Odama girdiğimde saat on ikiye geliyordu. Aşağıda biraz anne ve babamla televizyon izlemiş, annemin yaptığı kurabiyelerden yemiştim. Elimdeki bir bardak suyu masamın üzerine bıraktım. İki gecedir garip bir şekilde uykumdan uyanıyor ve birkaç saniye ne olduğunu anlamadan etrafa göz atıyordum. Ardından boğazımdaki kuruluğu gidermek için mutfağa inip kendime bir bardak su alıyor, buz gibi olmuş bedenimle yatağıma dönüyordum.
Okul çantamdan bugün okumaya başladığın romanı alıp yatağımın üzerine kurulduğumda telefonum eşofmanımın cebinde titremişti. Lisa'dan gelen mesajı gördüğümde gülümsedim.
lalalisa: "Bugün okul bahçesinde çektiğin fotoğrafı paylaştım. Beğenmezsen yarına çıkamazsın."
Uygulamaya girip Lisa'nın attığı fotoğrafı beğendim. Fotoğrafın altına gelen onlarca saçma yorumu okurken Mark'tan gelen mesajın bildirimini gördüm.
"Öyleyse her gece yarısında yeni bir masalla burada olacağım."
Sabah okuduğum mesajda böyle yazıyordu ve Mark dediğini yapmıştı. Saat on ikiyi bulduğunda yeni bir masal yazmıştı bana. Yine korku dolu, kısa bir masaldı ve içerisinde korkuyu yaratan bir palyaço vardı. Neden palyaço? Bu sorunun cevabını düşünürken aklıma tuhaf bir şekilde Haechan'ın palyaçoları ne kadar çok sevdiği geldi.
juppimark: ❝ Küçük çocuk o gece uykusundan uyandığında oyuncak dolu rafta duran palyaçonun yanan kırmızı gözlerini görmüş. Palyaço oraya yeni koyulmuş olmalıymış çünkü çocuk daha önce burada hiç palyaço görmemiş onu sadece okuduğu kitaplardan ve yetiştirme yurduna ayda bir gelen palyaçodan biliyormuş. Yavaş adımlarla rafa doğru ilerlemiş ve parmaklarının ucunda yükselerek palyaçoyu almış.
Palyaço eline değdiği ilk andan itibaren üşüyen vücudu onu tuhaf hissettirmiş. Sağ elinde sıkıca tutup yüzüne yaklaştırdığı palyaço korkunç görünüyormuş. Çocuk onu ilk gördüğünde parlayan iki kırmızı göz yerine boş iki çukur varmış. Alt dudağının bir kısmı olmayan ve yüzünde onlarca kesik bulunan palyaçoyu yerine bırakacağı sırada bir fısıltı duymuş. Çocuk arkasına dönüp yataklarında uyuyan diğerlerine bakmış ama hepsi derin bir uykudaymış. Bakışlarını elindeki palyaçoya çevirdiğinde fısıltıyı yeniden işitmiş.
"İstersen senin arkadaşın olabilirim."
Çocuk nefesini tutmuş ve korkarak palyaçoyu kulağına yaklaşırmış.
"İstersen senin arkadaşın olabilirim."
Gözleri büyüyen çocuk önce ne olduğunu anlayamamış palyaçoyu yere düşürmüş. Vücudu titriyor ve kalbi korkuyla sıkışıyormuş. Palyaçodan uzaklaşırken aklına burada hiç arkadaşı olmadığı gelmiş. Herkesin yakın bir arkadaşı varken çocuğun kimsesi yokmuş. Bir anda gelen istekle palyaçoyu yerden kaldırmış.
"Arkadaşım ol." demiş eksik palyaçoya. Palyaçonun gözleri tekrar kırmızı bir ışıkla parlarken eksik dudağı yukarı doğru kıvrılmış. Çocuk sabah uyandığında gördüğü ilk şey kana bulanmış küçük elleri olmuş. İlk arkadaşı, eksik palyaço yanında gülümseyerek duruyormuş. Çocuk başını çevirdiğinde yan taraftaki yatakta yatan çocuğu başı yataktan sarkar bir şekilde yatarken bulmuş. Boğazındaki derin kesik kırmızı bir boşluk gibi duruyormuş. Çocuk dehşet içinde bakışlarını ondan çekmiş ama nereye baksa gördüğü tek şey parlak kırmızılık olmuş.❞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tales From The Darkside | Mark
Fiksi Penggemar❝Arkana yaslan. Bu gece sana karanlık taraftan masallar anlatacağım.❞ Texting:3 | Mark Tales From The Darkside |@Balaccie| Tüm hakları saklıdır.©