Solar Sante Krizantem'in tepelerini son kez öpüp gittiğinde şehrin bitkileri ilk parıltılarını vermeye başladı. Ramel geçici olarak kaldığı küçük odanın duvarına yaslanmış, başını duvara dayamış oturuyordu. Turuncu gözleri öfkeyle karşı duvara bakıyordu.
Kuzeni Spontra'nın onu bırakıp gitmiş olduğu gerçeğiyle yüzleşmek canını yakıyordu. Buraya kadar beraber gelmişlerdi. Galga'daki haksızlıklar için birlikte savaşacaklardı. Fakat Spontra geliş amaçlarını unutmuş gibiydi. Bir iki seviye aldı diye kendini bir şey sanıyordu.
Kenara bıraktığı kartı aldı eline tekrar. O gizemli çocuk Lunar Sante altında bakarsa onu nerede bulabileceğini söylemişti. Kaç saat kalmıştı ki sanki Lunar Sante'nin görülmesine. O çocuğun yanına gidip kendisini eğitmesini isteyecekti. O zaman Spontra görecekti kimin daha güçlü olduğunu!
Hızla toparlandı ve kalktı. Kalbinden bedenine yoğun bir hırs dalgası yayıldı. Odadan çıktı ve gökyüzünü taradı. Lunar Sante her an kendini gösterecekti. Meydana doğru yürüdü. Auranlar dükkanları kapatmaya hazırlanıyordu. Bu vakitte herkes evlerine toplanır maddi işler bir kenara bırakılırdı. Sokak sakinleşirdi.
Meydandaki havuzun kenarına oturdu. Hala içinden Spontra'ya söylenip duruyordu. Görecekti o gününü. Birlikte çıktıkları yolda sırf birkaç seviye için onu bırakıp gitmek neymiş görecekti! Hele büyük bir sırmış gibi her şeyi sakladığı anlar yok muydu... Yumruk yaptığı avuçları içinde o çocuğun verdiği kartı neredeyse iyice ezecekti.
Kollarına düşen gümüşi ışıkla gözlerini gökyüzüne dikti. Lunar Sante beyaza parladığından beri bu sıralar ışığı parlak gümüşle beyaz arasında değişiyordu. Haberler de bu konuda hiç rahatlatıcı değildi. Komplo teorisyenleri bu yılı zor çıkaracakları hakkında atıp tutmaya başlamıştı bile. Kahin olduğunu iddia eden pek çok kişi yıl sonunda Galga'ya bir göktaşı çarpacağı iddialarıyla ortalıkta geziniyordu. Fakat Galga'nın gizemleri konusunda en tanınmış kişi olan Katu Kant hala sessizliğini koruyordu.
Tenine vuran ışık kanının iyice kaynamasına sebep olurken avucunu açtı. Elindeki gümüş rengi kartı düzeltti. Bekledi. En ufak bir yansımada kalbi hızlanıyor bir adres göreceğini umuyordu. Hiçbir şey olmadıkça kendini daha da ahmak gibi hissediyordu.
Bekledi, zaman geçti. Solar Sante'nin beyaz ışığı altında parlayan kartta hiçbir değişiklik olmadı. "Lanet olsun!"diye söylendi boştaki elini havuzun kenarına dayayarak. O sırada sol avucunun en yumuşak etinde keskin bir acı hissederek bir küfür salladı. Eline baktığında havuzun kenarındaki minik bir çıkıntının avucunda oluşturduğu küçük kesikten sızan boncuk boncuk kanla karşılaştı. "Hep böyle olmak zorunda mı?"derken derin bir nefes aldı. Sol elinden süzülen kan bileğini geçip kucağına dökülürken bu kanamanın normal olmadığını düşünüyordu. Ufak bir taş elini bu kadar kanatabilir miydi?
Derken tuhaf bir şey oldu. Kucağında duran sağ elinin parmak uçlarında iç gıcıklayan bir sızı hissetmeye başladı. Başını kucağına çevirdiğinde sağ parmak uçlarında duran karta düşen kan damlasının birkaç harfi oluşturduğunu gördü. Gözlerini merakla karta dikti: kip.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Emorian'ın Diğer Halefi
FantasyGalga Serüvenleri 1 - Emorian'ın Diğer Halefi -FantasyTR "Doğaüstü Geçidi" listesine eklenmiştir.- Yeni çaylakların belirleneceği Taze Kanlar Festivali'nde Plaro'nun parlayabileceği yedi adet renk varken hiç olmayacak bir rengi seçmesi kesinlikle be...