Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
~~~~~~~
" Senin ne işin var burada ? "
Woohyun : Asıl senin ne işin var burada ?
" Burası benim evim ! "
Woohyun : Yok artık.
Arkamızdan gelen sesle ikimizde içeriye baktık.
" Aaaa.. güzel kızım. İşte bu da benim oğlum, Nam Woohyun. "
Biraz daha bana yaklaştı ve kulağıma eğilerek " ukala felan dedim ama yakışıklı olduğunu da söylemiştim hani, ne düşünüyorsun ? " dedi.
" Ne düşünebilirim teyzeciğim, Allah aşkına aaaaa... " diyerek mutfağa kaçtım.
Kalbim deli gibi çarpıyordu. Elimi tezgaha koyarak derin derin nefes aldım.
Okulda gördüğüm yetmiyormuş gibi bir de burada mı görecektim onu !
Geçen çamurlu suyu bana fırlattığı arabasının gücü ailesinden geliyor olmalıydı. Demek ki oldukça zenginlerdi. Ama zengin bir aile neden çocuklarını devlet okulunda okutsunlar ki ?Annemin koluma hızla vurmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.
" Ben kahveleri yaptım sen de götür. Bir işe yara ! "
Tepsiyi istemeye istemeye alarak içeri gittim.
Babama ve misafirlere kahveyi ikram ettim ama tepside hala bir kahve daha vardı.
Ayy canım yok artık.
Woohyun beyefendiye de hizmet edecek değildim.
Annem : Kızım ne duruyorsun, çocuğa da versene kahveyi.
Woohyun'un pis pis sırıtışı üzerine kahveyi tepsiyle birlikte ona doğru uzattım ama almasına izin vermeden üstüne doğru döktüm.
Woohyun : Aaaahhh---
" Özür dilerim" dedikten sonra kıkırdayarak hızla üst kata kendi odama doğru çıktım.
Odama girdiğimde kendimi yatağa attım ve kafamı yastığa gömerek derin bir kahkaha attım.
Tanrım.. ne kadar haylazdım !
Kafamı yastıktan kaldırdığımda Woohyun'u tişörtüz bir biçimde karşımda gördüm.
Çığlık atmak için ağzımı açtığımda eliyle ağzımı kapatarak ve bir eliyle de omuzundan iterek beni yatağa yatırdı.
Kendi de üstüme çıkıp yerleştikten sonra ağzımı açtı.
Woohyun : Bilerek yaptın değil mi ?
" Ailen gerçekte bir psikopat olduğunu biliyor mu ? "
Woohyun : Ne diye kahveyi üzerime döküyorsun ?
" Amacın beni öldürmek mi ? "
Woohyun : Niye konuyu değiştiriyorsun ?
" Konuları değiştiren sensin ! "
Woohyun yatağımın yanındaki sağ duvara bakarak sırıttı.
" Kalk üzerimden ! "
Woohyun gözlerime bile bakmadan gözlerini direk dudaklarıma çevirdi.
" Sana kalk dedim ! "
Woohyun elleriyle saçlarımı boynumdan çektiğinde korkudan tekrar çığlık atmak istedim.
Ama o tekrar eliyle ağzımı kapattı ve işine devam etti.
Woohyun: İki dakka rahat dur .
Saçlarımı tamamıyla yatağa düşürdüğünde ve boynumu açık bıraktığında gözleri boynumun her noktasında bir kamp kurdu adeta.
Woohyun : Bakalım düzelmiş mi ..
Rüya olarak gördüğüm o şey.. aslında gerçek miydi ?
" O sen miydin ? "
Woohyun parmak uçlarıyla yavaşça boynuma dokunuyor ve adeta doktor edasıyla inceliyordu.
Woohyun : Ney ben miydim ?
" Bunu yapan ! "
Woohyun : Yaaahhh hahhaa.. neden kendini öptürdüğün erkeklerin sorumluluğunu ben alayım ?
" Ben ciddiyim. "
Bunu söylememle birlikte üzerimden yavaşça kalktı ve suratı ciddiyetle buluştu.
Yatağımda ikimizde oturur pozisyona geldik.
Woohyun : Şaka yapıyorsun değil mi ?
" Hayır. "
Woohyun : Boynuna bu izleri bırakanın gerçekten kim olduğunu bilmiyor musun ?
" Hayır dedim ya ! "
Woohyun : Sen...... Düşündüğümden de salaksın !
" Yaa off gerizekalı. Kalk yatağımdan. Ben burada kime ne anlatıyorsam. "
Woohyun'u kolundan tutmak istesem de üstü tamamen çıplak olduğundan tutasım gelmemişti.
Woohyun : İyi kalktım bee !
Woohyun sanki odaya yeni girmiş gibi gözlerini en ufak köşeye kadar gezdirdi.
Woohyun : Bana tişört ver. Boşuna gelmedim buraya. Haa bir de.. seninkilerden olmasın lütfen. Sünger Bob sevmem.
O anda zihinsel çöküş yaşarken dolabımı hızla açtım ve siyah tişörtümü verdim.
Woohyun : Çok şükür bedenlerimiz hemen hemen aynı.
" Ya yuh artık daha neler ! "
Woohyun : Sana kilolusun demedim ben zayıfım o yüzden.
Tişörtü giydikten sonra onu sırtından ittirerek kapıdan çıkarmaya çalıştım.
Woohyun : Bir dakika bir dakika bir dakika ! Sen boynunu öpenin ben olduğumu nereden çıkardın ?
" Hiç.. öyle.. "
Woohyun : Yoksa beni rüyalarında mı görüyorsun ?
" Off kes sesini yaa ! Yine başladın ukalalığa ! "
Woohyun : Emin ol, seni rüyalarımda bile öpmem !
Odadan dışarı çıktıktan sonra kapıyı ardından sertçe kapattım.
" Şerefsiz ! "
O sırada Myungsoo'dan mesaj gelmişti.
" Yarın boşsun değil mi ? Boş olmasan bile boş ol. Bir dakika ben neler diyorum. Her neyse, yarın grup toplantımız var. Gelişini kutlayacağız. Katılım zorunludur. Gelmezsen Sunggyu-hyung seni sürükleyerek getirecekmiş. Yeri ve saati yarım saat sonra atarım. İyi geceler. "
🐇🐇🐇
Uzun uzun aralıklı bölüm atacağıma kısa kısa çok çok bölüm atayım dedim ^^
Umarım beğenmişsinizdir 😍
Yb'de görüşmek üzere 🙋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SCHOOL 2019-2020 / INFINITE
Fanfiction"Nereye gidersen git, kiminle olursan ol, aklında hep ben olacağım Lee Soul, bunu unutma!" - ( ? )