-21- (Final)

18.1K 855 332
                                    


Medyadaki şarkı tavsiyemdir. Bölümü bu şarkıyla yazdım. Buradan dinlemek istemeyenler için Fatma Turgut - İlkbaharda Kıyamet

•••

Ezgi, korkuyla başını iki yana salladı. Kalbi öyle hızlı atıyordu ki nefes almakta bile güçlük çekiyordu. Gözlerinden akan yaşlar görüşünü bulanıklaştırsa da karşısındaki manzarayı görebiliyordu.

Bülent, Fırat'ın başına silah dayamıştı. Eğer bir şey yapmazsa kocası ölecekti. Bakışları sandalyenin altına düşmüş olan silahı buldu.

Şimdi bir karar vermesi gerekiyordu. Ya Fırat'ın ölmesine izin verecekti ya da Bülent'i öldürecekti. Kocasıyla göz göze gelince genç adam gülümsedi.

Olanlardan dolayı kendisini suçlamasını istemiyordu. Şimdi olmasa bile daha sonra Bülent bir yolunu bulup onu öldürmeye çalışacaktı.

Ezgi de tıpkı kocası gibi gülümseyip yerdeki silahı eline aldı. Elleri titriyordu. Hayatı boyunca silaha dokunmamıştı bile. Şimdi nasıl olup da birini öldürecekti bir fikri yoktu.

Silahı Bülent'e doğrulturken sesinin titremesine engel olmaya çalışarak bağırdı. "Kocamı bırak! Eğer ona zarar verirsen seni öldürürüm!"

Silahı daha da sıkı kavradı. Ateş edecek olursa geri tepme yapacağını biliyordu. Böyle bir durumda onu vurmayı bırak Fırat'a bile zarar verebilirdi.

Bülent, ona baktıktan sonra geri geri gidip bakışlarını Fırat'tan ayırmadan adamın arkasına geçti.

"O tetiğe basmayacağını ikimiz de biliyoruz. O yüzden sessiz ol ve sıranı bekle."

Yüzündeki hain sırıtmayla silahın emniyetini açtı. Horozu kaldırıp mermiyi namluya sürdü. Ezgi, korkuyla kocasına bakıyordu. Adamın gözlerinde zerre korku yoktu. Aksine karısını teskin etmek istercesine bakıp gülümsüyordu.

Saniyeler sonra bir el silah sesi odanın duvarlarında yankılanırken Ezgi, bütün gücü çekilmişçesine kendini yere bırakıp kanlar içinde yatan adama baktı.

Birkaç saat önce...

Gökyüzüne yükselen dumanlar güneşin kızıllığında kayboluyordu. Sokağı dolduran ambulans sesleri kulakları sağır ederken insanların acı çığlıkları her yerde çınlıyordu.

Kan ve is kokusu adamın genzine dolduğunda tüm bedenini ele geçiren öfke daha da belirgindi. Bütün atölye yanıp kül olmuştu.

Maddi kayıp umurunda değildi de yolun kenarında yatan ölü bedenleri görünce sakinleşmek için kısa bir süre gözlerini sımsıkı yumdu.

İtfaiyenin yaptığı ilk incelemede bu yangının sıradan bir nedenle çıkmadığını öğrenmişlerdi. Tekstil atölyesinde yangın çıkması çok kolaydı. Her yer kumaş ve iplik doluydu. Ancak Fırat, bunun bir kaza değil de kundaklama olduğunu öğrenince kimin yapmış olabileceğini düşündü.

Öyle çok düşmanı vardı ki hangisinin bu hain saldırıyı yapmış olabileceğini tahmin edemiyordu. Hissettiği tek şey öfkeydi. Ölen işçilerin ailelerinin yüzüne nasıl bakacaktı? Onları koruyamamıştı ya canını en çok da bu sıkıyordu.

Genç adam, mahşer yerini aratmayan manzaraya bakmaya devam ederken Harun koşarak yanına ulaştı.

"Abi, korumalara doğru adresi verdiğine emin misin?"

Fırat, kısa bir süre onun ne demek istediğini anlamadı. Çünkü o sırada kaldırımın üzerinde yatan tanınmayacak hâldeki bedene bakıyordu.

Sen Ölme Diye || Berna AslıhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin