"Yeni Arkadaş"

351 17 2
                                    

*************
1996 Ağustos ayı... Saat 01:12

    Küçük bir kasabada, kapının önüne bırakılmış küçük bir beşik. Beşikteki bebek aniden ağlamaya başlar. Bebeğin ağlaması ile uyanan ev sahibi, yavaşça kapıya yönelir ve kapıyı açar. Kapının eşiğinde ağlayan bebeği gördüklerinde şaşırırlar. 2 dakika boyunca bebekle bakışırlar. Kadın yavaşça bebeği kucağına alır ve eve girer. Kadın  bebeği kucağında usulca sallayarak uyutmaya çalışır. Kadın yavaşça bebeğin üstündeki kıyafeti çıkarıp cinsiyetine bakar. Bu küçük bebek bir kızdır. Bebeğin bulunduğu beşikte ise bir not vardır. "O artık sizin. İstediğinizi yapabilirsiniz ancak ona kendi ismiyle hitap edin lütfen. Onun ismi Kayla" yazıyordur notta. O sırada  yukarıdan 4 yaşındaki erkek çocukları inmiştir. "Anne, kim ağlıyor" dedi,  Creydo ismindeki çocuk. Kilisedeki başkomutanın oğluydu. Creydo nazikçe bebeğe yaklaşır. "Anne bu kimin bebeği? " .Kucağında bebek olan kadın durdu, ve çocuğuna dönerek:"Creydo tatlım bu senin üvey kız kardeşin Kayla." Craydo bebeğe bakmak için ona doğru uzanır. Kucağına almak için ellerini açar ve yavaşça bebekle kavuşturu. Yavaşça bebeği kucağına alır ancak aldığı gibi bebek ağlamayı keser. Kayla Creydoyu görünce  yüzünde masum bir gülümseme belirir. "Ne kadar tatlı bir bebek. Sen benim küçük kardeşimmişsin. Ama sen çok küçüksün bu yüzden seni her şeyden ve herkes den koruyacağım küçük kardeşim."  Küçük Kayla için artık yeni bir dönem başlıyordu. Artık o Creydonun güvenli kollarındaydı.
*************
     " Ağğğmm... Bu ses ne?" kafamı yastıkdan kaldırıp baktığımda telefonumun çaldığını fark ettim. Nero arıyordu. İstemsizce içime şüphe düşmüştü. Acaba Kyrieye bir şey mi olmuştu.
-" A.. Alo.. Nero saat kaç farkında mısın? Yoksa Kyrieye bir şey mi oldu?"

- "Hayır, hayır o iyi yanımda. Dante de burada. Sadece şey sormak için aramıştım. Uzun süredir  konuşmuyoruz. Nabersin diye soracaktım."

    Yüzümü buruşturup telefonu suratına kapattım. Saatin kaç olduğuna baktım. Okulun başlamasına yarım saat kalmıştı. Hızlıca yatağımdan fırlayıp dolaba baktım (medyada ki kıyafetler ) uygun bulduğumu, üstüme oturan kıyafetlerimi giyip uzun olan deri ceketimi üstüme aldım . Aslında pelerin gibiydi ama benim için çok önemli. Neden mi? Çünkü bütün silahlarım hepsi onun üstündeydi. Tabi gerçek dünyada gözükmemeleri için büyülü sözler söylenmesi gerekirdi. Trishin bana ödünç olarak verdiği kıyafetleri giyip uzun beyaz saçlarımı taradım ve platform topuklarımı giyip çanta almadan evden çıktım. Çok lüks değil ama kendime ait bir evim var. Çok lüks olmayan bir de motorsikletim. Kask-..neredeyse unutuyordum. Yaram. Yaramı gizlemem lazımdı. Eve hızlı adımlarla girip kremi sürdüm. Üzerine de maskemi çektim. Aynada kendime bakarken gözlerim dikkatimi çekti. Gözlerimi seviyordum. Hızlı adımlarla evden çıktım ve park halindeki motorsikletime yöneldim. Kaskı takıp motorsikletime bindim, çalıştırdım ve okulun yolunu tuttum.

      Birkaç  dakika içinde okula vardığımda çoğu öğrenci yeni geliyordu. (medyadaki müziği şimdi açabilirsiniz).Nazikçe kafamdaki kaskı çıkartıp saçlarımı savurdum. Motordan inip kaskımı arkaya koyup okula doğru yürümeye başladım. Her adım atmışımda göğüslerim zıplıyordu ve bu bahçedeki bütün erkeklerin dikkatini çekmişti. Tek erkekler diyemem ama birkaç kız bana iğrenir gibi bir bakış atmıştı. Daha sonra bütün herkes ve hocalar da dahil bana bakıyorlardı. Acaba bende mi gariplik var? Ancak şuan tek garip olan pozitif bir enerji almamdı. Ne alaka diyeceksiniz. Pozitif enerji demek bizden birilerinin yakında olduğuydu. Yani benim gibi şeytan olanların yakın olduğuydu. Eğer negatif bir enerji alırsak düşmanların yakında oluğu demekti. Yürümeye devam ederken enerjinin bulunduğu yere oldukça yaklaşmış olduğumu hissettim. Az sonra önümden ya da önünden geçecektim ki... Çok geçmeden, dibimden biri geçti ve enerjiyi oldukça yoğun hissettim. Ama daha sonrada uzaklaşmıştı. Ancak etrafta tanıdığım birine rastlamadım. Acaba o çocuktan mı geliyordu? Arkama dönüp baktığımda, arkadaşlarıyla selamlaşıyordu. Oldukça sıradan biri gibi duruyordu. Tam o sırada arkadaşlarıyla birlikte bana baktı. Ehh sıradan bir erkek ne olacak sanki, diyip göz devirdim ve okulun içine girdim. Hızla topuklarımı vura vura yukarı kata çıktım. Koridorda ilerlerken bile bana bakıyorlardı. Sanırım 1.sınıflar. Bir kat daha yukarı çıktım ve müdürün odasını çalmadan direk kapıyı açtım. Beni tanıyorlardı ancak ne zaman geleceğimi bilmiyorlardı. Kekeleyerek:

Kırık KanatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin