ゃ nine

936 109 31
                                    

Telefonumun zil sesi beni yerimden sıçrattığında elimin altındaki tuşa aniden dokundum ve film durdu. Ekranda bana iğrenç gülümsemesiyle bakan bir palyaço vardı. Birkaç saniye nefesimi düzenlemeye çalıştıktan sonra ısrarla çalan telefonuma baktım. Arayan Jisoo'ydu.

"Efendim?" diyerek aramayı cevapladığımda çığlığı kulağımı patlatmıştı.

"Choerrryy!" diye çığlık atıp duruyordu. Çığlık atmaya son verdiğinde kulağımdan uzaklaştırdığım telefonu tekrar kulağıma tuttum. "Umarım lotodan para falan kazanmışsındır. Kulağımın tedavi masrafını üstlenmek zorundasın." dediğimde bunu hiç duymamış gibi "Yuta paylaştığım son fotoğrafı beğendi!" diye bağırdı. Neyse ki sesi artık kulağımı rahatsız etmeyecek seviyedeydi.

"Pekâlâ, küçük aşık kız. Ne mutlu sana." dedim. Jisoo sesimdeki sıkkınlığı fark etmemişti. "Şimdi kapatıyorum, yarın okulda görüşürüz." dediğinde "Tamam." dedim ve telefonu indirip ekrana boş boş baktım. Ardından kızların fotoğraf paylaştığı ve Mark'ın bana mesaj yazdığı uygulamaya girip ana sayfada gezindim. Jisoo'nun bahsettiği fotoğrafı bulduğumda gülümsedim.

Jisoo okulun arka tarafında çekindiği fotoğrafta kameraya bakıp gülümsemişti. Ekranı yana kaydırıp diğer fotoğraflara göz atarken Mark'tan gelen mesajın bildirimi üstte belirdi. Bu kez mesajı açmakta tereddüt etmemiştim. Mark haklıydı: Acının üstesinden gelebilecek tek duygu korkuydu.  

juppimark: ❝ Bir mağazanın açılışında çocuklara balondan hayvanlar yapan bir palyaço varmış. Şişirdiği renkli balonları bükerek çeşitli hayvan figürleri oluşturarak çocukların ilgisini çekiyor ve onları eğlendiriyormuş. Bunu tüm gün yapmak için 50 dolar ücret almış. Saat ilerledikçe palyaçonun etrafındaki çocuk sayısı artmış. Bağırıyorlar, gülüyorlar ve hayvan figürlü balonlarını birbirlerine gösteriyorlarmış.

Annesinin elini bırakan bir çocuk diğerlerinin arasına karışıp palyaçonun yanına yaklaşmış. Gri renkli bir balonu işaret ederek "Fil." demiş. Palyaçonun balonu şişirmesini izlerken annesinin ona aldığı yeni kitaptaki gri renkli fili düşünmüş. Palyaço balondan filini ona uzatırken gülümsemiş. Tıpkı diğer çocuklar gibi palyaçonun yanından mutlu bir şekilde ayrılmış.

Annesi ile eve dönerken elinde tuttuğu balon ısınmaya başlamış sonra zihninde bir ses yankılanmış. "Su parkının karşısındaki eve gel." Annesi eve giren çocuk sokakta biraz oynayacağını söyleyerek eve girmemiş ve annesi kapıyı kapattığında parka doğru ilerlemeye başlamış. Zihnindeki ses sürekli olarak ona parkın karşısındaki eve gitmesini söylüyormuş. 

Çocuk evin tam önünde durduğunda tahta kapı gıcırdayarak açılmış. Çocuk elindeki filini sıkıca tutarak evden içeri girdiğinde mağazanın önünde balondan hayvan yapan palyaçoyu görmüş. Palyaçonun garip kıyafeti kanlar içindeymiş. Çocuğun gözü her taraftaki cansız çocuk bedenlerine kaldığında elindeki fil şeklindeki balonu patlamış. Tam çığlık atacakken palyaçonun üzerine atlamasıyla çocuğun nefesi kesilmiş.❞   

Tales From The Darkside | MarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin