18

380 62 29
                                    

O kadar zamandır yazmıyorum, bir önceki bölüm okunur dedim, inanır mısınız okunmamış :')



"Kabul ediyorum. Seninle çalışacağım." Babam yüzüme baktığında sırıtmıştı.

"Belki de bu zaman kadar verdiğin en iyi karar bu oldu oğlum."

Gözlerimi devirdiğimde bu söylediğine karşı bir cevap vermeyi reddetmiştim. Ondan gerçekten nefret ediyordum.

"Şimdilik git. Dışarıdaki çalışanlar sana kalacağın yeri gösterecek. Benden haber alana kadar bir şey yapma, özellikle kaçmaya kalkışma."

"Chanyeol'u görmek istiyorum." Söylediklerini umursamadan isteğimi dile getirdiğimde babam derin bir nefes çekip bırakmıştı.

"Bir şeye bu kadar bağlı olmamalısın Baekhyun. Tıpkı sana çocukken köpeklerden uzak durmanı söylemem gibi. Bunu atlatamıyorsun. İçinde kalıyor ve onu kaybettiğinde üzülüyorsun. Seni bu dünyadan soyutlamak istemiştim. Ama sen buna izin vermedin."

Sözlerinin bitmesinin ardında onu hiç takmadan kapıya ilerlemiştim. "Nasihatın bittiyse Chanyeol'un yerini söyle bana onu görmem gerek."

"Dışarıdaki adamlar seni götürür. Ama uyarıyorum Baekhyun, en küçük yanlışında burası size cehennem olur. Ayrıca aenin üstünde de araştırmalar yapılacak. İçinde bulunduğun durumun ne olduğunu anlamam gerek."

Tekrardan ona cevap vermeden kapıyı hızlıca açıp dışarı çıktım. Sesli bir şekilde kapadım. Kapının dışında bekleyen çalışanların bakışları altında biraz ilerledim.

"Beni Chanyeol'a götürün."

Sözümün ardından iki çalışan da önüme geçmiş ve yürümeye başlanmıştı. Chanyeol'un olduğu yere ilerlerken olabildiğince etrafa göz atmaya çalışıyordum. Değişen şeyleri bulmaya ve belki de Minseok'u görmeye çalışıyordum.

Hala hatırladığım gibiydi. Ama bu katta her zaman rahatça dolaşamamıştım. Önceden pek uğramadığım bir kısmına doğru giderken kapalı kapıların arkasında neler yaptıklarını merak ediyordum.

Ayrıca Chanyeol'u gördükten aonra annesinin yerini de bulmam gerekiyordu. Onun da iyi olup olmadığını öğrenmem gerekiyordu. Kendi annem aklıma gelmişti bir anda. Arkasında düzgünce üzüntümü belli bile edememiştim. Her şey o kadar üst üste gelmişti ki ben de oradan oraya savrulmuştum. Ama Chanyeol'un benim yaşadığımı yaşamasını istemiyordum. Onun annesi ile birlikte mutlu olmasını istiyordum. Umarım ona bir şey olmamıştı.

Koridorun sonunda bir kapıya geldiğimizde iki adam da durmuştu. Bir bana döndüğünde diğeri ise elindeki kart ile kapıyı açmıştı.

"İçerideki asansör ile eksi ikinci kata in. Orada seni karşılayacaklar."

İşte bu dedikleri şaşırtmıştı. Bu laboratuvarda benim bilmediğim çok yer olduğu kesindi. Özellikle toprak altında bir yerlerinin olması daha da ilginçti. Kafa sallayıp kapıdan geçtiğimde arkamdan kapı kapanmıştı. Buraya kart ile giriliyordu. Bu işimi zorlaştırmıştı. O kartlardan bir tanesini ele geçirmem gerekiyordu.

Eksi ikinci kata geldiğinde asansörün kapısı açılmış, yavaşça kapıdan geçip bir açıklığa gelmiştim. İleride uzanan koridorlar vardı. Koridorların başında bekleyen güvenliklerden biri beni gördüğünde yanıma gelmişti. "Bu taraftan."

Beni yönlendirmesinin ardından onu takip etmeye başlamıştım. Burayı gerçekten de hiç bilmiyordum. Daha önce burada bulunduğumu da sanmıyordum. Çocukken bile buraya geldiğimde babamın beni götürmediği yerler vardı. Hep onun çalışma odasında oturur onun gelmesini beklerdim. Nerede olduğunu sorduğumda ise "Henüz o kısımlara gitmen yasak Baekhyun." derdi.

Black Swan 〆 BaekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin