Akşam olduğunda Jisung'un babası eve gelmişti. Jisung koşarak babasına sarıldı.
Bbsı: Bu gece gidiyorsun değil mi?
Jisung hayretle babasına baktı.
Js: Nereden biliyorsun?
Bbsı: Peri masallarına inanmanı söylemiştim.
Js: Bazen sadece inanmak gerekir.
Bbsı: Minho, oğluma iyi bak. Seni duyamıyor veya göremiyor olabilirim ama sen beni duyuyorsun. Lütfen ona iyi bak.
Mh: İyi bakacağıma söz veriyorum.
Js: İyi bakacağına söz verdi.
Bbsı: Pastanı keselim mi?
Js: Tamam.
Birlikte mutfağa gittiler ve Jisung'un doğum gününü kutlamaya başladılar.
Gece yarısına gelmeden babası uyumaya gitmişti. Minho ve Jisung da sessizce oturuyorlardı.
Js: Gece yarısını beklemek zorunda mıyız?
Mh: Evet. Aksi takdirde kuralları çiğnediğim için beni görevden alırlar ve seni de Wendigo'ya verirler. Yenmek ister miydin?
Jisung korkmuştu. Bacaklarını kendine çekip kafasını salladı.
Js: Hayır.
Minho gülümsedi ve Jisung'u kendine çekip sarıldı.
Mh: Ben de öyle düşünmüştüm. Sadece iki dakika kaldı. Oraya gittiğimizde yanımdan ayrılma. Birsürü canavar var. Kendi bölgelerinden dışarı çıkmazlar ama gireni gördükleri anda öldürürler.
Js: Gitmek istediğimden emin değilim.
Mh: Bütün insanların kaderi senin ellerinde. Periler her geçen gün yoruluyor ve hastalanıyorlar. Wendigo'yu öldürüp perileri serbest bırakmalıyız.
Js: Sen yoruluyor musun?
Mh: Hayır.
Js: Hepsinin yorulduğunu söyledin.
Mh: Ben yanında olmak istediğim kişinin yanındayım. Bu beni yormaz. Zamanı geldi.
Minho ayağa kalktı ve Jisung'u da kaldırdı. Kollarını beline doladı.
Mh: Sarıl.
Js: Bunu neden yapayım ki?
Mh: Boyutlar arasında şıkışıp kalmak istemiyorsun çünkü. Şimdi sarıl.
Jisung Minho'ya sarıldı ve yüzünü boynuna gömdü.
Minho bir portal açtıktan sonra kanatlarını çıkarttı. Jisung'un ağzı açık kalmıştı.
Js: KANATLARIN VAR! Çok güzeller.
Mh: Teşekkür ederim.
Js: Dokunabilir miyim?
Mh: Tabii. Ama acele et.
Js: Tamam.
Jisung Minho'nun arkasına geçip kanatlarını inceledi. Yavaşça parmaklarını sürttü.
Js: Çok yumuşak.
Minho, Jisung kanatlarına dokununca refleks olarak kanatlarını çırptı. Kanat Jisung'a yavaşça çarptı.
Mh: Özür dilerim! Yanlışlıkla oldu cidden özür dilerim! Acıyor mu?
Js: Önemli değil acımıyor. Gidelim.