bir şey varsa anlat.

BİR ADIN KALMALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin