Bölüm 25 ^-^

1K 61 6
                                    


"Uykunu almış görünüyorsun."
Başını onaylar biçimde salladı ve, "Aynen."dedi.
Olcay'a dediğine göre bugün onunlaydım.Bana bikinilerimi giymemi söylemişti ve şimdi plaja gidiyorduk. Kafam da daha farklı şeyler yapabileceğimizi düşünmüştüm. Ama anlaşılan Rüzgar Bey öyle düşünmemişti.
Plaja geldiğimizde uygun bir yer aramaya başladık. Bugün plaj oldukça kalabalıktı. Bunun haftasonu olmasından kaynaklı olabileceğini düşündüm.
Uygun bir yer bulduğumuzda Rüzgar şemsiye alıp geleceğini söyleyerek gitti. Bende o sırada yere eşyalarımı koydum. Eşya dediğimde sadece bir çantaydı. Herneyse.
Rüzgar elinde bir şemsiyeyle geldiğinde ona yardım etmek için hareketlendim.
"Gerek yok,ben hallederim."diyerek beni engelledi. Omuz silkerek şemsiyeyi kurmasını izledim. Güçlü kollarıyla şemsiyeyi adeta bir savaşçı gibi kuma sapladı. Gözlerim vücuduna kaydığında o kadar da kötü olmadığını gördüm. Cidden kötü değildi. Gayet iyiydi.
"Eylül,şemsiyeyi kurdum."diyerek gözlerimi vücudundan çekmemi sağladı Rüzgar.Başımı 'tamam' anlamında salladım ve şemsiyenin altına oturdum. Çantamdan güneş kremini çıkardım. Bu sırada Rüzgarda yanıma oturmuştu. Elimdekini görünce, "İstersen ben sürebilirim."dedi. Omuz silkerek, "Gerek yok,ben hallederim."diyip onu taklit ettim.Buna karşın dudakları hafifçe kıvrıldı. Kremi ilk kollarıma sürmeye başladım. İki kolumuda iyice kremledikten sonra bacaklarıma sürmeye başladım. Rüzgar'da beni izliyordu. Bacaklarda bittiğinde sıra sırtıma gelmişti. Ama bir türlü süremiyordum. Rüzgar'a baktığımda sırıtıyordu. Gözlerimi devirdim. Ben hallederim demiştim ama şuan halledemiyordum. Rüzgar'da kendi lafımı yemenin keyfini sürüyor gibi görünüyordu. Bir kaç kez daha sürmeyi denedim ama yapamadım. Nefesimi sıkıntılı bir biçimde dışarı bıraktım. Gururumu ayaklarımın altına alarak Rüzgar'a, "Yardım eder misin ?"diye sordum.
"Kendin halledebilirdin hani ?"dedi dalga geçerek.Gözlerimi devirirken, "Senden bir şey istenmez."diyerek homurdandım. Bakışlarımı ondan çekerek sırtıma tekrar kremi sürmeye çalıştım. Elime sıcacık bir el değdi. Arkama doğru baktığımda Rüzgarla burun buruna geldim. Cidden burnum onun burnuna değmişti. Utançla önüme döndüm. Yanaklarım yanmaya başlamıştı. Kıpkırmızı olduğumu tahmin edebiliyordum. Kahretsin!
Rüzgar elimde ki kremi aldı ve sırtıma sürmeye başladı. Ellerimi önümde birleştirdim ve parmaklarımla oynamaya başladım.
Rüzgar kremi sürerken dışardan sevgili gibi göründüğümüzü farkettim. Yani mesela yanda ki gözlerini bizden ayırmayarak bakan teyze kesinlikle bizi sevgili sanıyordu. Teyzeye gülümseyerek el salladım. Bana karşılık vermeden bakışlarını üzerimizden çekti. Kaba şey!
"Bitti."diyerek kremi uzatan Rüzgar'ın yüzüne bakmadan elinden kremi aldım. Kalan yerlerimi de kremledikten sonra güneşlenmek için uzandım. Daha doğrusu uzanamadım çünkü Rüzgar buna engel oldu.
"Hadi bakalım denize."diyerek ayaklandı ve benide yerimden kaldırdı.
"Yahu bir güneşlenseydim."diyerek mızmızlandım. Bana aldırmayarak denize kadar sürükledi. Kıyıya geldiğimizde beni aniden kucağına aldı ve denize doğru koşturdu. Ben çığlık atarken o kahkaha atıyordu. Su gövdemizi geçene kadar koşturdu. Sonunda durduğunda nefes nefese kalmıştı.
"Nefesini tut."dedi ve birlikte nefesimi tutamadan denize girdik. Denizin içindeydim ve hala kucağındaydım. Rüzgar yüzüme doğru yaklaşmaya başladı. Ne yani beni öpecek miydi?
Yaklaştı,yaklaştı ve yaklaştı. Tam dudağını değdirecekti ki suyla cebelleşmeye başladım. Çünkü oksijensizlikten ölebilirdim. Rüzgar'ın en sonunda jetonu düşmüş olmalı ki suyun yüzüne çıkardı beni. Çıkar çıkmaz oksijeni içime çektim.
"Az daha ölüyordum!"diye cırladım.
"Eylül özür dilerim ya.Onu düşünemedim."dedi pişmanlık içinde. Başka şeyler düşünüyordun tabi sapık.
Bir iki derin nefes daha aldım.Sonunda kendime geldiğimde Rüzgar'a dönüp,"Tamam önemli değil."dedim. Gözlerinden korktuğu belli oluyordu.
"Hadi gel seni benim gizli yerime götüreceğim."dedi Rüzgar.Meraklı bakışlarla ona döndüm.
"Gizli yer?"diye sordum. Gözleriyle ileride ki kayalıkları işaret etti.
"Şu kayalıkları geçince görürsün. Onların arkasında."diyerek açıkladı.Kayalıklar uzaktaydı. Oraya kadar yüzecek miydik?
Rüzgar sanki aklımı okumuş gibi,"Oraya kadar yüzeceğiz."dedi.Tamam iyi yüzüyordum ve yüzmeyi seviyordum. Ama oraya kadar gitmek gözümü korkutmuştu.
"Ben oraya kadar yüzemem ki."dedim. Dudağı hafifçe yukarı doğru kıvrıldı.
"Merak etme,yorulursan biraz dinlenir devam ederiz ya da.."dedi son heceyi uzatarak. "Seni taşırım."
Başımı onaylar biçimde salladım.Sonra yüzmeye başladık.
Dakikalar geçerken hala yüzüyorduk. Mesafe oldukça fazlaydı. Ve artık ayağımız değmiyordu yere. Rüzgar bu yeri nasıl bulmuştu ki? Gerçekten üşenmeden buraya kadar yüzmüş müydü yani? Tamam,şu an bende yüzüyordum.
Artık kulaç atamayacak kadar yorulmuştum. Ama Rüzgar yorulmuşa benzemiyordu.
"Ay ben yoruldum."dedim.
"Tamam dinlenelim."
Kollarım artık kalkmıyordu. Kaç dakikadır yüzüyorduk acaba?
"Nerden aklına geldi buraya kadar yüzmek ve bu gizli yeri bulmak?"diye sordum. Gülümsedi.
"Aslında planda bir yer bulmak yoktu. Sadece kafama göre yüzüyordum işte."diye açıkladı. Adam üşenmemiş yüzmüş arkadaş.
Kaç dakika orada öylece durduk bilmiyorum ama kollarımı hissetmeye başlamıştım.
"Hadi devam edelim."dedim ve yüzmeye başladık.
Tahminen yarım saat daha yüzdükten sonra kayalıklara varmıştık.Bir 'oh' çektim.
"Gözlerini kapatacağım."diyerek arkama geçti Rüzgar.Elini gözüme koydu. Bir eliyle gözümü kapatıyor diğer eliyle belimi tutarak nereye doğru yüzeceğimi ayarlıyordu. Biraz ilerledik. Suyun sıcaklığı bile değişmişti. Buz gibiydi.
"İşte!"diye heyecanla bağırdı ve elini gözümden çekti. Gözlerimi açtığımda karşımda mükemmel bir manzara gördüm. Denizden ayrı bir göl gibiydi. Etrafını kayalıklar kaplamıştı. Hayatımda hiç görmediğim bir görüntüydü ve harikaydı!
"İnanmıyorum! Burası harika!"dedim heyecanla.
Gülümseyişi yüzüne iyice yayıldı."Seveceğini biliyordum."
"Sevmek ne kelime,bayıldım!"dedim.
Kayalıklara doğru yüzdüm. Hala ayağım yere değmiyordu ve yorulmuştum. Bir yere tutunmam gerekiyordu.
Kayalıklara ulaştığımda ellerimle onlara tutundum. Rüzgar'da arkamdan gelmişti.
"Buranın fotoğrafını çekmek isterdim."dedim dudağımı büzerek.
"Hayır çekmek yok! Burası ikimizin gizli ve özel yeri. Hiç bir yerde görüntüsü olsun istemem birileri görebilir."
Aklıma sadece bir cümle takılmıştı.
'Burası ikimizin gizli ve özel yeri." Gülümsedim.İkimizin.
Su soğuk olduğundan üşümeye başlamıştım.
"Üşüdüm."dedim hafifçe gülümseyerek."Burası bayağı soğukmuş."
Bana doğru yaklaştı ve kollarıyla vücudumu sarmaladı.
"Böyle ısınabiliriz."dedi gülümseyerek.Başımı eğerek,"Tabi."dedim. Sürekli beni utandırmayı başarıyordu. Kalbim hızlanmaya başladı. Ve yanaklarıma ateş yükseldi. Ona bakmamaya çalışıyordum ama o bana bakıyordu. Bunu hissediyordum.Elini çeneme getirdi ve başımı kaldırdı.Gözlerine bakmak zorunda kaldım. Mavi gözleri parlıyordu. Dudakları hafifçe yukarı doğru kıvrıldı. Bana doğru yaklaşmaya başladı.Aramızda santimler vardı. Sanırım bu sefer öpecekti!
-

Cidden uzun mu kısa mı bilmiyorum ama sizi çok bekletmediğimi düşünüyorum. Umarım keyifle okursunuz.
Finale az kaldı. Bunu da söylemek istedim. Ama yeni bir hikayeye başladım. Ona da bakarsanız sevinirim. Sadece bir bölüm koydum. Diğer bölümler bu hikayem bitince ya da en kısa zamanda gelir.
Orada da yanımda olmanızı istiyorum.
Görüşmek üzere...

Sadece Sen...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin