Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın!!***
Belirsizlik beni yeyip bitiriyordu.
İki gün önce geçirdiğim kazadan -söylemeden edemeyeceğim, neredeyse ölüyordum- sonra hastane odasında Bay Min ile yaşadığımız şeyler hâlâ tazeliğini koruyup kanımda bir şeyleri harekete geçirirken, bir yandan da beni inanılmaz tedirgin ediyordu.
Ona bir soru sormuştum ve sorumun cevabını çok güzel almıştım. O gün hastaneden çıktıktan sonra beni evime bırakmış, ben arabadan inmeden önce uzanıp dudaklarımdan biraz kısa biraz uzun sayılabilecek bir öpücük çalmış, iki gün boyunca aklımı meşgul edecek başka bir hatıra sokmuştu aklıma. Jungkook ve Taehyung tüm hafta sonu boyunca yanımdan ayrılmamış, eve gelen ailemle beraber başımı şişirmekten çekinmemişti. Üstü kapalı alaylarını eksik etmeyen arkadaşlarım annemle babamın garip bakışlarına maruz kalmayı, beni zor duruma sokmayı bile önemsememiş tüm hafta sonu boyunca hastane odasındaki basılmamızın ve Min Yoongi'nin beni eve bırakırken dudaklarıma bıraktığı öpücün dalgasını geçip durmuştu.
Evet, Bay Min beni öperken o iki gerzek de arabadaydı ve kendisi bunu hiç önemsememişti. Sonuç olarak onlarla ben uğraşıyordum ve dürüst olmak gerekirse moralimi bozmuşlardı. Bana oturup etraflıca düşünme, belki de yaşadığım anların tadını çıkarma fırsatı sunmamışlardı ve açıkçası bu kötü hissettiriyordu. Otobüsten inmiş, ellerim ceketimin cebinde şirkete doğru ilerlerken yaklaşık 10 metredir tekmelediğim taşa bir tekme daha savururduğum sırada kendimi kötü ve gergin hissediyordum. Birkaç dakika sonra şirkete ulaşacaktım. Bay Min çoktan gelmiş, odasına kurulmuş olmalıydı. Muhtemelen beni odasına çağıracaktı ve ne yapmam, nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Beni öpmüştü, defalarca. Aklımdaki soruya da bir daha o soruyu sormamam için hem mecazi hem de gerçek anlamda ağzımı kapatarak -o muhteşem öpücükten bahsediyorum- cevap vermişti.
Ancak elindekiyle yetinmeyen tarafım, ne olduğunu bilmediğim bir şekilde daha fazlasını istiyordu aramızdaki bu şey için; belki bir sıfat, belki bir isim.
Dakikalardır bana eşlik eden taşıma son kez vurup şirkete girerken dalgındım. Güvenlik görevlileriyle selamlaşırken, kartımı okutup turnikelerden geçerken, asansöre binerken ve çıkacağım katın numarasının yazılı olduğu düğmeye basarken dalgındım. O kadar dalgındım ki, ensemdeki tüylerimi ürperten sıcak nefesin sahibi kollarını belime dolayıp beni kendine yapıştırana kadar Min Yoongi ile aynı asansörde olduğumu fark edememiştim.
"Günaydın." Boğuk sesi kulağımı delip geçerken kalbimin, o etrafta olduğu her seferinde yaptığı gibi hızlanışına ve bacaklarımın titreyişine şahit oldum. Üzerimdeki etkisi inanılmazdı. Bu nasıl oluyor, bunu nasıl yapıyordu bilmiyorum ama beni her seferinde toy bir çocuk gibi hissettirip elimi ayağıma dolaştırıyordu.
Aptal, diye beni azarladığını hissettim iç sesimin. Onun yanındayken toy bir çocuksun zaten. Küçük bir çocuk.
"Günaydın." sesim bir fısıltı olarak aramızda dağıldığında dudakları ensemi bulup yumuşak bir öpücük kondururken yutkunmadan edemedim. Ellerim refleks olarak karnımın üzerinde birleşen ellerine tutunurken kendimi ona daha da çok yasladım. Ağırlığımın büyük bir bölümünü ona yüklerken gözlerim benden bağımsız bir şekilde kapandı. Onun yanındayken her şey benden bağımsız gerçekleşiyordu. Onun yanındayken kendime hakim olamıyordum ve bunu fark edeli çok olmuyordu.
"Çok dalgınsın?" Sırtımın asansör aynasıyla buluştuğunu hissederken ondan uzaklaşmamla vücudumu kaplayan soğuktan nefret etmiştim. Karşımda duruyor, ellerini belimin iki yanından asansör aynasına yaslıyordu. Bakışlarımı yüzüne çıkardığımda yüzündeki alaycı ifadeyle gerilmeden edememiştim. Ayrıca diğer günlerden farklı olarak gözlerinin içi gülüyordu ve içten içe bunun sebebi olduğumu bilmek beni delirtiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/156902033-288-k163838.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Rings // Yoonmin
FanfictionMin Yoongi beni görmüştü, istemişti ve almıştı. Şimdi ise beni yakıyordu ve sonrasında küllerimden tekrar doğuruyordu. ** #15 in yoonmin