12. BÖLÜM

57.2K 2K 106
                                    

Canlar, sınır çok bekledim o yüzden. Suç benim değil :) Şimdi sınır 170 ayrıca bu sınır her seferinde farkındaysanız artıyor ve 200 duracağız merak etmeyin yani :) 

12. BÖLÜM

-Kimi zaman söylediğimiz şeyler karşımızdaki insanların canını çokça yakar ama biz o anki öfkeyle ne dediğimizi pek önemsemeyiz, yahutta işimize gelmez. Duymaz olur kulaklarımız. Canımızın acısını onlardan çıkarmak isteriz, onlar da üzülsünler deriz şuursuzca. Hiç düşünmeyiz ki karşımızdaki neler hisseder. Neler düşünür? Biz insanlar kimi zaman canice, kimi zaman vicdansızca davranır sanki tek kendimiz yaşıyormuş gibi davranırız. Bizler geceleri uykusuz kaldıkça onların rahat uyuduğunu düşünerek daha da deli oluruz. Ama hiç bilmeyiz karşımızdakileri. Şimdi rahat mı? Yoksa acı mı çekiyor? Bu sorular hiç gelmez aklımıza..

Dedim ya bizler, bencil ve cani insanlarız diye...

Betül E.

Dicle köftesini önce üç parçaya böldü, daha sonra özenle çatalını batırdı. Boran ağa kızı bu zarif ve nazik davranışlarıyla keyiflendi. Dicle tam da düşündüğü gibiydi. Karşısında insanlar olunca pek yemek yiyemeyen, utanıp bocalayan tatlı kızlardan. Genç kız dikkatle odaklanmış bir şekilde yemeğini yemeye çalışıyordu. Lakin Boran ağanın onu delip geçen bakışları altında pek başarılı da olduğu söylenemezdi. Zorlukla yutkundu, uzanıp ayranı kafasına dikti. Boran kıza doğru bir kahkaha atmamak için çırpınıyordu. Dicle ayranın serintisin de biraz da olsa rahatladı, ayranı yan tarafa koyup adama baktı. Boran kızın dudaklarının üstüne yapışmış olan beyaz ayranla şen bir şekilde gülümsedi. Genç kız utanarak başlarını çevirdi.

“Ne ol-du?”

Boran en sonunda cebinden temiz bir peçete çıkardı. Kıza doğru eğilip dudaklarını sildi. Dicle adamın ne yaptığını merak etti.

“Dudakların Balca, ayran bulaşmış. Çok güzel görünüyordu ama daha fazla dursaydı benim diyaframım patlayabilirdi”

Dicle rezil oldum diye kendisine içinden bağırırken Boran sandalyesine geri oturdu. Kızın utanmış halini görünce onu teselli etme girişimlerinde bulundu.

“Utanma. Ben çok beğendim, ama çok da güldüm..”

“...”

Boran kızın çatalına uzanıp ona uzattı. Dicle adamın neyi kastettiğini anlayınca yemeğe devam etti. Adamın tabağına baktı hiçbir şeye daha dokunmamıştı.

“Sen neden yemek yemiyorsun?”

Boran gülümsedi. Ona bir sır veriyormuş gibi eğilip fısıltıyla konuştu

“Yiyorum ya..”

“Neyi? Ben niye görmüyorum?” dedi Dicle merakla. Boran geri çekilip daha büyük kahkaha attı.

“Şimdi neden güldün?” dedi Dicle adama kaşları kalkmış bir şekilde.

“Ah Balcam, sen gerçekten de tam benim ağzıma layıksın”

Dicle elindeki çatalı az daha düşürecekti. Son anda gelen kuvvetle duraksamasına engel oldu. Ne yapacağı bilemiyormuş gibi etrafına bakında. Boran ağa kızı ilgiyle izledi. Onun  utanmış olan halleri daha da zevk veriyordu.

“Balca..” dedi kıza doğru. Kız aniden adama baktı. Onun o siyah gözlerine, sonra düzgün dudaklarına ve esmer tenine. Hafif uzamış saçları alnına dökülüyordu. Bu görüntüyü sevdi. Gülümsedi, sonra gözleri adamın yeni çıkmış sakallarına geldi, Boran’ı hep sakallı biliyordu. Merakla ne sorduğu bile anlamadan konuştu.

YABAN GÜLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin