"Dövme"
"Beni şaşırttın açıkçası, savaş eğitimi almaya karar vereceğin aklımdan bile geçmezdi."
Büyücü arkadaşım Pyo Minha, ailesiyle gittiği kısa tatilden geri dönmüştü.
"Fikrimi değiştirdim." dedim omuz silkerek. Ders zili çaldığında yaslandığım kaloriferden ayrılıp sırama geçtim.
Sınıftakilerin bana karşı bakış açısı biraz değişmiş gibiydi. En azından artık beni tamamiyle görmezden gelmiyorlardı. Şimdiden böyle bir tepki alıyorsam ileride daha neler olacaktı kim bilir?
Hiç ilgim olmayan coğrafya dersinde kayaçları değil zincirli kitabı düşünüyordum. Onu Taehyung'a gösterecektim, bu konuda güvenebileceğim ve bana yardım edebilecek tek kişi oydu.
Öğle molasında Minha annesini hastaneye götüreceğinden gitmesi gerektiğini söyledi, ben de o gider gitmez çantamı aldığım gibi sınıftan çıktım. Önce kantine gidip karışık tost ve meyve suyu aldım, sonra bahçeye yöneldim. Taehyung her zamanki bankımızda oturuyor ve neredeyse kendi boyu kadar büyük bir sandviç yiyordu. Kurt-insanların diğer bir özelliği de fazlasıyla iştahlı olmalarıydı. Çantamı banka koyarak yanına oturdum.
"Kurt gibi aç olduğunu bu kadar belli etmene gerek yok." dedim alayla.
Yanaklarındaki koca şişliklerle lokmasını çiğnerken gülümsemeye çalıştığında sevimli görünmüştü.
"Tae, sana bir şey göstereceğim. Ama kimseye bahsetmeyeceksin, aramızda sır kalacak."
Sonunda lokmasını yutup gazozundan bir yudum aldıktan sonra tekrar bana döndü. "Kurt sözü!" dedi serçe ve işaret parmaklarını kaldırarak.
Kitabı ona milletin içinde gösteremezdim, bu yüzden önce sadece olan biteni anlattım. Taehyung da en az benim kadar heyecanlanmıştı.
Yemeklerimizi bitirdikten sonra okulun kütüphanesine gittik. Elbette öğle arası olduğundan içeride kimse yoktu. Kitapta yazanları Taehyung'a gösterdim.
"Hadi oradan! Başka bir ırk mı?"
Başımı salladım. "Ama var olmamış olan bir ırktan nasıl haberi var? Ya da kendince bir fikre mi sahip acaba?"
"Hmm..." Taehyung düşünceli bir şekilde çenesini ovuşturdu. "Belki bir tahmin yürütmüştür. Cevap alması oldukça güç bir soru açıkçası. Ben bu yazarı internette iyice bir araştırayım, eğer adresini bulursam sana haber veririm. Oraya birlikte gidip cevabı alabiliriz, yani umarım."
"Umarım." dedim başımı sallayarak. Bu tarz araştırma işlerinde Taehyung benden daha iyiydi çünkü yasaklı sitelere bile ulaşabiliyordu.
(Nightmare'e selamlar)Öğle arasından sonraki dersler de bitince, yine savaş eğitimi için soyunma odasında hazırlanıp bahçeye çıktım. Öğrencilerin çoğu çoktan gelmişti.
Saçlarımı topuz yapmakla uğraştığım sırada okul kapısından buraya doğru yürüyen Namjoon ile göz göze geldim.
Gözlerimi hızlıca kaçırdım. Onun yanındayken sürekli bir şeyler düşünmemeliydim. Özellikle de sır olarak kalması gereken şeyleri. Aklımı tamamen egzersizlere odaklamam gerekiyordu.
Namjoon yanıma vardığında, gıda masasının yanında duruyordum.
"Tanrı aşkına, biraz sakin ol."
"Ne?" dedim anlamsızca ona bakarak.
"Kafandan o kadar çok şey geçiyor ki hiçbirini net olarak duyamıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Are You Human Too? Π Min Yoongi •
FanfictionAnnesi ve babası farklı tür varlıklar olmasına karşın normal bir insan olarak doğan Heasun, geldiği soydan dolayı, daha önce varlığından haberinin bile olmadığı bir ülkede yaşamak durumunda kalır. Sıradan bir insan olarak farklı türlerle bir arada y...