Medya: İren
*Harry Styles - Sign Of The Times
İREN
"... Gonna have a blast, make it last forever . I'll pick you up at the liquor store . Hurry up we can fit one more .It's now or never .It's gonna gonna be be , a bitchin' summer !" Odamda telefonuma bakınırken aynı zamanda da hafif hafif sevdiğim şarkıları mırıldanıyordum. Avril Lavigne - Bitchin Summer 'da onlardan biriydi. Fakat *annem* salondan yüksek bir sesle " İren kızım gel de kaldır şu çamaşırları." diye seslenince elimdeki telefonu bırakarak sinirli bir şekilde yataktan kalktım. Hızlı ve sert adımlarla salona doğru yürüdüm. Salonun büyük iki kapısından aralık olanının eşiğinden kafamı uzatıp *anneme* baktım.
*Annem* lüks l koltuklardan birine öylece uzanmış gözünü kırpmadan bana göre "Esra Erol"'dan sonra en saçma program olan "Gelin Evi"'nin tekrarını izliyordu. *Annemin* bütün gün boyunca yapmaktan bıkmayıp usanmadığı tek aktivite buydu . O meşhur koltuğuna oturup bütün gün televizyon izlemek. *Evimiz* son derece lüks olmasına rağmen evin hali berbattı. Ki evde 2 tane hizmetli olmasına rağmen evi bu kadar hızlı kirletmeleri de ayrı bir ironiydi. Evde o kadar hizmetli olmasına rağmen *annemin* hala bana iş vermesini saymıyordum bile.
*Babam* da *annemden* farksızdı. Bütün gün aralıksız evdeki ofisinden çıkmaz . Imac'ini tek bir kere bile elinden bırakmazdı. Bir kaç defa *babamı* hizmetçilerle flört etmeye çalışırken görmüştüm. Tahminimce de "Azar" gibi saçma ve gereksiz bir uygulamadan karı kız düşürmeye çalışıyordu. Alaycı bir şekilde *anneme* doğru bakıp konuşmaya başladım;
"Cidden mi? Gerçekten bana o cümleyi kurmuş olamazsın? Kulaklarımda bir problem olduğundan şüpheliyim. Yoksa bana gerçekten 'kızım! diye hitap edip emir verdiğini falan zannedicektim." Alaycı bir kahkaha atarak konuşmamı sürdürdüm. "Ne o benden o aptal çamaşırları kaldırmamı mı istiyorsun ? " diyerek ağzımı yamulttum.
"Evet aynen öyle istiyorum küçük hanım. Yoksa bir mahsuru mu var ?" Dudaklarım kapalı bir şekilde dişlerimi sıkıp , sol elimi yumruk yaptım.
"Yok canım ne mahsuru." dedim ve dudağımı büzerek konuşmamı sürdürdüm. " Benim de bu şekilde cevap vermemde bir mahsur yoksa tabi." Yumruk yapıp sıkmakta olduğum elimi *annemin* gözünü bir kere bile kırpmadan baktığı büyük televizyonlarının ortasına geçirdim. *Annem* yaptığım bu harekete karşılık yattığı l koltuğun üzerinden hızlıca kalkıp öldürücü bakışlarından birini fırlattı. Televizyonun ortası çatlamıştı. Önce ürkütücü bir kaç ses çıkardı sonrasında ise tıpkı eski televizyonlarda olduğu gibi arka tarafından dumanlar çıkarmaya başladı . Akıllık edip kanamayan elimle televizyonun fişini prizden çektim. O sırada sol elinin baş parmağımdan süzülen kanlar salonun ortasından, genişçe kapıya kadar uzanan beyaz halının püsküllerini hızlı bir şekilde kırmızıya çevirmişti. İşte tüm o beyazlığın içindeki göze batan koyu kırmızı acı çekmekte olan kan bendim. *Ailemin* dıştan beyaz ve saf görünen bu hayatında kırmızılığımla diğerlerine ben burdayım diye bağırıp yardım istiyordum ama maalesef bunu tek başıma halledemezdim. Sadece beyazın bir kısmını kaplayabilmiştim. Ancak siyah gibi olabilseydim bu hayattan kurtulabilirdim. Siyah beni kurtarabilirdi. İşte bir yıl önce tam bu gece siyah sayesinde kurtulma ihtimallerimin hepsi suya düşmüştü . Çünkü siyahım beni bırakmıştı ve gitgide pembeye dönüşmeye başlamıştım . Bu beni güçsüz yapmıştı.
Merdivenlerden yukarı hızlıca çıkan hizmetlilere öfkeyle bağırdı *annem*.
"Çabuk aşağı inin yukarı çıktığınızı görürsem ikinizide kovarım!" Hizmetliler birbirlerinin arkasından ufak ama çabuk adımlarla aşağı indiler . Hepsi birbirinden korkaktı. Aptallar. 3 kuruş için *babama* bile dayarlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutlu Olmak İçin İyi Bir Nedensin
Misteri / ThrillerŞu an bu yazıyı yazabiliyor olmam bile . Mutlu Olmam İçin İyi Bir Neden...