ゃ one

2K 155 40
                                    

 jupimark: "Arkana yaslan. Sana bu gece karanlık taraftan masallar anlatacağım."

choerries: "11-F Mark?"

jupimark: "Hayır, bu gece sadece bir aracıyım."

choerries: "Ne saçmalıyorsun sen?"

jupimark: "Sakin ol ve sadece karanlık taraftan gelen bu masala kulak ver."

choerries: "Neden bahsettiğini anlamıyorum ve
açıkçası anlamak da istemiyorum."

jupimark: "Işıkları açık tutsan iyi edersin."

choerries: "Bugün için saçmalık kotamı doldurdum, üzgünüm. Belki başka sefere."

Telefonumun parlak ekranına bir süre boş boş bakıp ardından kilit tuşuna bastım ve yatağımın üzerine fırlattım. Bu çocuk neyden bahsediyordu? Karanlık taraf? Masal? Ellerimi başıma götürüp saç diplerime masaj yapmaya başladım. Günün getirdikleri benim için fazlaydı. Bıkkın bir nefes verip yataktan indim ve banyonun yolunu tuttum. Sıcak su vücudumda kendine bir yol çizerken aklım Mark'ta ve onun manyak mesajına takılmıştı. Mark'ı ne kadar tanıyordum? Aynı lisede ve aynı dönemdeydik fakat farklı sınıflardaydık. Genellikle yakın arkadaşları Jeno, Chenle ve Renjun ile takılıyordu. Bugüne kadar onlarla birkaç küçük sohbetin dışında aramda konuşma olmamıştı. Geçen sene bir edebiyat ödevi için Mark ile aynı gruba seçilmiş fakat ödevi yaparken onunla hiç konuşmamıştım. Mark'ın sadece görünüşünü ve ismini biliyordum. Peki amacı neydi? Bir insanı ismini değil amacını bildiğinizde tanırdınız ve ben Mark'ı tanımıyordum.  

Üzerime rahat bir eşofman geçirip ıslak saçlarımı bir tokayla tepemde tutturdum. Çalışma masamın sandalyesinde oturup bir müddet panomdaki fotoğraflara bakarken odamın kapısının açılmasıyla yerimde sıçradım.

"Ah Choerry, uyudun sanmıştım."

Annem yarı şaşkın yarı gülümser bir ifadeyle bana bakarken "Henüz değil." dedim. Sandalyeden kalkıp yatağıma ilerlerken saçımdaki tokayı hızlı bir şekilde çektim.

"Saçlarını kurutmadan yatma lütfen, sonra migrenin tutuyor." Annemin yumuşak sesi beni uyardığında "Çok yorgunum anne." dedim kelimeleri uzatarak. Yatağın içerisine girmiş ve ince yorganımı üzerime çekmiştim. Annem bana şöyle bir baktıktan sonra "Peki." dedi ve ışıkları kapatarak odamdan çıktı. Annem bugün üzerimde deprem etkisi yaratan olayı biliyordu. Ona her şeyi anlatırdım. Avuç içlerimi gözlerime bastırıp gözyaşlarımdan kurtulmaya çalıştım. Yine de birkaç damla bana itaat etmemişti. Uyumaya, en azından bunu denemeye karar verdiğimde banyoya girmeden önce yatağımın üzerine attığım telefonu sağ elimle kavradım. Led göstergesi belirli aralıkları takip ederek mavi ışıkla yanıyordu. Ekran kilidini açıp uygulama bildirimlerime baktım. Kızların attığı komik ve bir o kadar saçma gönderinin bildirimleri arasında Mark'tan gelen bir mesajın da bildirimi vardı. Tereddütle hareket eden parmağım bildirime dokunurken derin bir nefes aldım.  

Tales From The Darkside | MarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin