Cumartesi Gecesi Ateşi

77 5 3
                                    




Bölüm Dört

Cumartesi Gecesi Ateşi


Yumuşak koltuğun içine gömülmüş tembelce tavana bakıyordum. Bugün cumartesiydi. Kafamda gün içinde yapacaklarımın bir listesini çıkarmaya çalıştım. Seçmelerde başrolü aldığım için memnundum. Özdemir Bey'le görüştüğümüzde bana metni vermiş ve beni seçmelere davet etmişti. Yeterli zamanımın olmayışı beni korkutmuştu. Başaramama ihtimaline kendimi hazırlamıştım. Neyse ki her şey umduğumdan iyi ilerliyordu. Sanki gözümden bir perde kalkmış gibi ne kadar yoğun bir tempoya girdiğimi hatırladım. Neredeyse haftanın beş gün provaya gidecektim. Bir müzikal hazırladığımız için dans ve şarkı provaları yoğun çalışmayı gerektiriyordu. Yine de şikayetçi değildim. "Sevdiğin işi yaparsan hayatında bir gün bile çalışmış olmazsın!" dedim kendi kendime. Bu bana birdenbire sürekli düşünüp durduğum sergi planını anımsattı. Bir şeyler yapmalıydım. Taşındığımdan beri kendimi meşgul tutmak için her yolu deniyordum. Sürekli çalışmak kendimle yüzleşmemek için iyi bir yol gibi görünüyordu. Acılarımı erteleyecek ve kendimi işe verecektim. Sergi fikri zihnimi yeniden kurcalamaya başladı. Yapılmamış bir şey yapmak istiyordum. Aklımdaki şey bir resim ya da heykel sergisi değildi. İnsanların da çalışmanın birer parçası olmasını istiyordum. Bunun üzerine zaman zaman düşündüysem de henüz hangi tema üzerinde çalışmam gerektiğini bilmiyordum. Bunun için ilham aramam gerektiğini zihnime not düştüm. Her bir parçayı tek tek tasarlamam gerekiyordu. Onları görmeye gelen insanların benim hissettiklerimi hissetmelerini fakat benim bile düşünmediğim şeyleri düşünmelerini istiyordum. Bir eseri çoğaltan ve yücelten ancak bu çok anlamlılık olabilirdi. Aradığım parıltı beni bulursa gerisinin kolay olacağını biliyordum. Mekan ve eser tasarımları için oluşturmam gereken bir bütçe vardı. Elimdekilerin beni kurtaracağını bilsem de piyasayı araştırmalıydım. Bunu aklıma not ettim. Her şeyin bu kadar hızlı gelişiyor oluşu beni hem mutlu ediyor hem de şaşırtıyordu. Yine de içimde bir yerin hüzünle dolu olduğunu hissettim. Sebepsiz bir şekilde içim sıkılıyordu. Hayır, hayatımda elle tutulur hiçbir terslik yoktu. Her şey yolundaydı. Bunun yalnızlık olduğunu anlamamak için direttim. Ama öyleydi. Yalnızdım. İnsanlarla konuşuyor, gülümsüyordum. Ama içimdeki o parçayı bir türlü sökemiyordum. Kendime kızdım. Daha önce kimseye ihtiyaç duymamıştım. Bu bilinmez hissin nereden geldiğini bilmiyordum. Ama onu istemiyordum. İnsanları fazla sevmemeye bağlanmamaya özen göstermeliydim. Çünkü mutlaka gideceğimi biliyordum. Ben hiçbir yere ait olamamıştım ve olamazdım. Aklıma hücum eden bu kasvetli düşüncelerle olduğum yere daha çok gömüldüm. Böylesine bir kalabalığın içinde ne kadar tek başımaydım... Üstelik bu yalnızlığı kimsenin gideremeyeceğini biliyordum. O anda dünyada beni anlayabilecek tek bir insanın bile bulunmadığına inandım. İçimdeki bu boşluğu kapatacak herhangi bir sevgi yoktu sanki. Ne bir aile ne bir arkadaş ne de aşk...

Pek çok erkek tanımış hatta bazılarını hoş bulmuştum. Ama hiçbiri aklımın içindekileri anlayamıyordu ve hayır hiçbirine aşık olmamıştım. Bir noktadan sonra benim sahibim olduklarını sanıyorlar, bensiz yapamayacaklarını iddia ediyorlar ya da fikirlerimin zamanla değişeceğini umuyorlardı. Daha önce kimse beni anlamamıştı. Kimse beni gerçekten tanımamıştı. Ben de kendimi anlatmak için çabalamaktan vazgeçmiştim. Bazı anlarda aynanın karşısına geçiyor ve yansımama saatlerce bakıyordum. Hiçbir şey düşünmeden... Hiçbir şey yapmadan... Bu saatlerin sonunda sanki bir rüyadan uyanır gibi yüzüme baktığımda ağladığımı fark ediyordum. Zihnimin fazlasıyla karıştığını hissettim. Bunları düşünmek istemiyordum. Güneşli ve güzel bir gündü. Gülümsemeli ve mutlu olmalıydım.

Birden aklıma geçen gece geldi. Pars'ı tekrar görmüş olmak beni mutlu etmişti. Üstelik gecenin sonunda ettiğimiz sohbet çok keyifliydi. Kendini hiç çekinmeden bana açmış ve onu tanımama izin vermişti. Onun ne kadar sıcak ve içten olduğunu düşündüm. Benim için gerçek bir dost olabileceğini hissediyordum. Gözlerimi sıkıca kapatıp bana anlattıklarını düşünmeye başladım.
Konuşurken ellerini sıkça kullanıyor, anlattıklarının temposuna göre hareketleri de değişiyordu:

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 09, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Venüs RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin