(Şarkı:The Breakup Soung)
Günümüzden 2 sene önce...
Nero artık uyanmıştı. Sağ kolunun içinde tuttuğu yamato onun gerek gücünü açığa çıkarmıştı. Artık istediği zaman kılıcı kullanabiliyordu. Ancak kılıcı eline aldığı her vakit arkasındaki süliet devamlı orada oluyordu. Az önce yaşanmış olan olayları Craydo 'nun da bildiğini düşünüyorlardı. Her ikisi de laboratuvarın arka odasından, dolanırken Agnusun yaptığı ve yapmakta olan deneyleri görmüşlerdir. Kocaman bir tüpün içinde, zırhın içine çekilen diğer yakalanmış şeytanların ruhu çelimsiz zırha işleniyordu. Bütün laboratuvarı dolandıktan ve şeytanları öldürdükten sonra dışarı çıkmışlardı. Artık yönlerini ordunun karargahına çevirmişlerdi. Orda Craydo'yu bulup orduda neler olup bittiğini ondan öğrenmelilerdi. Bu yüzden hızla yola çıktılar. Şatonun arka avlusunu dolanıp ana salona vardılar. Ana salondan da yan odalara girip indirdikleri köprüden geçerek dağın arasına girdiler. Dağın arasından çıktıklarında hiç beklemedikleri bir manzara ile karşılaştılar. Etraf ormanlık bir alan olmuştu. Her taraf yem yeşil ve harika kokuyordu. Şaşırmalarının sebebi önceden burasının oldukça kurak olmasıydı. Düşündüklerine göre burayı bu hale getiren de yine cehennem kapısından çıkan bir bossdu. Şu anda bulundukları alan çok yüksekteydi. Hatta bir uçurumun ucuydu. Etrafı incelerken uçurumun ucunda Dante belirdi. Ellerini her iki yana açmış anlamsızca uçurumdan aşağıya baktı.
-"Burada neler olmuş böyle. Sanırım kapının etkisi."
Alaycı bir bakışla onlara dönerek:-"Üzgünüm çocuklar. Bu biraz beklemeli." diyerek ,kendini uçurumdan atmıştı. Her ikisi de şaşkın bir biçimde birilerine baktılar. Artık Dante'nin peşini bırakmışlardı. Artık tek hedefleri burada neler olduğunu bulmaya çalışmaktı.
~~~~~~~~~~~~~~~
Kayla'nın gözünden...*JACK... JACK! HAYIR! YALVARIRIM BIRAKMA BENİ. JACK!!*
-"Kayla?"
Ne kötü bir kabustu ama. Beni yatağımdan dehşetle sıçratmış, sanki bir boşluğun içine düşer gibi hissetmemi sağlamıştı. Kafamı yataktan direk kaldırmam ile karşımda Jack'i görmem bir olmuştu. Etraf karanlıktı. Odamı aydınlatan tek şey, penceremden içeri düşen dolunayın ışığıydı. Oda yeni uyanmış olmalıydı ki gözleri yarım açık ve oldukça endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerinin altı morarmış görünüyordu. Yavaşça ellerini kaldırdı ve ellerini yüzüme koyup yavaşça baş parmaklarıyla maskemin üstünden yanaklarımı okşamaya başladı. Onu görünce rahatlamış hissiyle gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Gözlerimi kapatmam ile gözümün önüne gelen kabusum beni yine karamsarlığa itiyordu. Hiçbir şeyi hatırlamak istemezken gözlerimi açtım. Gözlerimi açmamla köşede duran karabasanımı gördüm. Bana tekrar geleceğini bildirir gibi bir hali vardı. El sallamış ve onu içime aldığım için bana teşekkür etmişti. Kafamdan onun varlığını yok ederken Jack'e baktım. Halen benden bir cevap bekliyordu. Dün onu reddetmemden sonra oldukça üzülmüştü. Ama haklıydım. Benim de kendi içimde onun bilmemesi gereken sırlarım vardı. Elimde olsa sırları demir bir kutunun içinde atıp sonsuza dek benden uzak olması için üstüne bir kilit vurup denize fırlatırdım. Çünkü onlar var oldukça beni ve Jack'in bana olan aşkını, sevgisini öldürecekti. Ondan ayrı kalmak istemiyorum. Çünkü hayatımda ilk kez birinin kollarında kendimi güvende ve mutlu hissediyorum. Her şeyden uzakta onun yanında olmak... Derin bir nefes daha alıp iç geçirdim ve yavaşça ellerimi onun boynuna dolayıp kendimi onun kucağına bıraktım. Ellerimle sardığım boynunu kendime çektim ve sıkıca sarıldım. Onu kendime hapsetmek istercesine göğsüme çektim. O da ince ama bir o kadar kaslı olan kollarıyla beni sarıp sarmalamıştı. Elleri belime hükmederken yanmaya başlamıştım. Her zaman ki gibi kalbim beni dinlemeden, onun olmam için çarpıyordu. Onun yanında dayanamaz hale geliyordum. Ve bunu çok belli ediyordum. Ama yapmamalıydım. Kendimden uzaklaştırmak isterken onu kendi cehennemime sürüklüyorum. Onu yakmaya korkuyorum. Belimde duran elleri yaramaz bir çocuğun ki gibiydi. Orda oraya, vücudumda geziyor ve durmak bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kanatlar
Fiksi Penggemar-"O maske çıkıcak!" -"Hayır çıkmayacak asla!" -"Sana çıkıcak dedim küçük hanım!" Bana fırsat vermeden üzerime atılıp maskeyi çıkarmaya çalışmıştı... Bakışlarına aşıktım... O bir melek,Ben ise şeytandım..... (not: Oyun adına yapılmış bir fan kurgusu...