Mert büyük bir kahkaha fırlattı odanın ortasına.
- Ne söylememi bekliyorsun Ela ? Seni kendi isteğimle öptüm dememi mi ?
İki eliyle Ela'nın yüzünü avuçları arasına aldı yine, o geceki gibi.
- Hatta şu an burada tekrar öpeyim seni. Bunu mu istiyorsun sen ?
Duydukları vücudunda soğuk duş etkisi yaratmıştı Ela'nın. Mert'in ellerini itip, suratına tokadını indirmesi bir kaç saniyesini almıştı.
- Mert ! Acılısın, öfkelisin.Seni anlamaya çalışıyorum. Destek olmaya çalışıyorum. İnan elimden geleni yapıyorum.
Mert'in eli şimdi kendi yanağında, yediği tokadın etkisiyle kendine gelmiş bir vaziyette dinliyordu Ela'yı.
- Ama bana bir çöpmüşüm gibi davranmaktan vazgeç artık !
- O ne demek şimdi ?
- Şu demek Mert. Anlayacağından şüpheliyim ama yine de anlatmayı deneyeceğim.
Geçip masanın önündeki koltuğa oturdu Ela. Sehpanın karşısındaki diğer koltuğu da Mert'e gösterdi oturması için. Mert bakışlarını Ela'dan bir an ayırmadan yerine yerleşince, Ela söze başladı tekrar.
- Hayatın Hayal'in üzerine kurulu, biliyorum. Kaldıramıyorsun. Anlıyorum. Buraya da düşünmemek için geldin. İşine verdin kendini.
' Beni bu kadar tanıyor mu bu kız ' diye geçirdi içinden Mert. Şu an buna mı takılması gerekiyordu ? Farkında olmadan acayip şeyler yapıyordu. Ayarlarıyla ufak ufak oynamaya başlamıştı Ela işte.
- Ben. Ben de Hayal sayesinde girmiştim hayatına. O çıktı. Sen beni bir bağlantı saydın. Ben de sana destek olmak istedim. Yani senin, benim aslında kimsenin bir suçu yok. İdare ettim. İlk defa Ela olmaktan çıktım ben Mert. Hayal'den kalan olmaya razı geldim. Sen iyi ol diye.
Mert bir şeyler söylemek üzere ağzını açıyordu ki Ela durdurdu onu.
- Ta ki o öpücüğe kadar. Sen karının ihanetiyle yüzleştin ve kalbinin acısını benim dudaklarımda dindirmeye çalıştın.
- Ela, lütfen.
- Öyle Mert. Ben sana destek olurum, evet. Haklı bulurum ve bu da ruhuna iyi gelir, evet. Ama kırılan erkekliğinin tamirini benim üzerimden yapamazsın.
Ayağa fırladı Mert.
- Ağır konuşuyorsun. Hatta yanlış konuşuyorsun. Ne duymayı hedefliyorsun bilmiyorum ama.
Seslice yutkunup, derin bir nefes aldı Mert.
- Ben seni sadece istediğim için öptüm !
Mert ilk defa yalan söylüyordu. Ela karşısında yenik duruma düşmek istemiyordu. Karşısındaki kadına ' seni ona kızıp öptüm ' demek ağırına gidiyordu. Ama değişen şeyler vardı. Şu an Hayal'e ihanet etmiş gibi hissetmesi gerekiyordu. İhanetine onun en yakınını öperek karşılık vermiş gibi hissetmesi gerekiyordu. Ama o Ela'ya ihanet etmiş gibi hissediyordu. Ela söylediklerinde haklıydı ve Mert kendini onun dudaklarına karşı suçlu hissediyordu. Bu sırada Ela da ayağa fırladı. Tam karşısında dikildi Mert'in. Kızgınlıkla Mert'in gözlenin içine bakıyordu.
- Böyle olmadığını ikimiz de biliyoruz. O sana ihanet etmiş olsa da sen Hayal'e ihanet etmezsin.
Bir an duraksadı. Şimdi söyleyecekleri istemsizce kendi canını da yakacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ADIN KALMALI
General FictionYüreğini emanet bırakmıştı kadının avuçlarının arasına. Emanet bir kalple, sevilebilir miydi tekrar ? Ruhun ruhuna aksın, bedenin bedenine kavuşsun; ben sizi izliyor olacağım demekti gidişi. Peki hangi sevdalı yürek böyle bir gidişi hak ederdi ? 'Bi...