"Düşman"
Heasun bahçedeki geniş çardaklardan birine oturmuş, kollarını masaya yaslamış gün batımını seyrederken Yoongi yanına geldi ve oturdu.
"Ne düşünüyorsun dalgın dalgın?" dedi Yoongi onun saçını okşayarak.
Heasun ona doğru döndü ve gözlerine baktı.
Yoongi kaşlarını kaldırdı. Heasun'un durgun bakışlarından gördüğü kadarıyla kafası karışık gibiydi.
"Yoongi... Neden ben böyleyim?" dedi Heasun. "Neden sizin gibi değilim? Neden hiçbir gücüm yok? Neden kurda dönüşüp ormanlarda koşturamıyor ya da vampirlerde olması gerektiği gibi kanla beslenemiyorum?"
Yoongi derin bir nefes verdi ve gözlerini turuncunun tonlarını yaydığı gökyüzü manzarasına çevirdi. "Sanırım bu konuda ufak bir konuşma yapma zamanımız geldi."
Heasun merakla ona baktı. "Yani, sen neden böyle doğduğumu biliyor musun? Eğer biliyorsan neden daha önce-"
Yoongi işaret parmağını onun dudaklarına koydu. "Bazen Tanrı, yarattığı varlıktan bazı özelliklerini alır ki onu koruyabilsin ya da kibrin içinde boğulmasına engel olsun."
Heasun onun elini dudaklarından çekti. "Pekala Peder, tam olarak ne demek istiyorsunuz?" dedi alayla.
Yoongi gülümsedi. "Senin özel gücün, Heasun. Dünya üzerinde başka hiç ama hiçkimsenin sahip olamayacağı bir güç. Kanını vererek ölü bir varlığı tekrar hayata döndürebilirsin. Bu kadar muazzam bir güç karşılığında bir fedakarlık gerekliydi, bu yüzden Tanrı Vampirlik ve Kurtluk güçlerini senden aldı. Çünkü eğer hepsine sahip olsaydın, şu anda yaşadığın hayatı yaşıyor olmazdın.
Doğduğun andan itibaren tarihteki ilk melez olmanın verdiği güç ve kanınla hayat verebildiğin bilinseydi, Güney'de bile yüzlerce kişi seni elde etmeye çalışırdı ve şu anda ya birinin tutsağı olurdun ya da çoktan seni ele geçirmeye çalışan biri tarafından öldürülmüş olurdun.Senin koruyucun olarak seçilmiş olsam dahi ben bile senden sonra doğduğum için zamanında yetişebilme ihitimalim olamazdı. Bu yüzden güven içinde büyümen için melez güçlerin senden alındı ve insanların arasına gönderildin. Bir insan olarak yetiştikten sonra gerekli eğitimleri alıp bir lider olarak hepimizin başına geçmen, bize asıl Melekler tarafından gönderilen bir kehanetti."
Heasun gözlerini kırpıştırdı. "Asıl Melekler...?"
"Evet. Bizler, sizler gibi yaşamını dünyada ve bu boyutta sürdüren ölümlü Melekleriz, onlarsa bizzat Tanrı'nın yanında olup onun için çalışan Meleklerdir."
"Yani bunca zamandır kehanetleri onlardan öğreniyordunuz?"
"Evet."
Heasun başını salladı ve Yoongi'nin omzuna yaslandı. "Hiç bu açıdan düşünmemiştim... Yani güçlerim konusunda."
Yoongi onun saçlarını okşadı. "Her şeyin bir sebebi vardır. Hepimizin bu hayatta bir amacı var."
"Sence gerçek bir lider olabilecek miyim?"
"Elbette." dedi Yoongi onun başına nir öpücük kondurarak. "Benim kadar olamasan da idare edersin."
Heasun başını kaldırıp dik dik ona baktı ve omzuna vurdu. Yoongi gülerken o da istemsizce gülümsemişti.
"Seni kim benim koruyucum olarak seçti?"
"16 yaşına geldiğimde, Chanwook bu görevi bana verdi. Bazen insanların bölgesine girip seni kontrol ederdim. İblisler evini yakmak için harekete geçtiğinde ülkenin konseyine haber veren de bendim. Tabii onlar beni sıradan bir Güneyli sanmışlardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Are You Human Too? Π Min Yoongi •
FanfictionAnnesi ve babası farklı tür varlıklar olmasına karşın normal bir insan olarak doğan Heasun, geldiği soydan dolayı, daha önce varlığından haberinin bile olmadığı bir ülkede yaşamak durumunda kalır. Sıradan bir insan olarak farklı türlerle bir arada y...