Bölüm Şarkısı: Nick Jonas - Jealous
Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar!
***
Nasıl hissetmem gerektiğini sorsanız, cevabım bilmediğim yönünde olurdu. Ancak şu an ve birkaç gündür nasıl hissettiğimi soracak olsanız mükemmelden de öte hissettiğimi söylerdim.
Dersteydim. Yoongi ile geçirdiğimiz o inanılmaz sabahın üstünden üç gün geçmişti. O gün, tüm günü evde geçirmiştik. Ondan asla beklemeyeceğim şekilde ilgilenmişti benimle. Duş almaya birlikte girmiştik ve tüm nazikliğiyle temizlemişti beni. Bana ikinci kez kahvaltı hazırlamıştı. Daha sonra seveceğimi iddia ettiği bir film açmış ve beni kolları arasına almıştı. Sarmaş dolaş bir şekilde açtığı filmi izlemiştik. Arada bir saçlarıma ve yanaklarıma öpücükler kondurmuştu. Zaten yorgun olan bedenim ise en sonunda hem kollarının arasında olmanın getirdiği mayışıklıkla hem de öpücüklerinin yumuşaklığıyla filmin sonunu görememiş, uyuyakalmıştı.
Uyandığımda ise onun yatağındaydım. Yanım boştu. Başta kendimi kötü hissedecek gibi olduysam da komidinin üzerine bıraktığı, dağınık el yazısıyla şirkete gittiğini belirten not kağıdını görmemle bu his anında bedenimi terk etmişti. Saatin neredeyse öğlen olduğunu fark edip onu aramış, birkaç dakikalık konuşmamızın ardından bana evinde kalmamı söylemesine rağmen onu reddetmiş ve kendi evime geçmiştim.
Onsuz geçirdiğim iki günün ardından ise şimdi okuldaydım. Pür dikkat öğretmeni dinlemem gereken bir dersteydim, biliyorum, ancak dersin adını bile hatırlayamayacak kadar dağınıktım. İçimde tarif etmekte zorlandığım hisler vardı ve bu hislerin hepsi farklı bir kapıya çıkıyordu. Ancak kapıların ardındaki hep aynıydı. Min Yoongi. Açtığım her bir kapının ardında hep o vardı.
Bu ne kadar sağlıklı bir durum bilmiyorum ancak aklımın her bir köşesi onunla kaplıydı. Kuracağım cümlelere bile onunla başlamak istiyor, yine tüm cümlelerimi onunla sonlandırmayı diliyordum.
"Dersi dinlemeyişin profesörün dikkatini çekmek üzere." Yanımda, kollarını göğsünde bağlayarak oturan Taehyung benim aksime tüm odağı derste olmasına rağmen halimden haberdardı. "Bölüm birinciliğini kaybetmek istemiyorsan en azından dinliyormuş gibi görün."
Sözleriyle bakışlarımı elindeki tahta kalemiyle beyaz tahtaya bir şeyler karalayan adama çevirdim. Az sonra, bakışlarımı hissetmiş gibi önüne dönüp bana baktığında, dersin en başından beri tüm odağım ondaymış gibi görünmek için çabaladım. Başarılı da olmuş olmalıydım ki, gözlerinden memnun bir parıltının geçişine şahit oldum. Tekrar tahtaya dönüp yazma işlemine devam ederken Taehyung'un yakıcı nefesini dibimde hissettim. "Öğretmeni kandırmış olabilirsin, ama beni kandıramazsın Jiminie. Ders sonunda bana her şeyi anlattığından emin ol."
Eh, Kim Taehyung gibi bir arkadaşa sahipseniz rica kavramı hayatınızdan çıkıp her şey emre dönüşüyordu ve kahretsin ki bundan kaçışım olmadığını biliyordum. Taehyung ağzımdan tek kelime almadan beni rahat bırakmayacaktı.
***
"Jungkook!" Kafeteryada oturuyorduk. Ders biteli birkaç dakika olmuştu ve Taehyung kaçmayacağımdan emin olmak adına kolumu sıkıca tutarak beni kafeteryaya, şu anda oturduğumuz masaya sürüklemişti. Ardından Jungkook'a onu beklediğimize dair kısa bir mesaj çekmişti ve öldürücü olduğuna inandığı bakışlarının hedefine beni koymuştu.
Gerginlikten bacağımı salladığım sırada Jungkook "Ne oldu?" diyerek masadaki sandalyelerden birini çekerek oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 Rings // Yoonmin
FanfictionMin Yoongi beni görmüştü, istemişti ve almıştı. Şimdi ise beni yakıyordu ve sonrasında küllerimden tekrar doğuruyordu. ** #15 in yoonmin