-4-

13.1K 760 205
                                    


İçeri girdiğinde kısaca etrafına bakındı ama incelemedi. Zaten şu an odanın dekorasyonundan ziyade düşünmesi gereken daha önemli şeyler vardı.

Fırat, kravatını çıkarıp sandalyenin üzerine bıraktı. Gömleğinin düğmelerini açarken başıyla Ezgi'ye yatmasını işaret etti. "Yorulmadın mı? Yat, uyu."

Uyu mu demişti?

"Uyuyayım mı?"

"Başka bir şey mi bekliyordun?"

"Yok da sadece senden böyle bir insanlık beklemiyordum."

Adam, kalan düğmeleri öyle bir hızla açıp gömleği kenara fırlattı ki, Ezgi irkilerek gerileri.

"Kararımı değiştirmeden uyu Ezgi!"

"Doğru diyorsun. Sen kararını değiştirip de bana tecavüz etmeye kalkmadan yatsam iyi olacak."

Fırat, tecavüz kelimesini duyunca yer, zaman kavramını yitirdi. Tek adımda kızın yanına ulaşıp gözlerine öyle bir baktı ki Ezgi sadece bu bakışlar sayesinde ölebileceğini hissetti.

"Bir daha... Sakın! Böyle bir şeyin imasını dahi duymayacağım!"

Ezgi geçmişte yaşananları bilmediğinden onun tepkisini fazla bulmuştu. Ancak adamın verdiği tepki hiç de fazla sayılmazdı.

Seneler önce on beş yaşındaki kız kardeşi tecavüze uğrayıp öldürülmüştü. Fırat, kardeşini kaybedene kadar babasının tüm ısrarlarına rağmen bu karanlık hayattan hep uzak durmuştu.

Ancak daha kardeşinin başına gelenlerden sonra kanında cirit atan intikam duygusuna yenik düşmüştü. O günden sonra içindeki masumiyet de merhamet de kardeşiyle birlikte ölmüştü.

Öfkesi dinmese de kızın bakışlarını görünce biraz olsun sakinleşmeye çalışıp geri çekildi. "Uyu artık."

Ezgi, her ne kadar içi rahatlasa da memnuniyetsiz bir ifadeye yatağa baktı. "Senin yatağında uyumayacağım."

"Yanına yatacak değilim korkma."

"Sorun o değil. Bu yatak sana ait ve ben senin yatağında yatacağıma yerde yatmayı tercih ederim."

Neden Fırat sakinleşmeye çalıştıkça bu kız onu delirtmek için üstün bir çaba harcıyormuş gibi davranıyordu ki?

"Yat şuraya! Bir kez daha söylemeyeceğim Ezgi! Yat dedim!"

Genç kız, bariz bir cesaretle karşısına dikildi. "İster yerde yatarım ister yatakta. Sırt benim değil mi? Sana mı soracağım nerede yatacağımı? Hem sen kim oluyorsun da bana karışıyorsun?"

"Kocanım kızım ben senin. Hatırladın mı? Birkaç saat önce attık imzaları. Sen de benim karımsın. Ezgi Kaçkaroğlu..."

Ezgi, sakinleşmeye çalışır gibi derin bir nefes aldı.

"Bunu hiç unutturmayacak sürekli hatırlatacaksın değil mi?"

"Her fırsatta... Şimdi, duş mu alacaksın üzerini mi değiştireceksin ne yapacaksan yap. Ben çıkıyorum. Bir saatin var."

Kızın bir şey söylemesini beklemeden odayı terk etti. Rakı etkisini göstermeye başlamıştı. Kızın yanında biraz daha dursa saçmalama ihtimali çok yüksekti. Kendini çalışma odasına attı. Elini kenardaki sandalyeye yaslayıp baş dönmesinin geçmesini bekledi. Ancak geçmedi. Çünkü baş dönmesi rakıdan değil kızın tüm odayı saran kokusundandı.

Elini kalbinin üzerine koyup sıkıca bastırdı. Acıyordu. Daha da acımaya devam edecekti. Ezgi, ona alışıp da kalbini paramparça eden sözler sarf etmeyi bıraktığında biraz olsun acısı dinecekti. Evlenmişlerdi ama doya doya sarılıp kokusunu içine hapsedemiyordu.

Sen Ölme Diye || Berna AslıhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin