16

415 67 30
                                    

Aniden panik olmaya başlamıştım. Bu kadar kısa sürede beyazların buna kalkışacağını düşünememiştim. Salaklık etmiştim. Chanyeol'u arkamda bırakmam hataydı ama o an onu düşünememiş bu salakça hatayı yapmıştım. Şimdi ona neler olacağını bilmiyordum. Onu kurtarmam gerekiyordu ve bunun için heri dönmeliydim.

Kyungsoo yanıma gelmiş, donup kaldığımı fark ettiği için endişelenmişti.

"Baekhyun?"

"Geri dönmeliyim.." Jongin telefonu kapattığı gibi yanımıza gelmişti.

"Saçmalama. Bunu yaparsan sadece ikinizi de tehlikeye atarsın!" Kafamı hayır anlamında sallayı Kyungsoo'nun kollarından kurtulmuştum.

"Anlamıyorsun! Onu kurtarmam gerek. Belki hala Sehun'un evine gitmemişlerdir. Belki hala onu oradan çıkarabilirim.."

"Baekhyun.. geri dönmen şu an her şeyi tehlikeye atacak. Üstüne üstlük sen de yakalanırsan ne yapacağız. Chanyeol'e zarar vereceklerini sanmıyorum."

Dediklerini duymak istemiyordum. Fena halde ağlamaya başlamıştım. Normalde böyle bir durumda soğukkanlılığını koruması gereken ben konu Chanyeol olunca bütün soğukkanlılığımı suya indirmiştim.

"Özür dilerim.. ama gitmeliyim. Onu yalnız bırakamam. Bir kere böyle bir hataya düştüm, bir daha bunu yapamam."

Kyungsoo ve Jongin'in üzgün gözleri ile bana bakmasının ardından onların yanı dan ayrılmıştım. Birkaç adımımın ardından Jongin arkadan bağırınca durmuştum. Ama bunun sebebini bana seslenmek değil de başka bir şey olduğunu fark etmiştim. Başından beri izleniyormuşum hissinin ne anlama geldiğini o an anlamıştım.

Tam karşımda Chanyeol duruyordu. Yumruklarını sıkmış, sinirli gözlerle gözlerime bakıyordu.

Onu görmem ile aniden ismi bağırmıştım.

"Sen nasıl..."

Hiçbir cevap vermeden bana doğru yürümeye başlamıştı. Tam ben de ona hareketlendiğim, sarılacağım anda Chanyeol omzuyla omzuma vurarak yanımdan geçmiş ve yürümeye devam etmişti.

Bu hareketi ile bir anda olduğum yerde kalmıştım. Ne arkamı dönebiliyordum, ne de hareket edebiliyordum. Bana kızmıştı, onu kırmıştım. . Bana gelmesini bekleyemezdim. Onu arkamda bırakmışken, güvenini yıkmışken hala bana aynı şekilde davranmasını bekleyemezdim.

Sol tarafım acıyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Onun iyi olduğuna sevinmeliydim ama benden bu kadar uzaklaşmış olmasına dayanamıyordum. Aramızı nasıl düzelteceğimi, bana tekrar nasıl güveneceğini bilmiyordum.

Arkamdan konuşma sesleri geldiğinde onları dinlemeyi denedim. "Nasıl geldin buraya?" Jongin sormuştu.

"Siz yola çıktığınızda takip ettim. Beni arkada bırakacağınızı biliyordum." Ya konuşmamızı duymuştu, ya da başınsan beri bana soğuk olmasının sebebi bir şeyleri hissetmiş olmasıydı. Onu gerçekten çok kırmıştım.

Arkamı döndüğümde üçlüye doğru yürüdüm. Chanyeol direk beni görmezden gelmişti. Gözlerimden akan yaşları silip yanlarından geçip yürümeye devam ettim. "Gidelim."

Çatlayan sesimle söylediğimde diğerleri de beni takip etmeye başlamıştı. Belki de böylesi daha iyiydi. Benden uzak olursa, bana bu kadar soğuk olursa onu beladan o kadar kolay uzak tutardım.



Sessizlikle geçen bir saatin ardından mola vermeye karar vermiştik. En azından bir eşyler yememiz gerekiyordu. Ama yanımızda aldığımız yemekler üç kişi için yeterli düzeydeydi. Chanyeol'un aç olduğunu biliyordum. Yemekleri dağıtırken üçüne vermiştim. Ben yemesem de olurdu. Ama Kyungsoo bunu fark etmiş bana sandviçinden biraz vermek istemişti ama yediğimi söyleyip onu geri çevirmiştim.

Black Swan 〆 BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin