ゃ three

1.2K 132 24
                                    

Okulun kapısının eşiğinde durmuş garip bakışlarla okulu izliyordum. Yanımdan geçen öğrencilere aldırış etmeden bir süre orada dikildim. Sonunda Jisoo gelip beni okulun içerisine çektiğinde ilk dersin zili çalmıştı. Yavaş adımlarla koridorda ilerleyip sınıfıma girmeye hazırlanıyordum ki karşı sınıfın kapısından çıkan Mark'ı fark ettim. Yanında Jeno vardı ve tuhaf olan şey sanki dün gece bana hiç mesaj atmamış, o korkunç hikayeyi anlatmamış gibi davranmasıydı. Bakışları üzerimde sadece bir saniye dolaştıktan sonra başka yere çevrilmişti. Bakışlarından, dudaklarının aldığı şekilden hiçbir anlam çıkaramıyordum. Jisoo beni sınıfın içine çekiştirirken kendimi bez bir bebek gibi hissettim. Dünyadan uzak, bez bir bebek gibi.

choerries: "Baksana, senin amacın ne?"

Ders arasında pencereden aşağı bakmış ve Mark'ı arkadaşları ile birlikte bahçede görmüştüm. Çantamın ön gözünden telefonumu kesin bir kararlılıkla çıkarmış ve Mark'ın bana mesaj attığı uygulamaya girmiştim. Bahçede duvarın üzerinde oturan Mark telefonunu eline aldığında cevabını beklemeye başladım.

jupimark: "Amacımı belli ettiğimi sanıyordum?" 

Küstahça yazdığı kelimeleri yüzümdeki tiksintiyle okudum.

choerries: "Amacın beni deli etmek mi?"

jupimark: "Hayır, acını unutturmak."

choerries: "Gece korkunç masallar anlatarak ve sabah sanki böyle bir şey yapmamış gibi davranarak mı?" 

jupimark: "Gece, aynı saatte."

Mesajı okuduğumda dişlerimi sıktım. Ona daha fazla katlanmayacaktım.

juppimark: "Sen beni mi engelledin?"

choerries: "Görünüşe bakılırsa tam olarak engelleyememişim."

Kendimi kontrol etmeye çalışarak sakin bir tavırla Mark'ın yeni hesabına baktım. Hiçbir hareketlilik yoktu. Kelimelerinin ardındaki iğneleyici tavır ve bilmişlik beni delirtiyordu. Kızlara ondan bahsettiğimde "Senden hoşlanıyor." demişler ve Mark'ı gün boyu göz hapsine almışlardı ama ben buna inanmıyordum. Bu çocuğun benimle başka bir derdi vardı. Bunun farkında olarak duruşumu dikleştirdim ve sanki Mark beni görüyormuşcasına yüzüme ciddi bir ifade takındım. 

juppimark: "Neye kızgınsın sen? Bana mı yoksa kendine mi?"

choerries: "Kendime neden kızayım?"

juppimark: "Hala bana cevap yazdığın için? Bu geceki hikayeyi merakla beklediğin için? 

Mark'ın mesajıyla dişlerimi birbirine öyle sert sürttüm ki canım yandı.

choerries: "Böyle olmadığını sen de biliyorsun."

Cevabım taş sertliğindeydi ama Mark'ta taşı bile eritecek bir şeyler vardı.

juppimark: "Pekala, öyle olduğunu varsayalım. Şimdi arkana yaslan ve anlatacağım hikayeye kulak ver." 

choerries: "Okuyacağım bir şeye nasıl kulak vermemi bekliyorsun?"

juppimark: "Lafın gelişi söylemiştim. Numaranı verirsen arayabilir ya da ses atabilirim?"

choerries: "O kadar salak değilim."

Tales From The Darkside | MarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin