Uysalca gülüyor. "Başım şişti."
"Benim de, yatağıma girip saatlerce uyumak istiyorum."
"Seni evine bırakayım." Hafta içi açık olan bar bulmak çok zor ama burası istisnai bir yerdi. Ve hafta içi geceleri de sokaklar çok sessiz ve boş oluyor.
Gökyüzü berrak ve yıldızlarla dolu... Yarın belli ki hava güzel olacak.
"Neden yalnız kalmaman gerektiğini düşünüyorsun?"
"Çünkü öyle."
"Neden ama?"
"Çünkü kafamda bazı düşünceler var. Olmaması gerektiğini bildiğim düşünceler."
"Nasıl yani?"
"Yani, ben... Dünyayı terk etmeyi düşünüyorum. Son zamanlarda. Hem de çok sık."
"Astronot mu olmak istiyorsun?"
"Dünyayı terk etmek için astronot olmaya gerek yok."
"Uyuşturucu mu kullanıyorsun? Bununla mı ilgili?"
"Hayır, öyle- Tanrım, öyle bir şey değil. Ben gitmek istiyorum. Tamamen." Diyorum çabucak. Şöyle bir duraksıyor.
"Neden bahsediyorsun sen?"
"Biliyorum çok yanlış ve çok korkunç ama aklımdan atamıyorum bir türlü."
"Yapamazsın."
"Yapabilirim. Korkunç olan kısmı da bu işte..."
"Yapabilseydin bunu bana söylemezdin. Yalnız kalmamaya çalışıyorsun bu da demek ki aslında yapmak istemiyorsun."
"Çünkü korkuyorum. Orada bir şey bulamamaktan... Burayı terk etmek istiyorum evet ama diğer tarafı bilmiyorum. Ya korkunç bir yerse ya cehenneme gidersem ya da daha kötüsü diğer taraf diye bir şey hiç yoksa."
"Bir dakika bir dakika... Neden böyle bir şey istiyorsun ki en başta?" 'Sen neden istiyorsun?' diye içimden soruyorum.
"Mutsuzum Declan. Sana teker teker bütün nedenleri anlatacak değilim. Dünya, hayat, boktan bir yer. Çocuklar ölüyor ve hayvanlar acı çekiyor. Neden burada olmak isteyeyim, bunu sorgulamamız gerekmiyor mu?"
"Ama sen... Başarılısın. Ne bileyim mutlu görünüyorsun bir sürü arkadaşın var. Eminim ailen de seni seviyordur. Tuhaf diyorum ama sen sevilecek tipten birisin Mia." Sen de öylesin diye geçiriyorum içimden.
"Konuşmak istemiyorum."
"Bütün gün çenen durmadı ve şimdi konuşma istemiyorsun öyle mi?"
"Aynen öyle."
"Hem bunu neden bana söylüyorsun ki? Eminim benden daha yakın arkadaşların vardır."
"Var ama anlamazlar. Dikkat çekmeye çalışıyorum falan zannederler. Sana da söyledim çünkü bir şey yapmanı beklemiyorum, ne bileyim abartma, yetkililere falan da haber verme, sadece kafamı dağıtmama yardım et. Mektubu sen getirdin, altmış kişilik sınıftan başkası değil. Sen."
"Profesörün mektubunu başkası getirmiş olsaydı ona mı söyleyecektin? 'Mektubu getirdiğin için sağ ol, bu arada kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Haberin olsun istedim.'"
"Bilmiyorum. Hayır. Sen, tuhafsın. Bana tuhaf diyorsun ama sen de tuhafsın ve bir şekilde birbirimizi anlarız gibi geldi. Ne bileyim aslında boş ver tamam mı? Bak evime de geldik. Bir şey söylemedim ben. Sen de bir şey duymadın. Zaten bir tane ortak dersimiz var onda da birbirimizi görmeyiz olur biter."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkleri Gören Kız
Dla nastolatków"Sen peki? Uzaya gitmek için mi astronot olmak istiyordun?" "Aslında dünyayı terk etmek için."