7 Rings // Yoonmin

7 Rings

Merhaba Blood of Angels okuyucuları. Gece aldığım yorum yüzünden zaten içime sinmeyen durumun yüzüme vurulmasıyla hikayeyi yayımdan kaldırdım. Benim için biraz sancılı bir geceydi ama yanımda olanlara çok teşekkür ederim, sizi seviyorum🥺🥺

Biliyorum aranızda bu duruma üzülenleriniz var ama emin olun böylesi daha iyi. Kitle büyüdükçe daha fazla o tarz yorumlar alacaktım ve bu bende daha fazla hasar bırakacaktı. Bu yüzden lütfen üzülmeyin ve önümüze bakalım♥️

Bu olayın üstüne, bir haftadır taslağımda duran ve paylaşmak için oldukça hevesli olduğum bu hikayeyi paylaşıyorum. Bunu yaparken BOA'nın hazır okunma, oylama ve okuyucularına konuyorum bunun için üzgünüm ama istemezseniz okumayabilirsiniz. Sadece okunmaların boşa gitmesini istemiyorum..

Ve;

Bir şarkıdan esinlenilerek başlanılmış yeni ficim 7 Rings'e hoş geldiniz. Bu hikaye bolca tensel temas, muhtemelen birtakım fantazi ve yaş farkı içerecektir. Lütfen rahatsız olanlar ya da olacaklar okumasın. Biraz daha kötü yorum kaldırabilecek ruh hali içerisinde değilim çünkü :')

Umarım bu sahtekarlığımı mazur görür ve 7 Rings'i bolca seversiniz. Sizi seviyorum🥺💜

***

"Gördüm."

Sıcak nefesi yüzümü yalarken, başımın üstünde duvara yaslayarak birleştirdiği ellerimi bileklerimden bir eliyle sıkıca kavramıştı. Vücuduma olan baskısını arttırmış, kasıklarımda yakıcı bir ateşin parlamasına sebep olmuştu.

Yanıyordum. Aynı zamanda boğuluyordum. Nefesiyle ve dokunuşuyla yanıyordum ama bir yandan da aramızdaki yaş farkının eziciliği altında her zamanki gibi boğuluyordum. Beynim onun için çok küçük olduğumu haykırdı, her defasında olduğu gibi. Duymadım, umursamadım onu; her zaman yaptığım gibi.

Islak dudakları yüzümde dolaştı. Boştaki eliyle belimi sıkıca kavramıştı ve dokunuşu kıvranmak istememe sebep oluyordu. Her zaman olduğu gibi, daha fazlasını istememe sebep oluyordu. Burnunu boynuma sürttü, hemen ardından aynı noktaya ıslak bir öpücük kondurup peşi sıra ısırdı. Dudaklarımın arasından duymayı çok sevdiği inlemem firar edince yüzüne o memnun gülüşü yerleşti.

"İstedim."

Belimdeki eli yavaşça pantolonumun kemer kısmına, oradan da ereksiyon olmuş penisimin üzerine kaydı. Vücudumdan bir titreme geçerken ihtiyaçla kasıldım. Kafayı yiyordum. Bana kafayı yedirtiyordu. Merhamet nedir bilmiyordu ve bana hiçbir zaman acımıyordu. İşin kötüsü, bana acımasını istemiyordum. Ondan merhamet dilemiyordum ve beni mahvetmesinden hastalıklı bir şekilde keyif alıyor, her ne kadar sızlansam da bundan büyük bir haz duyuyordum.

Min Yoongi bana şefkat gösteriyordu ama çoğunlukla beni tüketiyordu. Dudakları küçük bir çocuğa duyduğu şefkatle boynumda turlarken, güneylerimdeki eli şefkatine tezat bir şekilde beni kapana kıstırıyor, aklımı yitirmemi sağlayacak kadar tüketiyordu.

"Ve aldım."

Son kelimeleri de dudaklarından firar ettiğinde önce başımın üzerinde birleştirdiği ellerimi serbest bırakmış, ardından iki elini belimden kalçama kaydırarak büyük bir açlıkla dudaklarıma yapışmıştı. Aynı hız ve hırsla ona karşılık verirken ellerim yumuşak saçlarının arasından kayıp sertçe çekmişti. Dudaklarımız arasından firar eden zevk inlemeleri yine dudaklarımızın arasına hapsolurken beynim ilk tanıştığımız gün söylediği cümleyi tekrar ediyordu. "Bir şeyi önce görürüm. Gördüğümü isterim ve istediğimi her zaman alırım."

Min Yoongi beni görmüştü, istemişti ve almıştı.

Şimdi ise beni yakıyordu ve sonrasında küllerimden tekrar doğuruyordu.

***
29012019| 09.05