Korkuyla kısa ve titrek nefesler alarak öylece ekrana bakıyordum. Sonunda ekran kararıp gece lambamdan gelen loş ışıkla aydınlanan odamda tek başıma kaldığımda kendime gelebilmiştim. Korku bana kısa bir sürede olsa her şeyi unutturmuştu. Hikayeyi okumadan önce aklıma takılan ayrıntı dağılan korkumun ardından yeniden ortaya çıktığında kucağıma bıraktığım telefonumu elime aldım. Ekranı açtığımda Mark'tan gelen mesaj karşıladı beni. Hikayeyi bir kez daha okumaktan korkarak direkt mesaj yazmaya koyuldum
choerries: "Neden hep palyaçolu hikayeler?
juppimark: "Palyaçoları severim."
Mesajın sonundaki palyaço emojisine kanmayacaktım. Sinirle bir nefes verdim.
choerries: "Yalan söyleme. Sende hiç palyaço sevgisine dair bir şey görmedim."
juppimark: "Sanki her dakika beni izliyorsun da."choerries: "Bunu bilemezsin."
Onun benim kafamda oluşturduğu soru işaretleri gibi ben de onun kafasında soru işareti oluşturmak, onun garip hissetmesini istiyordum. Yazdığım cevaptan hoşnut bir şekilde gülümserken arkama yaslandım. Soğuk yatak başlığı sırtıma değdiğinde ürpermeme engel olamamıştım. Omuriliğimden yukarı buz gibi bir dalga yükselirken dişlerim neredeyse birbirine çarpacaktı. Her ne kadar üşümüş olsam da ayağa kalkıp masanın üzerine bıraktığım bardaktan bir yudum su içtim. Daha iyi hissettiğimi düşünürken kitaplığımda bana bakan palyaçoyu gördüm.
Sabah okula giderken müziği değiştirmek için telefonumu cebimden çıkardığımda birinin bana çarpmasıyla sarsıldım. Telefonum sinirleri geren ve bana yavaş çekim gibi gelen bir anda elimden yere düştüğünde kulaklığım da kulağımdan çıkıp onu takip etti. Gözlerim yerdeki telefonumda sabitlenmişken bana çarpan kişinin "Pardon." dediğini duydum. Ben yumruklarımı sıkmış yükselen öfkemi bastırmak için çabalarken görüş alanıma Haechan girdi. Yerdeki telefonumu ve kulaklığımı alıp bana uzattığında öfkemin yerini şaşkınlık almıştı. Elimi telefonumu ve kulaklığımı almak için uzatırken garip bakışlarla ona bakmaya devam ediyordum.
Haechan'ın eline değen işaret parmağım karıncalanırken telefonumu ve kulaklığımı ondan aldım. Hiçbir şey söylemeden arkasını dönüp okula doğru yürümeye başlamıştı. Biraz önce bana çarpan o muydu, emin değildim. Sesi garip gelmişti. Onu burada tekrar görmek tüm enerjimi almış gibiydi, her an yıkılabilirim korkusuyla dolunca ben de yürümeye devam ettim. Bacaklarım hareket ettiğinde kendimi daha iyi hissetmiştim.
Haechan birkaç gün önce başka bir okula transfer olmuştu. Okulda karıştığı büyük kavgadan sonra öğretmenlerden ve karşı taraftan oluşan bir grup tepkili insan kavgayı başlatanların okuldan atılmasını istemişlerdi. Araya giren aileler ise buna karşı çıkmış çocuklarını başka okullara göndereceklerini söyleyerek olaya son noktayı koymuşlardı ve ben Mark'ın inatla tekrar ettiği gibi Haechan'ın gidişi yüzünden acı çekiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tales From The Darkside | Mark
Fanfiction❝Arkana yaslan. Bu gece sana karanlık taraftan masallar anlatacağım.❞ Texting:3 | Mark Tales From The Darkside |@Balaccie| Tüm hakları saklıdır.©