Keyifli okumalar.
Bu bir şaka mıydı?Başak ölmemiş miydi?
'Ba..başak sen ölmedin mi?' Sorduğum soru her ne kadar saçma olsa da o an mantıklı düşünemiyordum.
'Ne demek sen ölmedin mi?Ölmem mi gerekiyordu?' Başak o otobüste değil miydi?Neler oluyordu Allah aşkına?
'Başak bindiğin otobüs kaza yaptı.Sen orada değil miydin?'dedim sonunda mantıklı yanımı çalıştırarak.
'Ne?! Kaza mı yapmış?Ay anne eğer beni almaya gelmeseymişsiniz ölecekmişim.'diyerek annesine laf anlatan Başak'ın ölmemesi hepimizi büyük şoka uğrattı.En sonunda tekrar dikkatini bana vererek konuştu.
'İzmir'e az kalmıştı.Otobüs bir dinlenme tesisinde durdu.O sırada annemler sen orada bekle seni almaya gelicez diye haber verdiler.Alışverişe falan gidecekmişiz.O yüzden otobüse binmedim.'diyerek açıkladı.
O kadar rahatladım ki birden kahkahalarla gülmeye başladım.Bugün duygu karmaşası içindeydim.10 dakika önce deli gibi ağlarken şimdi deli gibi gülüyordum.Oda da ki herkes deliymişim gibi bakmaya başladılar.Hazal elimden telefonu alıp Başakla konuşmaya başladı.O sırada Rüzgar bu halime gülerek yine beni kolları arasına aldı.
'İnanabiliyor musun?Başak ölmemiş!'dedim.Sanki küçük bir çocukmuşum da bana dondurma almışlar ve ona seviniyormuşum gibi bakıyordu.
Bu sefer tekrar ağlamaya başladım.Ama acıdan değil mutluluktandı.
BAŞAK ÖLMEMİŞTİ.
'Haydaa!Neden ağlıyorsun?Ölmedi işte Başak.'diyerek azarladı beni Rüzgar.
'Ay kızın sinirleri bozuldu.Karışma sen.'Hazal'ın beni savunuşuna karşın Rüzgar'ın kollarından çıkıp gülümsemeye çalıştım.Ağlarken gülümsemeye çalışmakta berbattım.
'Ama ağlarken çok çirkin oluyorsun Eylül.Ciddiyim yani.Başak öldü diye ağlarken çok çirkindin.Acına acı katmamak için söylemedim ama şimdi Başak ölü olmadığa göre söyleyebilirim değil mi?'Rüzgar her zaman Rüzgar,her zaman odundu.
'Öküz.'diyerek koluna bir yumruk geçirdim.Şaka yaptığını biliyordum.Yani sanırım.Doğru mu söylüyordu acaba?*
'Sana Başak'a bir şey olmayacağını söylemiştim.'
Babamlara Başak'ın ölmediğini söylediğimde herkes gibi şaşırdılar.Sonrada tekrar eve geldiler.Onlar gelene kadar akşam olmuştu.
Rüzgar hala bizimleydi.Annemler yanımda olduğu için teşekkür amaçlı yemeğe davet etmişlerdi.
'Sen her zaman haklı çıkarsın babacım.'dedim.Ama yine de üzgündüm.Başak ölmese bile orada kaç ailenin canı yanıyordu.
Yemekten sonra Rüzgar,babamdan biraz gezmek için izin aldı.Babam da izin verdi.Gidip teşekkür öpücüğümü verdikten sonra Rüzgarla dışarı çıktık.Sahile doğru yürümeye başladık.
Sahile geldiğimizde terliklerimi çıkarıp elime aldım.Ayaklarım soğuk kumla buluşunca ürperdim.Biraz ilerdeki şenzloga oturduk.
'Gökyüzüne bak.' Rüzgar gibi bende başımı kaldırıp gökyüzüne baktım.Bir sürü yıldız vardı.
'Çok güzel.'dedim büyülenmiş bir şekilde.O sırada bir yıldız kaydı.
'Ah,yıldız kaydı.Hadi dilek tutalım.'dedi heyecanlanarak Rüzgar.Gözlerimi kapatarak dileğimi tuttum.
'Ne tuttun?'diye sordu.Başımı iki yana sallayarak,'Söylemem.'dedim.Rüzgar hayal kırıklığına uğramış bir şekilde,'Aman iyi.'dedi.Gülümsedim.
Yerimden kalkıp denize doğru yürüdüm.Ayaklarımı suya soktum.Deniz soğuk değildi.Ilıktı.Arkamdan Rüzgar'ın da geldiğini hissettim.O da ayaklarını suya soktu.İkimizinde altında şort vardı.Birbirimize bakarak gülümsedik ve denize doğru biraz daha yürüdük.Aslında bu saatte denize girmekten korkardım.Bir sürü balık olabilirdi.Karanlık olduğu içinde görünmüyordu.Ama yine de korkumu yenerek Rüzgar'a uydum.Aklıma bir fikir gelince gülümsemem yüzümde yayıldı.Birden Rüzgar'a su atmaya başladım.Tabi bunu beklemediğinden neye uğradığını şaşırdı.Kahkahalarla gülerek kaçmaya başladım.O da arkamdan koşup su fırlatmaya başladı.Su da koşmak oldukça zor olduğundan hemen yakalanmıştım.Kıyıdan uzaklaşmıştık ve neredeyse suya tamamen girmiştik.Beni yakalayınca başımı suya soktu.Bende elinden kurtulup üstüne atıldım ve beraber dibi boyladık.İkimizde kahkahalarla gülüyorduk.Sahilde bizden başka ilerdeki kafede oturan iki üç insan vardı.Ve onlarda bizi duyamayacak kadar ilerdeydiler.
'Tamam yeter artık.'dedim kahkahalarımın arasından.Kıyafetlerle denize girmek büyük çılgınlıktı.Yani bana göre.
Ayağıma bir şey değince çığlık atarak Rüzgar'a sarıldım.
'Noldu?'diye sordu Rüzgar endişeyle.
'Ayağıma bir şey değdi!'dedim korkarak.O sırada ayağıma tekrar bir şey değdi.Bu sefer Rüzgarın kucağına iyice çıktım.
'Ay bak yine değdi!'dedim.Rüzgar gülerek beni daha düzgün bir biçimde kucakladı.
'Aman ölüceksin.'diyerek dalga geçince gözlerimi kısarak kötü kötü baktım.
'Hadi neyse,çıkalım artık.'diyerek kıyıya doğru yürümeye başladı.Kıyıya gelene kadar beni gıcık etmekten başka bir şey yapmadı.Kucağından düşürüyormuş gibi yaparak korkutuyordu.Ben her yapışında boynuna iyice sarılıyordum ve çığlığı koparıyordum.Tabi ki o da bu halime gülüyordu.Kucağından indirmeyerek şenzlonga oturdu.Bende kucağından kalkmak için hareketlendim ama izin vermedi.
'İzin verirsen kalkacağım.'dedim.Gülümseyerek,'İzin vermiyorum.'dedi.
Gökyüzüne bakarak sabır diledim.
'Rüzgar,salak salak konuşup sinirimi bozma.Üşüyorum zaten.'
'İyi ya,birbirimize sarılarak ısınabiliriz.'dedi çapkın çapkın.Haklıydı aslında.Yine de istekli görünmemek için bir iki ofladım ve homurdandım.En sonunda da kabul ettim.Şezlonga iyice uzandı ve beni üstüne çekti.Başımı göğsüne koydum.Gerçekten de ısınmaya başlamıştım.
'Eve böyle ıslak ıslak gidemem.'diye mırıldandım.'Annem çok kızar.'
'O zaman kuruyana kadar bekleriz.'dedi.
Gözlerimi kapattım.Uykum gelmeye başlamıştı.Rüzgar'a iyice yaklaştım.O da elini belime koyarak iyice sarıldı.Rüzgar hafif hafif esiyordu.Ve bu iyice uykumu getiriyordu.
En sonunda dayanamadım ve uykuya teslim oldum.Rüzgar'ın kollarında...