7 Rings // Yoonmin

22|"Sanki her şeyinmişim gibi."

Lütfen bol bol yorum yapıp görüş bildirin ve oy vermeyi unutmayın. Bir de lütfen #EvdeKalın

Keyifli okumalar!

***

Hızlı başlayan şeylerden korkardım. Çünkü hızlı başlayan şeylerin sonu çabuk gelirdi. Min Yoongi ile olan ilişkimiz de hızlı başlamıştı. Ne olduğunu anlamadan kendimi son hızla akıp giden bir nehrin içinde bulmuştum ve bu nehrin ucunun bir şelale olmasından korkuyordum.

Hızlı şeylerin düşüşü sert olurdu. Ve ben hızlı şeylerden korktuğum gibi, düşmekten de korkardım.

Her şey bir anda olmuştu. Bugün cumartesi olmasına rağmen beni şirkete çağırmıştı ve stajımdan bağımsız bana ek mesai ücreti vereceğini söylemişti. Gelmiştim. Ancak sebebi vaat ettiği ücret değildi. Onu özlemiştim. Bu kadar kısa sürede ona bu kadar çok alışmış olmam korkunçtu ancak onu gerçekten, deli gibi özlemiştim. Üstelik en son dün görüşmüştük. Beni okuldan almaya gelmiş, herkesin içinde beni öpmüştü. Daha eve bile varamadan öğrencilerin yönettiği okul sayfasında boy boy fotoğraflarımızı görmüştüm. Ve altına gelen hakaret içerikli yorumları.

Yoongi benimle olduğu sürece bunlara katlanmak, bu yorumları görmezden gelmek sorun değildi. Ancak Yoongi giderse ne olurdu? Yorumların şiddeti ve içerdikleri hakaretlerin boyutu artacaktı. Hiçbir suç işlememiş olmama rağmen günah keçisi ilan edilecektim.

Yoongi beni bırakırsa ne olurdu?

O beni masaya yaslayıp bacaklarımın arasına girerek öpmeye başladığından beri bunu düşünüyordum. Tek bir sözüyle şirkete gelmiştim. Bay Kim'den bir dosya getirmemi isteyerek odasına çağırmıştı ve çıkacağım sırada daha ne olduğunu anlayamadan dudaklarını dudaklarımda hissetmiştim.

Her şey bir anda olmuştu.

Dili, ağzımın içinde sert baskılar uyguluyor, ellerinin  belimdeki tutuşu bazen canımı acıtsa da rahatsız etmiyordu. Çünkü daha büyük bir acıyla baş etmeye çalışıyordum. Beni oturttuğu masada bacaklarımı aralayarak ikisinin arasına girmişti ve sert öpücüklerinin arasında sertçe bastırıyordu kendini bana. Ve lanet olsun, onun karşısında o kadar tecrübesizdim ki; çoktan erekte olmuştum. En kısa sürede rahatlamazsam, bu acı beni delirtebilirdi.

"Yoongi..." İsmi yalvarırcasına dudaklarımdan döküldüğünde, o rotasını boynuma çevirmişti. Islak dokunuşlarına sert dişleri eşlik ediyor, sıcak nefesi boynumu dövüyordu. "Bay Min.." dedim bu sefer. Ona nasıl seslenmem konusunda bir türlü kesin karara varamıyor, sonunda ağzıma ne gelirse onu söylüyordum.

"Beni delirtiyorsun." demişti. Boynuma işkence etmeye, kendisini bana sürtmeye devam ediyordu. "Şimdi, tam bu masada." dedi diliyle boydan boya boynumda yol izlediğinde. "Benimle sevişmeni istiyorum."

"Yoongi.." dedim sızlanarak ve o dudaklarıma kapandı. Yanıyordum. Nasıl oluyordu bilmiyorum ancak öpücüklerine doyamıyordum. Dokunuşlarına da. O günden beri, onunla bir kez daha sevişmeyi deliler gibi istiyordum ancak bunu dile getirecek cesarete sahip değildim. Şanslıyım ki, Yoongi isteklerimi benden önce dile getirecek kadar cesur ve arsızdı. Ancak yine de, buranın doğru mekan olduğunu düşünmüyordum.

"Yoongi." demiştim ellerimi omuzlarında sabitleyip onu kendimden hafifçe uzaklaştırıp öpücüğü kesintiye uğratırken. "Ofisinin bunun için uygun olduğunu düşünmüyorum." Oyuncu bir tavırla kulağına fısıldadığım sözcüklerin ardından kulak memesini dişlerim arasına alıp hafifçe çekiştirdim. Hırıltısı odada dağılırken belimdeki ellerinin tutuşunun daha da sıkılaşmasıyla tısladım. Gözleri şimdi daha karanlık, daha arzu doluydu.