Korku bedenimi ele geçirirken beni tutan kolların arasından kurtulmaya çalıştım. Titriyordum. Küçükken hep mafyalar tarafından kaçırılmaktan korkardım. Ki hala korkuyordum. Şuan olduğu gibi.
Ellerini ağzımdan çekince hemen arkamı döndüm ve gördüğüm kişi karşısında şaşkına uğradım. O ise kahkahalarla gülüyordu. Rüzgar'ı şuan da parçalamak,öldürmek,yok etmek istiyordum. Nasıl böyle korkunç bir şey yapabilirdi?
Onu omuzlarından sertçe ittirirken aynı zamanda da deli gibi bağırıyordum.
"Nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Ne kadar korktuğumun farkında değil misin gerizekalı?"
Yumruklarımı omuzlarına sertçe geçiriyordum. Rüzgar işin ciddiyetini anlayınca gülmeyi kesti ve beni durdurmaya çalıştı. Ellerimi tutup duvara yaslayınca ona vurmayı kestim. Elini yüzüme uzatıp gözyaşımı silene kadar ağladığımı farketmemiştim.
"Şş ağlama. Özür dilerim çok özür dilerim."
O kadar pişman bakıyordu ki. Ama bu yaptığının beni ne kadar korkutacağını bilmesi gerekiyordu. Ellerimi ellerinden kurtardım ve onu sertçe ittirdim. Geriye doğru sendeleyince hemen duvarla arasından sıyrıldım ve eve doğru sert adımlarla yürümeye başladım. Arkamdan gelen ayak sesleriyle peşimden geldiğini anlamıştım.
Önüme geçip beni durdurmaya çalıştı. Ama yüzüne bile bakmadım. Yanından tekrar geçmeye çalıştım ama bu sefer kolumu tuttu.
"Bırak."dedim sertçe. Beni duymazdan geldi.
"Eylül..özür dilerim. Seni bu kadar korkutacağını düşünmemiştim. O kadar üzgünüm ki. Beni affet ne olur."diye yalvarmaya başladı. Başımı başka yöne çevirip ona bakmamaya çalıştım.
"Eylül.."
Yavaş hareket ederek başımı tekrar ondan yana çevirdim. Çok kötü görünüyordu.
"Tamam affetim. Şimdi bırak."dedim sert olmaya çalışarak ama onun o yüzüne bakınca içimde ki öfke bir anda sönmüştü. Kolumu yine de bırakmadı. Gözlerimle bırakmasını işaret ettim.
"Hayır affetmedin. Eğer affetseydin şuan da eve gitmek için geri dönmezdin. Yine beraber gideceğimiz yere giderdik."dedi beklentiyle. Ofladım.
"Affettim işte Rüzgar. Sadece şuan da eve gitmek istiyorum."
Kolumu bıraktı ama bu sefer arkama geçerek omuzlarımı tuttu. Geldiğimiz yöne doğru yürütmeye başladı.
"Hayır hiç bir yere gitmiyorsun. Kendimi gerçekten affettireceğim."dedi. Ses çıkarmadan beni götürmesine izin verdim. Sitenin kafe gibi olan bakkalına gelmiştik. Geri dönmeyeceğimden emin olmak istermiş gibi gözlerime baktı.
"Geri dönmeyeceğim Rüzgar. Bırakabilirsin beni."dedim. Gülümsedi ve omuzlarımdan ellerini çekti. İçeri girdik. Sitenin sakinleri buradaydı genelde.
"Biz bahçeye çıkalım." Rüzgar'ın önerisiyle bahçeye çıktık. Burada daha çok bizim gibi gençler vardı. Boş bir masaya oturduk. Etrafımı süzdüm. Siteye geleli bayağı olmuştu ama daha tanımadığım bir sürü kişiler var gibi görünüyordu. Ama gerek olmadığını düşündüm. Yeterince arkadaş edinmiştim.
Rüzgar bir şeyler almak için ayaklandı. Bende o giderken etrafı yine gözden geçirdim. İleride salıncaklar vardı. Gülümsedim. Salıncakları severdim.
Rüzgar elinde bir kaç cips paketi,bisküviler ve kola tenekeleriyle geldi. Gülümseyerek yanıma otururken,"Yeriz diye düşünmüştüm."dedi. Yapmacık bir gülümseme gönderdim. Onu daha tam anlamıyla affedememiştim. Abartıyor olabilirdim ama böyle bir şaka da olmazdı.