O | 14 ※ Poison

4.9K 646 531
                                    

"Zehir"

"İşte!" Jimin heyecanlı bir şekilde adımlarını hızlandırdı. "Orada bir kamp ateşi var!"

"Eğer onlar iblis falansa, seni aralarına atacağım." dedi Hoseok. Raena kıkırdadı.

Jimin Hoseok'u umursamadan ilerlemeye devam etti. Aniden etrafı simsiyah bir sis kapladı ve göz gözü göremez oldu.

"Neler oluyor? Ay ışığı nereye gitti?!" dedi Hoseok panikle. Etraf zifiri karanlığa bürünmüştü. Eline tutunan başka bir minik el hissedince onun Raena olduğunu anladı.

Jimin bir şeyler görebilmek için gözlerini kısarak dikkatlice etrafına baktı fakat kendi ayaklarını bile göremiyordu. "Birbirimize yakın duralım."

Hoseok aydınlatma büyüsü yapsa da her yer hala kapkaranlıktı. Raena'nın gergince koluna sarıldığını hissetti.

"Jungkook, bekle. Sanırım onlar bizden."

"Ne?"

Uzaktan gelen seslerin ardından siyah sis yavaşça ortadan kalktı ve ay ışığı tekrar ortaya çıktı.

"Tanrı aşkına, o da neydi öyle?" dedi Hoseok şaşkınca. Yan tarafına dönüp baktığında Raena'nın koluna yapışmış olduğunu gördü.

Raena utanarak geri çekildi. "Afedersin... Öyle birden bire karanlık olunca korktum."

"Affetmeyenin kalbi dursun." dedi Hoseok ona bakarak. Raena gülümseyerek gözlerini kaçırdı.

Jimin Hoseok'un koluna vurdu. "Cilveleşmeyi kes ve yürü."

Hoseok gözlerini kısarak ona baktığında Jimin çoktan uzaklaşmıştı bile.

Kamp ateşinin yakınına vardıklarında, Jaehwa ve Jungkook el ele tutuşmuş önlerinde duruyordu.

"Gözlerim beni yanıltıyor mu, yoksa şu an karşımda bir Bahsedilmeyen ile bir İblis el ele mi tutuşuyor?" dedi Jimin hayret içinde.

Jaehwa gülümsedi. "Gözlerin seni yanıltmıyor, kardeşim."

"Kardeş mi?! Siz kardeş misiniz?!" dedi Hoseok gözlerini büyüterek.

"Değiliz, salak. Irklarımız aynı olduğu için öyle söyledi." Dedi Jimin ona dik dik bakarak.

Jaehwa kıkırdadı ve birkaç adım atarak onlara yaklaştı. Jimin ellerini ona uzattı ve avuçlarını birleştirdiler.

Arkada duran Jungkook ne olduğunu anlamaya çalışırcasına onları izliyordu.

Hoseok Raena'ya doğru eğilerek kulağına fısıldadı. "Bu Bahsedilmeyen'lerin selamlaşmaları bile çok garip. Sanki antik çağdan kalmalar."

Raena Jaehwa ve Jimin'i seyrederken sessizce güldü. Hoseok onun gülüşünü izlerken gülümsedi.

"Çok acı çekmişsin." dedi Jimin, yine dolan gözleriyle Jaehwa'ya bakarken. "Ama sonra onun kalbindeki ışığa ulaşmışsın." gözlerini Jungkook'a çevirdi. Sonra tekrar Jaehwa'ya baktı. "Ve şimdi mutlusun, ama aynı zamanda yaklaşan savaş için endişelisin."

"Demek duyguları okuyabiliyorsun." dedi Jaehwa gülümseyerek.

"Bu yeteneği sevdiğimi söyleyemem." Dedi Jimin ellerini geri çekip. "Kendi acım yetmezmiş gibi başkalarının acılarını da hissetmekten bıktım."

"Sana verilen yeteneğe lanet kusma. Onu seveceksin, özellikle de aşık olduğun zaman." Dedi Jaehwa destek verircesine onun omzunu sıkarak.

Jimin buruk ve alay dolu bir şekilde güldü. "Aşk için vaktim yok."

• Are You Human Too? Π Min Yoongi •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin