BTS - Cypher 4
Hadi bakalım, salalım ilk bölümü.
***
Savsak ve heyecanlı adımlarla yol kenarından yürürken, içimdeki tarifsiz hisse bir anlam yüklemeye çalışıyordum ama pek başarılı olduğum söylenemezdi.
Attığım her adımda, gittikçe kısalan her mesafede kalbimin göğsümü dövüş şiddeti artıyor, kulaklarım gittikçe uğulduyordu.
Sonunda stajımı göreceğim şirket binasının önünde durduğumda, uzun binayı süzdüm. Binanın tepesindeki "Min Holding" yazısı kocaman, beyaz renkli harflerin üzerinden kayan siyah şeritlerle yazılmıştı ve kendi varlığımı sorgulamama sebep oluyordu.
Stajımı Güney Kore'nin en büyük şirketlerinden biri olan Min Holding'de göreceğime, başvurumu kabul ettiklerine hala inanamıyordum. Görebileceğim en güzel rüyanın içindeymiş gibi hissediyordum kendimi ve eğer bu bir rüyaysa asla bu rüyadan uyanmamayı diliyordum.
Derin bir nefesi daha içime çekip sakinleşmeye çalışarak binaya doğru ilerledim. Yaka kartımı güvenliklere gösterip, bana verilecek olan kartı okutup geçmem gereken turnikeleri -henüz kartım olmadığından dolayı- onlar benim için aktif hale getirirken, güvenlik görevlileri bana içten bir gülümseme sunmuş, az da olsa heyecanımı yatıştırmışlardı. Çok küçük bir azalmaydı ama bu. Tek bir rahat nefes almamı sağlayan bir azalma.
"Hukuk departmanının hangi katta olduğunu biliyor musun, küçük?" demişti diğerine göre yaşça biraz daha büyük duran esmer güvenlik görevlisi. Başımı sallayıp onu onaylarken "On ikinci katta." dedim yeni gelen stajyer olduğumu nereden bildiklerini sorgulama gereği duymadan ve teşekkür edip önlerinde eğildikten hemen sonra omzuma astığım çantamın askısına sıkıca tutunup, önümdeki asansöre ilerledim.
Seneler önce, bilgisayarımdaki tercih sonuçları ekranında Hukuk Fakültesi'ni kazandığımı gördüğüm zamanda bile bu kadar heyecanlanmamıştım.
Titrek adımlarla kapısı açılan asansöre girip, görene kriz geçirdiğimi düşündürtecek kadar titreyen elimle on iki sayısının olduğu düğmeye bastım. Asansör küçük bir ses ve hafif bir sarsılmayla harekete geçerken derin bir nefes alıp, solumdaki aynada kendimi süzdüm.
Her zamanki Park Jimin'den oldukça farklıydım. Her zamanki Park Jimin, takım elbise giymeyi pek sevmezdi ve kravat takmaktan nefret ederdi. Ayrıca lenslerimi kaybetmiştim ve bu yüzden takmaktan pek hoşlanmadığım çerçevesiz, yuvarlak gözlüklerimi takmıştım. Yine de her zamanki Park Jimin, aynadaki aksinden oldukça memnundu. İlk gün için oldukça uygun görünüyordum.
Asansör hafif bir sarsıntıyla durup, kapılar açıldığında düşünmeye zaman tanımadan kendimi boş koridora atmıştım. Stajımı yanında göreceğim, Min Holding'in başarılı ve tanınan avukatı Kim Seokjin'in odasının yerini sormak için köşedeki masada bulunan bilgisayarda bir şeylerle ilgilenen, muhtemelen sekreter olan, kadına doğru ilerledim.
"Merhaba," dedim gerginliğimi sesime yansıtmamaya çalışarak. "Avukat Kim Seokjin'in odasının yerini öğrenebilir miyim?"
Kadın suratıma bile bakmadan bilgisayardaki işiyle ilgilenirken sordu. "Ne için sormuştunuz?"
Yüzüme bile bakmayarak gerçekleştirdiği kabalığı karşısında kaşlarım çatılırken "Staj için geldim." dedim. "Stajımı onun yanında göreceğim."
Kadının klavyede hareket eden parmakları önce yavaşlayıp ardından durdu ve bakışları bakışlarımı buldu. Gözlerinden şaşkınlık olduğuna emin olduğum bir duygu dalgası geçerken "Oh," dedi sandalyesinden kalkıp. "Afedersiniz. Lütfen beni takip edin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Rings // Yoonmin
FanfictionMin Yoongi beni görmüştü, istemişti ve almıştı. Şimdi ise beni yakıyordu ve sonrasında küllerimden tekrar doğuruyordu. ** #15 in yoonmin