3) Frekanslar ve Tümleşme

277 25 52
                                    

Bir düşte, ölümcül sonuçları olacak bir düşte, kızıyla kesişme yaşamanın sarsıntısıyla uyandı o sabaha Zarus Galasmus.

Taş evinin balkonunda oturmuş kuşburnu çayı içerken aklından bir yığın düşünce geçiyordu. Kimileri kırmızı aurasını belirginleştiriyor, kimileri gözlerini parlatıyordu. Göz bebeklerini yakıyordu bazıları. Bu yüzden sık sık kırmızı gözlerini yummak zorunda kalıyordu.

En çok aklını kurcalayansa şu yıldız bilimci kadındı. Birkaç kehanette bulunmuştu şimdiye kadar. Haklı olabilir miydi? Aklındaki tek soru buydu.

Sonunu kendi kanın getirecek. Böyle demişti evlendiği gün. Mutlu ve başarılı evliliğine küçük bir gölge düşürmüştü kelimeleriyle.

Rozan'a hamile kaldığı gecenin ertesi günü ise yine karşısına çıkmıştı. Kırmızının görkemi eceline gebe, olmuştu sözleri. Kanı donmuştu bunu duyduğunda. Karnını sarmıştı elleri cümleyi reddedercesine.

Yedi sene önce olanlardan sonra bir kez daha çıkmıştı karşısına. Kaderin olmuş körebe, fısıldayacak kulağına sobe, demişti bu defa.

Yedi sene sonra şimdi, Plaro 1 tutulmasının arifesinde gördüğü düşe karışan zaman sekmesinin bir tesadüf olduğuna inanmakta güçlük çekiyordu. Hisleri bu gece onu, yıldız bilimciyi, tekrar göreceğini söylüyordu. Fakat görmemeyi daha çok istiyordu.

Kaderim benim elimde, diye fısıldadı. Serin bir esinti yaladı yüzünü, enerjisi kadar canlı kırmızı saçlarını savurdu önüne. Masadaki yakut taşlı tokayla arkasında topladı hepsini.

Kırmızı gözleri önündeki taşa oyulan koloni tipi evlerden oluşan manzarayı izlemeye başladı.

Gün doğmuş, Solar Sante tüm ışıltısıyla parlıyordu. Taşkent hareketlenmeye başlamıştı. Yüzey şekillerinin taş ve kayalık ağırlıklı olmasından almıştı bu ismi.

Galgen nüfusunun çoğunluk olduğu nadir şehirlerden biri Taşkent'te herkes işine gitmek üzere yollara koyulmuştu. Galgin araçları durak durak gezmeye başlamıştı. Seviyesi yeterli düzeyde olanlar, öncüler, aktarma noktalarında sıraya girmişti. Üstatların istedikleri noktalara gitmesi için bir bağlantı yakalaması yetiyordu. Kısıtlanmış bölgeler dışında gidebilecekleri yerler çoktu.

Zarus Galasmus, eşi Mithra Galasmus ile birlikte konseyde çalışıyordu. Galga'da bulunan on ülkenin sorumlu yöneticilerinin toplandığı bu konsey okyanusta yer alıyordu. Kimseye ait olmayan küçük bir adanın üzerinde Galga'nın geleceği şekillendiriliyordu. Yıllardır böyle olmuştu. Yıllarca böyle olacaktı.

O gün de küçük bir toplantı yapılacaktı konseyde. Onların ülkesi olan Galgeria, yeni adıyla Galgeria-Emoria ülkesinde düzenlencek olan Taze Kanlar Festivali hakkında konuşulacaktı.

Bir yıl önce Rozan ve Emorus arasında gerçekleşen enerji  tümleşmesi, ikisinin arasında bir şey olacağının ilk işaretiydi ve Emoria ülkesiyle birleşmelerini sağlayan ilk adımdı. Diğer ülkeler her ne kadar bundan rahatsızlık duysa da durumu kabullenmek zorunda kalmışlardı.

Güç mücadelesi her devirde görülmüştü ve görülmeye devam edecekti. Son iki bin beş yüz yıldır ise güç Galgeria ve Emoria ülkelerine neredeyse eşit dağılıyordu. Bu iki aile her zaman en güçlü üyelere sahip olmuştu her zaman yenilmezler onlardan çıkıyordu. Kaç ülke yıkılmış, yeniden kurulmuş, birleşmişti ancak galgan devirlerinden bugüne sadece bu iki isim gelmişti. Bu iki aile: Galasmus ve Emorian.

Taze Kanlar Festivali de galgan hakimiyetinin sona erdiği gün kutlanırdı. Galgeriaların ve Emoriaların muhteşem işbirliğiyle galgan birlikleri püskürtülmüş ve binlerce yıllık galgan zulmünden kurtulan Galga artık özgür bir gezegen olmuştu.

Özgürlüğe atılan bu adım yeni gelenlerin teşvikiyle bir şenliğe dönüşürdü. İki bin beş yüz yıldır böyleydi. Galga'nın uydularından biri olan Plaro tutulmasının etkisiyle gücünü keşfedemeyenler keşfederdi, güce sahip olduğunun bilincinde olanlar bir üst seviyeye geçerdi, ruhu birbirine yazılanlar hayat boyu sürecek bağlılıklarını ilan ederdi. Güzel şeyler olurdu Plaro 1 tutulmasında. Vaatler Tutulması olarak da bilinen bu olaylar zinciri üç ay sonra gerçekleşen Plaro 2 tutulmasıyla kesinlik kazanırdı.

...

Hazırlanmak üzere ayağa kalkmadan önce derin bir nefes aldı. O gün kendini huzurlu hissediyordu. Kızı Rozan'ın Aeon Piramiti'nde yaptığı bütünleşme seansı geçici bir dinginlik yaymıştı Taşkent'e. Gün geçtikçe denge galgenliği konusunda büyük ilerleme katediyordu.

Yine de o piramidin fuşya yerine kırmızı parlamasını tercih ederdi. Kırmızı gözleri yüzeyi kuma yakın bir pembeye dönen piramitin üstündeyken aklından bir başka düşünce geçti. Öze dönme ritüeli...

Konsey toplantısı bittikten sonra ritüel hakkında konuşmak için bir araya geleceği gruba bir mesaj gönderdi. Gözlerini kapattı. Düşünceleri zihninde yazıya döküldü. Zihninden parmak uçlarında biriken kırmızı saydam alana altın yazılar olarak aktı ve puf. Avucunu kapatmasıyla mesaj ilgili mercilere iletildi.

İçeri girdiğinde eşi Mithra Galasmus çoktan uyanmış hatta hazırlanmıştı bile. Parlak gri gözlerini ona çevirdiğinde gülümsedi. Her şeye rağmen bu adamı sevdiğini hissediyordu. "Günaydın."dedi sakince ona yaklaşarak.

"Günaydın."diye yanıtladı onu Mithra. Kollarını onun omuzlarına doladı. "Bu gece için heyecanlı mısın?"diye sordu.

"Önceki senelerden farksız olacağını düşünmüyorum."dedi Zarus.

Bahsettikleri konu Rozan ve Emorus'tu. Önceki iki yılda aralarında herhangi bir bağ kurulmamıştı. Eğer o sene de kurulmazsa Emorus için beş, Rozan için üç sene biriyle bağ kurmadan geçmiş olacaktı ve bu onların seviyesindeki galgenler için iyi değildi.

Belirsizlik bir seviyeden sonra hayatı zorlaştırmaktan başka bir şey yapmazdı. Ve her galgen eş olarak yaratılmıştı. Eşler bulunmadığında güçler tümleşmeyi tamamlamazdı. Tümleşme tamamlanmadığında ise, güç, galgeni terk ederdi.

"Eğer Rozan frekans değişimine uğramasaydı-"diye söze başladı Zarus. Fakat Mithra onu susturdu. Hatırlamak istemediği bir anıyı engelledi.

"Olacaklar olacağına varır."dedi sakince. "Çizgilerine yazılmadılarsa bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Bu noktada Galga'nın akışına güvenmekten başka elimizden bir şey gelmez."

"Galga'nın akışı..."dedi Zarus alayla. Mithra'yı severdi buna şüphesi yoktu. Fakat şu galgacı konuşmalara başladığında gözlerini devirmeden edemezdi. "Dayanağı olmayan bir inancın gerçekleşmesini beklemeye tahammülüm yok. Eğer bu sene de tümleşme tamamlanmazsa kendi önlemlerimi alacağım. Emorian soyu umurumda değil. Fakat Galasmus soyu öylece yitip gitmeyecek." Kırmızı gözleri ışıldadı. "Hayatlarını yakın iki dost olarak da geçirebilirler. Tıpkı sen ve Efolia gibi." Yine geçmişe atıfta bulundu. Mithra sadece gülümsemekle yetindi.

"Onunla hiçbir zaman tümleşmeyecektim zaten. Frekanslarımızda cızırtılar vardı."

"Aynen öyle."dedi Zarus biraz kıskançlık, biraz tutkuyla. "Şimdi, hazırlanmaya başlamam lazım. Bugün çok işim var. Festival hazırlıklarını sana bırakıyorum."dedi ve odasına gitti.

"Tabii ki bana bırakıyorsun."dedi Mithra onun arkasından. Sonra bir şeyler yemeye başladı. Konseye birlikte gideceklerdi. Her halükarda Zarus'u bekleyecekti.

Taze Kanlar Festivali'nin iyi geçmesine yönlendirdi bütün niyetini.

Emorian'ın Diğer HalefiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin