11.

1K 109 145
                                    

Woojin panikle Minho'nun yanına döndü.

Mh: Hyung? Chan hyung nerede?

Wj: Bulamadım. Lanet olsun onu bulamadım!

Mh: Sakin ol.

Wj: OLAMIYORUM! Chan en yakınım! Ya ona bişey olduysa? Tanrı'm...onu benim korumam gerekiyordu. HASTA OLDUĞUNU BİLE BİLE NASIL YANLIZ BIRAKABİLDİM Kİ?!

Mh: Sakin ol dedim.

Js: Hyung, Minho haklı. Sakin olmalısın.

Jisung'un yanına gidip sarıldı ve burnunu boynuna gömdü. Jisung şaşkınlıktan tepki veremiyordu. Keza Minho da öyle. İkisi de donakalmıştı.

Wj: Beni sakinleştiriyorsun.

Woojin uzaklaşıp dudaklarını Jisung'un yanağına bastırarak uzun bir öpücük bıraktığında Jisung Woojin'i ittirip yanağına sert bir tokat attı. Ne yaptığının farkına vardığında ise özür dilemeye başladı.

Js: H-hyung cidden özür dilerim! İstemeden oldu yemin ederim! Sadece refleksti hyung lütfen affet! Acıyor mu?

Wj: Sorun değil. Acımıyor.

Js: Hayır hyung sorun! Çok sert vurduğumu biliyorum çok üzgünüm. Baksana kıpkırmızı olmuş.

Mh: Jisung o iyi olduğunu söyledi değil mi? Yanıma gel.

Js: Neden bu kadar soğuksun?

Mh: Soğuk falan değilim. Chan hyungu bulmaya gitmeliyiz. Gel.

Minho Jisung'un bileğini tutup dışarı çıkarttı. Nereye gittiğini kendisi bile bilmiyordu.

Js: Minho kolum acıyor bırak! Minho!

Minho Jisung'u karşısındaki kayayla arasına alıp sinirle baktı.

Mh: Neden seni öpmesine izin verdin?

Js: Öpeceğini bilmiyordum.

Mh: BİLMEN GEREKİRDİ! SENİ. SADECE. BEN. ÖPEBİLİRİM.

Js: Aksini iddia eden olmadı.

Mh: O ETTİ! KİMSE SANA BENİM BAKTIĞIM GİBİ BAKAMAZ! O HERİF BAKIYORDU!

Js: Peki ben ona sana baktığım gibi bakıyor muyum? Bunun cevabını bulduğunda bana bağırmayı kesersin umarım.

Jisung Minho'yu hafifçe ittirip kayanın önünden çekildi.

Mh: Jisung gitmemiz gerek. Chan hyungu bulmalıyız.

Js: Tamam gidelim.

Minho sakinleşmişti. Jisung'un elini tutup beraber Woojin'in yanına gittiler.

Chan'ı bulmak için kan izlerini takip etmeye başladılar.

Kan izlerinin sonuna geldiklerinde bir çığlık duydular. Woojin telaşla çalıların arkasına geçtiğinde Chan'ı gördü. Hidra onu tutuyordu ve kanatlarını koparmaya çalışıyordu. Kanatları koptuğunda Hidra onu yere doğru fırlattı. Bedeni sertçe yer ile buluştuğunda acı dolu bir çığlık daha attı. Woojin anında ağlayan Chan'ın yanına koştu ve başını göğsüne yasladı.

Wj: Chan iyi misin?

Ch: C-canım yanıyor.

Wj: Tamam geçti ben yanındayım. Eve gideceğiz tamam mı? Sarıl bana.

Ch: Hepsi senin suçun. Senin yüzünden kanatlarım gitti.

Wj: Çabuk ol gitmemiz gerek.

Ch: Ölsem daha iyi.

Wj: Sarıl dedim bizi farketmeden gitmeliyiz.

Ch: Sarılmayacağım. Ölmek istiyorum. Zaten artık uçamayacağım bile. Ayrıca beni farketmiyorsun. Yaşamamın ne anlamı var?

Wj: Kanatların çıkacak ve tekrar uçacaksın. Sarıl dedim.

Chan yine ağlamaya başlamıştı. Canı çok acıyordu. Woojin'e sarıldı ve gözlerini kapattı. Yumuşak bir cisöin üzerinde durduğunu hissettiğinde yavaşça gözlerini açtı. Woojin'in yatağında yatıyordu.

Woojin Chan'ın üstünden kalkıp yanına uzandı ve sıkıca sarıldı.

Chan hala hıçkıra hıçkıra ağlıyor ve Woojin'i suçladığı için kalan bir gram gücüyle Woojin'in göğsüne vuruyordu.

Ch: S-senin suçun! Git başımdan! Git... Gitme. Sana ihtiyacım var. Kollarının arasında uyumaya ihtiyacım var. Lanet olsun ki seni çok seviyorum.

Wj: Uyu Chan. Uyandığında da yanında olacağım. Ben de seni seviyorum.

Ch: Ben daha çok seviyorum.

Wj: Bu konuda tartışamam. Evet sen daha çok seviyorsun.

Woojin Chan'ın yanağından öptüğünde Chan sakin kalmaya çalışıyordu. Derin nefesler almaya başlamıştı. Kendine gelmesini sağlayan şey Woojin'in sesi olmuştu.

Wj: Chan, iyi misin? Tişörtümü sıkıyorsun.

Ch: Ha? Ah...evet iyiyim.

Wj: Tamam hadi biraz uyu. Ben de yanında yatacağım.

Ch: Gitme ama.

Wj: Tamam gitmiyorum.

Chan gitmemesi için Woojin'e sıkıca sarılıp uykuya daldı.

*****

Minho, Chan ve Woojin gittikten sonra Jisung'a döndü.

Mh: Biz de gidelim artık. Bu sefer seni taşıyamayacağım. Kollarımda bir gram güç yok ve seni düşürmekten korkuyorum. Kendin uçmalısın.

Js: Hala öğrenemediğimi biliyorsun.

Mh: Biliyorum bebeğim. Ama babanın hep ne dediğini hatırla. "Bazen sadece inanmak gerekir." Sadece inan. Hayal gücüne inan. Hayal et ve gerisini akışına bırak.

Js: Tamam. Deneyeceğim.

Jisung hızla kanat çırpmaya başladı. Bir süre yorucu denemelerde sonra başarmıştı. Ayakları yerden kesildiğinde gülümsedi.

Js: Oldu!

Mh: Evet bebeğim oldu! Şimdi eve kadar böyle durmalısın.

Js: Yapabilirim. Zor değil.

Mh: Tamam o zaman gidelim.

Minho da havalanıp Jisung'un elini tuttu ve beraber eve gittiler.

______

Bölüm WooChan ağırlıklı oldu sanki...

Selam!

Normalde bu bölümde fice ChangLix gelecekti ama nasıl yapacağımı bulamadım. Sonraki bölüme artık.

Diğer bölüme birden fazla mitolojik yaratık (ya da az bilinen canlı-cansızlar) koyabilirim.

Bu arada İnstagram'da "_4rt3m1s_" isimli, bu fictekiler gibi şeyleri tanıttığı bir sayfam var ve takipçiler arttığında paylaşım yapacağım (sadece bir gönderi var.) bir sayfam var. Zorlamıyorum ama isteyen takip edebilir.

Kendinize iyi bakın💛💛💛






Fairytale "MinSung" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin