-Özgür Bey geldi efendim.
-İçeri çağır.
Özgür ikinci seans için Başak'ın yanındaydı. İçeri girdiğinde Başak bilgisayardan notlarına bakıyordu. Özgür geldiğini belirtmek için öksürdü.
-Hoşgeldiniz Özgür Bey, buyrun.
-Hoşbulduk Başak Hanım.
-Evet en son geçen hafta görüşmüştük. Bu bir haftada neler oldu? Konuştuklarımızı düşünebildiniz mi?
-Evet ama pek bir işe yaramadı. Zaten söyledikleriniz bildiğim şeylerdi.
-Peki o zaman şöyle yapalım. Sizinle ilgili çok az bilgi var elimde. Biraz kendinizden bahsedin.
-Ben bir bankada çalışıyorum. Ekonomi mezunuyum. Evliyim, çocuğum yok. Annem ve babam geçen yıl trafik kazasında öldü. Eşim şu aralar çocuk istiyor ama ben istemiyorum. Bu yüzden sık sık kavga ediyoruz.
-Öncelikle başınız sağolsun. Gerçekten çok üzüldüm.
-Dostlar sağolsun.
-Evliliğiniz hakkında biraz daha detaylı konuşmak istiyorum.
-Tabii.
-Eşiniz nasıl biridir? Genelde iyi anlaşır mısınız?
-Eşimle üniversitede tanıştık. Onun ailesinin maddi durumu çok iyiydi. Önce evlenmemize karşı çıktılar. Beni beğenmediler. Sonra zor da olsa onları ikna ettik ve evlendik bir şekilde. Zaman içinde eşim bu durumu başıma kakmaya başladı. Başkalarının kocalarını örnek gösterip beni ezmeye çalıştı. Şimdi ise tüm arkadaşlarının çocuğu var diye çocuk yapalım diyor. Saçmalığa bakın!
-Eşinizle bu düşüncelerinizi paylaştınız mı, konuştunuz mu onunla?
-Hayır. Beni anlayacağını sanmıyorum.
-Peki şu an yaşadığınız hayattan memnun musunuz?
-Kim mutlu ki? Kim hayalindeki hayatı yaşadığını söyler? Hayallerin bir üst limiti var mı ki?
-Elbette yok fakat sabahları mutsuz uyanmamak bile mutlu bir hayatım var demek için yeterlidir.
-Sabahları mutsuz uyanıyorum.
-Peki sizce neden?
-Zengin değilim dolayısıyla özgür değilim. Sıradanım. Bugün ölsem arkamdan ağlayacak insan sayısı üçü geçmez.
-Neden böyle düşünüyorsunuz?
-Çünkü böyle.
-Eşinizle evlendiğiniz için pişman mısınız?
-Pişman olmak neyi değiştirir ki? Kendini yormaktan başka bir şeye yaramaz pişman olmak. Hayat bunun için fazla kısa.
-Aslında hayata karşı hiç de umutsuz bakmıyorsunuz. Zamanın kıymetli olduğunun farkındasınız.
-Salak olduğum için size gelmedim zaten. Zekiyimdir.
-Yok öyle demek istemedim ben sadece...
-Neyse sıkıldım ben. Kaç dakika kaldı bu seansın bitmesine? Yazın basmakalıp ilaçlarınızı da gideyim ben.
-Basmakalıp ilaç yazacağımı düşünüyorsanız neden buradasınız?
-Beni bedavaya dinleyecek insan bulamadım da ondan. Verin o kağıdı. Bunlar mı ilaçlar?
-Şey, evet bunların ikisini...
-Tamam hallederim ben. Hadi eyvallah psikolog hanım.