M | 20 ※ Soul Of Trees

4.7K 585 304
                                    

"Ağaçların Ruhu"

"İşte!" Hoseok eliyle ilerideki mağarayı işaret etti. "Yakut şu dev mağaranın içinde olmalı. En azından harita öyle gösteriyor."
Kenarları yırtık, eski püskü haritayı cebine tıktı.

Ağaçların arasından çıkıp mağaranın önüne geldiler. Güneş pırıl pırıl parlarken Jimin gözlerini kısarak üzerine sim dökülmüş gibi parıldayan mağaraya baktı. Girişi dev bir kaya tarafından kapanmıştı.

Hoseok büyü gücü ile kayayı yerinden oynatmaya çalıştı ama işe yaramadı. Jimin de telekinezi gücünü kullandı, sonuç aynıydı. En sonunda kayayı kendileri ittirmeye çalıştılar fakat ne kadar uğraştıysalar da kaya bir milim bile yerinden kıpırdamıyordu.

"Ne yapacağız şimdi?" dedi Jimin bıkkın bir nefes verirken. "Ne yaparsak yapalım kayayı hareket ettiremiyoruz."

"Bu kadar değerli bir şeyin önünde büyük bir engel olması doğal. Bu kayanın büyülü olduğu kesin, ilkdoğanlar tarafından bile bozulamayan bir büyü. Böyle bir şeyin mümkün olduğunu sanmazdım." dedi Taehyung.

"Bir terslik var bu işte." dedi Jungkook. "Jaehwa bana hiçbir ırkın ilkdoğanlardan daha güçlü olamayacağını söylemişti."

"Peki ya büyüyü yapan kişi de bir ilkdoğansa? Bizimle aynı kuvvette biriyse?" dedi Hoseok.

"Zannetmiyorum, öyle olsa da yine eşit derecede güçlü olduğumuzdan bu engeli kaldırabilirdik. Bir ilkdoğanın büyüsünü, ancak yine başka bir ilkdoğan bozabilir. Büyücü ise tabii." dedi Jimin.

"Raena," dedi Taehyung şaşkınca, ağaca sarılmış kıza bakarak. "Ne yapıyorsun öyle?"

"Ağaçlara sevgi gösteriyorum." dedi Raena. "Belki de engeli kaldırmak için yanlış yöntemi deniyoruzdur? Belki de tek yapmamız gereken onları gerçekten dinlemektir."

"Gerçekten dinlemek mi?" dedi Taehyung kaşlarını kaldırarak.

"Evet. Ne duruyorsunuz? Hadi siz de sarılın bir tanesine!"

Birbirlerine tuhaf tuhaf baktıktan sonra hepsi birer ağaca sarıldı.

Uzun süren bir sessizliğin ardından, hepsi duydukları seslerin yoğunlaştığını hissetti. Kuş cıvıltıları daha netti, rüzgar daha da hissediliyordu, hatta karıncaların adım sesleri bile duyuluyordu. Herkesin içinde bir ürperti oluşurken, kuvvetli bir rüzgar esti.

Mağaradaki dev kaya, sanki biri onu ittirmiş gibi yana doğru yuvarlandı ve mağaranın girişi açıldı. Hepsi şaşkınlık içinde sarıldıkları ağaçlardan ayrıldılar.

"İşe yaradı! Rae, sen bir dahisin!" dedi Hoseok sevinçle.

"Aslında olaya daha çok duygusal açıdan bakmıştım." dedi Raena gülerek.

"Ç-çocuklar?"

Jungkook'un tedirgin sesi tüm gözleri ona çevirmişti. Kollarındaki satanistik dövmeler yavaş yavaş siliniyor, bazıları ise değişiyordu.

"Jungkook, tişörtünü çıkarsana bir." dedi Jimin şüpheyle kaşlarını çatarak.

Jungkook utana sıkıla önce kapüşonlusunu sonra da ince siyah tişörtünü çıkardı. Eski dövmelerinin birçoğu silinmiş, birçoğu da değişip başka şekillere bürünmüştü. Göğsünün tam ortasında büyük bir ağaç dövmesi oluşmuştu.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
• Are You Human Too? Π Min Yoongi •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin