Js: Durun! Yalvarırım, yeter artık! Öldürün beni de kurtulayım!
Jisung içinden çekilen gücü hissettiğinde bir çığlık daha attı. Tüm vücudu çökmüştü artık, kemikleri sayılıyordu.
Ultio onun itiraz ettiğini duyduğunda ellerini boynuna koyup boğazını sıktı.
Ultio: Bana karşı gelme Han Jisung! Seni bu yolla öldüreceğim. Acı çektirerek.
Elini Jisung'un boğazından çekip kalbinin üzerine koydu ve içindeki enerjiyi çekmeye devam etti. İkisi de kendilerini izleyenlerden habersizdi. Ya da sadece Jisung öyleydi.
Jeongin Minho'nun yanına gidip peri formuna geri döndü.
Jg: Orada hyung.
Mh: Nasıl peki?
Jg: İyi değil. Tam anlamıyla çökmüş. Biraz daha geç kalırsak Ultio öldürecek onu.
Mh: Tamam o zaman girmeliyiz. Biz onu oyalarken Hyunjin, sen onu alıp güvenli bir yere götür. Jeongin sen de sonradan Hyunjin'in yanına git, onu korumalısın. Gittiğiniz yeri Woojin hyung ve Chan hyunga haber verin sizi alıp Jisung'un iyileşebileceği bir yere götürecekler.
Hyunjin ve Jeongin aynı anda kafalarını salladılar. Seungmin, Minho ve Jeongin içeri girecekken Felix onları durdurdu.
Flx: Burada olduğumuzu biliyor. Ama hepimizi değil, sadece Jeongin'i biliyor.
Hj: O zaman önden onu mu göndermeliyiz?
Mh: Yapmamız gereken bu, evet.
Hyunjin Jeongin'in bedenini kollarının arasına aldı.
Hj: Çok dikkatli olmalısın güzelim.
Jg: Merak etme hyung bana bir şey olmayacak. Gidiyorum ben.
Jeongin de Hyunjin'e sıkıca sarıldı ve başını boyun girintisine gömdü. Kısa süre sonra uzaklaşıp mağaraya ilerledi. Felix son anda farkettiği şeyle birlikte Jeongin'i uyarsa da geç kalmıştı. Ultio bir kargasını göndermişti ve Jeongin tam ormana girecekken karga karnının içinden geçmişti.
Jeongin yere yığılırken Hyunjin Jeongin'in yanına koştu ve onu kucaklayıp hızla geri döndü. Yere yatırdıktan sonra yüzünü avuçlarının arasına aldı.
Hj: Jeongin bana bak güzelim. Lütfen gözlerini aç!
Mh: Hyunjin götür onu.
Hyunjin'in kopyası Jeongin'i alıp Woojin'in yanına götürdü.
Hj: Girelim hyung daha fazla bekleyemeyiz.
Minho onayladığında beraber içeri girdiler. Hyunjin çoktan kendini defalarca kopyalayıp Ultio'nun dikkatini dağıtmaya başlamıştı bile. Minho aradan sıyrılıp Jisung'u kucağına aldı. Jisung yarı-baygın haldeydi. Kollarını Minho'nun boynuna doladı ve başını boynuna gömdü.
Js: Minho...
Mh: Şşş~ ses çıkartma.
Minho Jisung'u hızla mağaradan çıkarttı ve Hyunjin'e haber verdi. Hyunjin de geldiğinde beraber güvenli bölgeye gittiler. Minho Jisung'u yere yatırıp yanına oturdu.
Mh: İyi misin Jisung?
Js: Su var mı?
Mh: Var güzelim.
Yanında getirdiği su şişesinin kapağını açıp Jisung'un dik oturmasını sağladı ve suyu içirdi.
Mh: Çökmüşsün resmen... Halsiz olmalısın değil mi?
Jisung hafifçe kafa sallayıp başını Minho'nun göğsüne yasladı.
Js: Minho, beni öper misin? Öpersen iyileşecekmişim gibi hissediyorum.
Minho hiçbir şey demeden Jisung'un yanaklarını tuttu ve dudaklarına ufak birkaç öpücük kondurdu. Jisung şimdi daha iyi hissediyordu. Minho'nun kucağına tırmanıp uykuya daldığında Woojin gelmişti. Minho ve Jisung'u alıp evlerine götürdükten sonra diğerlerini de alıp kendi evlerine bıraktı ve tekrar Chan'ın yanına döndü. Chan çok endişelendiği için panikatak geçirmişti ve Woojin onu sakinleştirmek için uyutmak zorunda kalmıştı.
Chan birkaç dakika önce uyanmıştı ve Woojin'i göremediği için tekrar panik olmuştu. Tam bayılmak üzereyken Woojin eve dönmüştü ve Chan anında toparlanıp Woojin'e sarılmıştı.
Ch: Neredeydin sen? Çok korktum.
Wj: Merak etme güzelim Minho ve Jisung'u evlerine bırakmaya gitmiştim.
Ch: İyi mi o? Herkes iyi değil mi?
Wj: Jisung çok yıpranmış, Ultio tüm enerjisini çekmiş neredeyse. O ve Jeongin dışında herkes iyi.
Ch: Jeongin'e ne oldu?
Wj: Yaralanmış ve durumu ağır. Ama merak etme iyileşecek ikisi de. Hem biz kanatlarını kontrol edecektik bugün? Kremlerini sürmeliyim.
Woojin Chan'ın elini tuttu ve tişörtünü çıkartıp yatağa yüzükoyun şekilde yatırdı. Kanatlarının çevresindeki morluklar iyileşiyordu ve kanatları tamamen çıkmak üzereydi. Woojin morlukları üzerine nazikçe kremi sürüp boynunu öptü.
Wj: İyi geldi değil mi?
Ch: Evet çok rahatlattı teşekkür ederim.
Wj: Rica ederim bebeğim.
Ch: Woojin beni Jisung'un yanına götürür müsün? İyi olduğundan emin olmak istiyorum.
Wj: Tamam ama önce üzerini giyinmelisin.
Ellerini Chan'ın beline yerleştirip alınlarını birleştirdi ve dudaklarına minik bir öpücük kondurdu. Üzerini giyinmesine de yardım ettikten sonra kucağına alıp gülümsedi.
Ch: Kucağında mı götüreceksin beni?
Wj: Evet? Sevgilimsin sonuçta.
Ch: Benim için hava hoş.
Chan'ın dudaklarına uzun ve yumuşak bir öpücük daha kondurduktan sonra Minho'nun evine götürdü.
______
Selam!
Biliyorum saçma bir giriş, saçma bir gelişme ve saçma bir son oldu.
Aslında bişey demek istiyorum. Bu fice HyunMin yapmak için çok uğraştım ama bir türlü yazamıyorum. HyunMin shipper olmadığım için aklıma fikir de gelmiyor ve shiplemediğim kişilerle fic yazamıyorum. Sizin için denemiştim yine de çok özür dilerim, yapamayacağım...
Sadece özür yetmez biliyorum bu yüzden eğer isterseniz WooChan fici final olur olmaz taslağımdaki HyunMin ficimi yayımlayacağım.
Bana anlayış göstereceğinizi umarak teşekkür ediyorum.
Bu arada;
Dreamcatcher dinliyor musunuz? Eğer evetse Piri mikkemmeldiiiğğğğ!
Ve eğer hayırsa dinlemelisiniz. Grup Twice veya Blackpink gibi değil, konseptleri tamamen farklı ve insanı kendine çekiyor. Gizem konseptli bir grup, şarkıları cidden hoş. Değeri bilinmeyen gruplar arasında. Nys.Son olarak,
Sevgililer gününüz kutlu olsun, inşallah shipiniz real çıkar!
Kendinize iyi bakın💛💛💛