Seungmin masanın üzerindeki tabağı alıp duvara fırlattı.
Jg: ABİ SAKİN OL!
Sm: OLAMIYORUM!
Jg: En azından ne olduğunu anlat!
Seungmin Jeongin'e sarıldı.
Sm: Seni asla oraya götürmeyeceğim.
Jg: Yine mi aradılar?
Sm: Arayan onlar değildi. Babam aradı.
Jg: Ne dedi?
Sm: Seni akıl hastanesine götürürsem eve döneceğini söyledi.
Jg: Babanı seviyorsun. Neden istemedin ki?
Sm: Seni daha çok seviyorum.
Jg: Ben şu cam kırıklarını toplayayım.
Sm: Tamam. Ben de yardım edeyim.
Beraber etrafı toparlayıp koltuğa oturdular.
Jg: Şimdi iyileşiyorken beni oraya götürme. Ömrümü küçücük bir odada tıkılıp kalarak geçirmek istemiyorum.
Sm: Söyledim. Seni oraya asla götürmem.
Jeongin Seungmin'in kucağına oturdu. Seungmin de kollarını kucağındakinin beline doladı.
Sm: Bunu istediğine emin misin?
Jg: Şuan ikimizin de sakinleşmeye ihtiyacı var.
Sm: Haklısın.
Jeongin dudaklarını Seungmin'in dudaklarına bastırdı.
Çok stresli olduklarında böyle yapıyorlardı.
Seungmin Jeongin'e karşılık verdi. Koltuğa yatırıp üzerine çıktı. Elini Jeongin'in tişörtünden içeriye soktuğunda kapı çaldı.
Sm: Ben bakarım.
Seungmin kalkıp kapıya baktı.
Chan ve Hyunjin gelmişti.
Jeongin gülümseyip Hyunjin'e sarıldı.
Jg: Hoşgeldin.
Hj: Moralin bozuk gibi. Bir sorun mu var?
Jg: İyiyim sorun yok.
Hj: Anlatacaksın biliyorsun değil mi?
Jg: Evet.
Sm: Hoşgeldin hyung.
Ch: Hoşbuldum. Şey diyecektim. Iıı...
Sm: Biraz dolaşalım mı? Temiz hava almaya ihtiyacım var.
Ch: Tamam.
Sm: Jeongin ben çıkıyorum. Kendine dikkat et.
Jg: Tamam abi.
Seungmin çıktıktan sonra Hyunjin eve girdi. Jeongin'i öpmeye başladı. Öpüşleri çok sertti.
Uzun bir süre öpüştükten sonra ayrıldılar.
Hj: Bunu özlemişim.
Jg: Ben de. Otursana.
Hj: Tamam.
Hyunjin oturup Jeongin'i kucağına çekti.
Hj: Anlat bakalım. Neyin var?
Jg: Babam abimi aramış. Abim beni akıl hastanesine götürürse babam geri gelecekmiş.
Hj: Peki Seungmin ne demiş?
Jg: Beni oraya asla götürmeyeceğini söyledi. Sayende iyileşmeye başladığımı hissediyorum. Oraya gidip tekrar eskiye dönmek istemiyorum.
Hj: Oraya gitmeyeceksin. Hep senin yanında kalacağım. Kimse seni benden alamaz.
Jg: Gitmeme izin verme.
Hj: Vermeyeceğim sevgilim.
Hyunjin Jeongin'in boynunu öptü. Ama geri çekilmek yerine ıslak bir öpücük daha kondurdu. Sonra hafifçe dilini sürttü.
Hj: Sanırım seni istiyorum.
Jg: Şimdi olmaz.
Hj: Neden?
Hyunjin sessiz ve cezbedici bir şekilde konuşuyordu. Arada bir de burnunu ve dudaklarını boynuna sürtüyordu.
Jeongin ise aşırı derecede tahrik oluyordu.
Jg: Ç-çün-kü reş-reşit değilim. Ama boşver.
Jeongin'in son cümlesiyle Hyunjin Jeongin'in boynunu emmeye başladı. Jeongin gözlerini kapatıp sadece Hyunjin'in dolgun dudaklarını hissetmeye odaklanmıştı.
Dudaklar yavaşça boynundan uzaklaştığında gözlerini açtı.
Hj: Bundan emin değilim. Şuan yapamayız. 18 yaşını bekleyeceğim.
Jg: Hyunjin ben hazırım.
Hj: Bebeğim abin beni öldürür.
Jg: Abimden korkuyor musun?
Hj: Birazcık.
Jeongin Hyunjin'in kucağında daha rahat bir pozisyon aldı.
Jg: Tamam o zaman. On sekiz yaşıma geldiğimde de senden ayrılmak istemiyorum.
Hj: Doksan sekiz yaşına geldiğinde bile seni bırakmayacağım.
Jg: Bırakırsan döverim. Uyuyalım mı?
Hj: Olur. Benim de uykum vardı.
Beraber koltuğa uzandılar ve sarılarak uyudular.
_______
İlham kıtlığı yaşıyorum. Her zamanki halim işte.
Bir sonraki bölümle ilgili isteklerinizi belirtirseniz beni çok mutlu edersiniz.
Kendinize iyi bakın💛💛💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ugly (Hyunİn)
FanfictionÇok fazla tutulmayan minnoş çift Hyunİn ficidir. Keyifli okumalar...