Bu kadar icmeseydim diye kaçıncı sızlanışım bilmiyorum. Ağlamaktan şişen gözlerimin ağrısından kafamın ağrısını bile umursayamıyorum. Yanımda yatan yabancı adama baktım. Kimdi bu ? Neden onu evime alıp onunla olmuştum ? Neden tüm direnişlerime rağmen bana sahip olmuştu ? Neden hala bu kadar rahat uyuyordu ? Sabaha kadar kafamdaki soru işaretlerinden uyuyamamistim. Ama o kendi evindeymis gibi rahattı. Birlikte olduğu kaçıncı kisiydim acaba ?
Ellerini belimden çekmeye çalıştım. Milim ilerlemiyordu. Gece yanından kacmak için çırpındığımdan beri bu haldeydim. Ve kış uykusuna yatmış ayı kalkmıyordu. Tüm çırpınışlarım etkisizdi. Etkili olacak başka bir şey bulmaliydim. Komidinin üstündeki saati kafasına atmak etkili olur muydu ? Ya hızlı atıp çocuğu öldürürsem diye bu karardan vazgeçip omzuna tırnaklarımı geçirmeye karar verdim. 2-3 tırnak izinden bir şey olmaz değil mi ? Tırnaklarımı gecirmemle küfür ederek uyanması bir oldu. Daha önce neden düşünmemiştim ben bunu.
Mırıldanarak " Napiyorsun sen ? " dedi.
" Seni uyandırdım. " diye kıkırdadım. Yüz ifadesi o kadar komikti ki... Bana öldürücü bakışlar atarak " Her uyuyani boyle mi uyandırırsın ? " diye sordu. " Zorla bana sahip olup kuala gibi yapisanlari böyle uyandiririm." Sinirlenmiştim. Sesim bekledigimden daha gür çıkmıştı. Dün geceyi hatırlayıp tekrar aglamama sebep olacaktı. Kendimi tutmaya çalıştım. Tavana bakarak gelen gözyaşlarımı göndermeyi başardım. " Ne yani sana dokundum mu ?" diye sordu. Sesi alaycı çıkmıştı. Ben bu durumdayken o benimle dalga geçiyordu. Ağlamaya yine meyil etmiştim ama bu gerizekalinin yaninda ağlayıp kendimi rezil edemezdim. Her ne kadar sinirli olsam da. Sesimi kontrol ederek konuştum. " Bana tecavüz ettin resmen. Benim ilkim oldun. hayallerimi çaldın." Tamam birine körkütük aşık olamayacağımı romantik bir ilişki yasayamacagimi biliyordum. Ama en azından tanıdığım bir adamla olmayı hayal etmiştim. "Sen bakire miydin? " diye sordu ve ekledi. " Hem bakire hem çirkin. Başka birini bulamadım mı ben ? " Yine alay ediyordu. Hem de bana çirkin demişti. Bunu sana ödetirim orospu çocuğu. " Dün gece öyle demiyordun ama pic kurusu. Yataktan çıkıp giyinmeme bile izin vermedin. Söylediğin sözleri hatırlıyorum. " " Dün gece nasıl bir halde olduğumu biliyorsun. Ve umarım hamile falan değilsindir. Senin gibi bir cirkinden bebek istemem. " Kendini beğenmiş orospu çocuğu.... Hala bana çirkin diyordu. Kendime hakim olamayıp tırnaklarımı sırtına geçirdim. Bu sefer dört tırnağımın izi çıkmıştı ve çok ince kan sızıyordu. bakışlarını bana çevirdi. Gözlerime bakarak " İz bırakmayı seviyorsun haa ? Ama emin ol bana bu izler seni hatirlatmayacak. Fiziksel acılar önemsizdir. " deyip güldü. Gülüşü filmlerdeki kötü karakterlerin kahkahası gibiydi. İğrenç pislik... " Banyo nerede ?" diye sordu. Hicbir şey olmamış gibi. Soylemeyecektim. Beni sinir krizine soktuktan sonra ona bir iyilik yapamazdım. " Söyleme o zaman kendim bulayim. Hem daha iyi bütün odalarını görmüş olurum. Umarım sakladığın bir şey vardır." Baş belası pic. Onun için yaptığım odayı görürse daha fazla dalga geçerdi. O demisken yanimdaki pic değil. Ama o da artik benim için önemli değil... Yani eskide kalmıştı. "Soldan ikinci kapı " dedim mırıldanarak. Ve ona arkami döndüm. Kapının kapanma sesiyle odada tek basıma kalmıştım. Yataktan çıkıp üstümü giyindim. Daha sonra birlikte yattığımız, onun kokusunun sindigi çarşafı ve pikeyi yere attım. Bunları yikamayacaktim bile direkt çöpe atacaktım. Bana dün geceyi hatırlatacak hicbir şeyi istemiyordum bu evde. Hatta hafizami kaybetmeliydim. En iyisi bu olurdu. " Çirkin " diye bağırıyordu pic kurusu. Sanırım adımı unutmuştu.Gerçi ben de bilmiyordum onun adını. Neyse diye silkinip banyoya doğru ilerledim. Kapının önünde durup "Ne var ?" diye sordum. " Kızım misafir havlun falan yok mu pembe olmayan ?"
Haha pembe bornozumla görünmek istemiyordu beyefendi. "Hayır" diye cevapladim onu. "O zaman üstümü getir" Çok beklersin diye geçirdim içimden. " Hizmetçi yok karşında canım " dedim. " Tamam vücudumu görmek istiyorsun. Anladım ama senin vücudumu görmeni istemiyorum" Yine laf atmıştı. biraz kibar olsaydı belki getirirdim ama simdi hic ona karşı iyilik yapmak istemiyordum. Siktirip gidebilirdi evimden. " Git kendin al. " diyerek salona geçtim. Umrumda değil o egoist pislik... Üçlü koltuğa oturup televizyonu açtım. Rastgele bir kanalda durdum. Zaten sesi yoktu televizyonun. on saniye kadar sessiz televizyona baktım ve sonra reklam girdi. Üçlü koltuğa uzandim. Keşke dün geceyi hic yasamasaydim. Gerizekalinin sesiyle kendime geldim. "Arkadaşlarını mı özledin ?" Sesi çıkmayan televizyona baktım. Ayilarla ilgili bir belgesel vardı. Tam anlamıyla pic kurusu.... " Yoo. Sadece senin hakkında bilgi alıyordum." Biraz bozulmuştu ana yine o gulumsemesini takinip yattığım üçlü koltuğa yaklaştı. Dudaklarını kulaklarima sürterek fısıltıyla "İstersen sana istediğin bilgileri ben veririm." dedi. Tamam doğruyu söylemek gerekirse fazla etkileyiciydi. Kulağıma değen dudakları ve yüzüme gelen birkaç tel ıslak saçı ... Ama o egoiste bunu soylememem daha doğrusu belli etmemem lazımdı. Gülümseyerek yattigim koltuğun kenarına sırtımı dayadim ve onu ittirdim. " Ne o ayı olduğunu kabul mu ediyorsun ? " O da benim gibi sırıttı. " Sen nasıl algılamak istersen ki ben senin algıladığını farz ediyorum. Hem aptal hem çirkin işime yaramazsin." İşine yaramak mı ?? Hayır anlamadığım o egoist pislik ne işinden bahsediyordu. Gülümsemem biraz önce bozulmuş olsa da sesinin sinirli çıkmamasına dikkat ederek konuştum. " İşine yaramak isteyen kim ?" Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Gozlerime baktı. " Aptalsin ve cirkinsin zaten istesen bile yarayamazsın." Alaycı bir acıma duygusuyla söylemişti bunu. Aptal ve çirkin demek sana bunu mutlaka odetecegim. Şu an nasıl yapacagimi her ne kadar bilmesem de mutlaka ödeyeceksin. Belki birilerini ayarlayip o mükemmel suratını mahvederim. Bilmiyorum ama odeyeceksin. "Umarım yanilmazsin ukala ama simdi evimden siktirip git." Kahkaha atıp " Peki çirkin " dedi. Kapıya doğru gitti. kapıyı açtı ve evden çıktı. Sinirimi evdeki her şeyi parcalasam ancak cikarabilirdim. Belki de Gözde' yle konuşarak. Odama girip yere attığım çarşafları tekmeledim.Yerdeki çantamı alıp telefonumu aldım. Ve arkadaşımı aramaya başladım. Telefonu kapalıydı. Aynada kendimi görünce küçük bir çığlık attım. Belki biraz büyük de olabilir. Çocuğun neden çirkin dediğini simdi anlıyorum. Akan makyaj , şişen bir yüz... Çocuğa boşuna sinirlendim diye düşündüm. Ama hic boşuna değildi. En azından yüzüne bak diye uyarabilirdi. Koşar adım banyoya gittim. Ustumdekileri çıkarıp hemen dusa girdim. Kısa bir dustan sonra üzerime pijamalarimi giyip şişen yüzüme bu koydum. Karnim da baya açıkmıştı. Mutfağa gittim ve mısır gevregini bir kaseye döktüm ardından da sütü. İste benim geç kalan ama mükemmel kahvaltim ....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız
RomanceBir bar ortamındaki yakınlaşma onların tüm hayatını değiştirecek. Kim bilebilirdi ki birbirlerinin ruh ikizi olduklarını ? Kim bilebilirdi ki ruh ikizini bulmaktan korkup şans eseri tanışacaklarını ? Kim bilebilirdi ki birbirlerine bağlanacaklarını...