Şimdi Özgür için en doğrusu neydi? Bu aşktan vaz mı geçmeliydi? Yoksa her zorluğa göğüs gerip inat mı etmeliydi? Peki ya Başak'ın hisleri? Onlar gerçek miydi? Yoksa onlar da bu hastalıklı beynin bir ürünü müydü? Özgür bu sorularla boğuşurken kendine bir kadeh viski koydu ve en sevdiği plağı çalmaya başladı. Tüm gece aynı şeyleri düşündü. Sabaha karşı camdan dışarı bakarken artık kararını vermişti: "Mücadele edeceğim. Onu bırakamam. Onu arkamda bu halde bırakamam." Sonra durdu. "Önce onu bu hale getiren şeyi öğrenmeliyim." dedi kendi kendine. Bilgisayarını açıp internette Başak ile ilgili araştırma yapmaya başladı. "Yok, yok, yok! Hiçbir bilgi yok!" Özgür çaresizliğe düşmüştü. Artık Başak'la konuşmaktan başka şansı yoktu. Aceleyle evden çıktı. Başak'ın ofisinin önünde beklemeye başladı. Biraz bekledikten sonra Başak'ın arabasını yolun başında gördü. Başak arabadan iner inmez karşısına çıktı.
-Başak!
-Özgür çekil lütfen, randevuma geç kaldım. Danışanım bekliyor.
-Başak beni dinle lütfen!
-Dinleyecek bir şey yok!
-Nasıl yok!? Her şey çok iyiydi... Çok güzeldi. Ne oldu da çektin gittin!?
-Değilmiş demek ki. Karşıma bir daha çıkma Özgür.
-Yapma Başak. Bu kadar kolay mı?
-Ne yaşadık ki biz Özgür? Sevgili bile olmadık!
-Doğru. Biz çok daha fazlasıydık.
-Özgür çok geç kaldım.
-Seni bırakmayacağım.
-Bırakacaksın!
-Hayır!
-Beni unutacaksın Özgür!
-Neden Başak neden!?
-Sen mutlu olmayı hak ediyorsun tamam mı?
-Sen de.
-Ben mutlu olamam. Birini de mutlu edemem. Hastayım ben. Beynime hükmedemiyorum.
-İzin ver beraber aşalım bunu.
-Bu sandığın kadar kolay değil Özgür. Hem sen bununla uğraşmayı hak etmeyecek kadar değerlisin. Çok özelsin.
-Ben seninle mutlu olmak istiyorum Başak.
-Bu mümkün değil.
-Beni seviyor musun Başak?
-Özgür artık gerçekten gitmem gerek.
-Başak. Tek bir cevap. Lütfen...
-Senin için hissettiğim şeyler sevgiden de fazla. Kendimden çok seviyorum seni. Ama fazlası yok. Bu kadar. Biz diye bir şey yok, olmayacak.
-Seni bu hale getiren şeyi söyleyeceksin bana. Seni tedavi edeceğim.
-Denemedim mi sanıyorsun?
-Bir daha deneriz.
-Elveda Özgür...