• Are You Human Too? Π Min Yoongi •

A | 31 ※ Silence Before the Storm

"Fırtına öncesi sessizlik"

Ejderha, İlkdoğan ekibini ve Güneylileri hızlı ve sorunsuz bir şekilde Bahsedilmeyen Topraklar'a getirmişti. Elbette her ihtimale karşı ejderhaya ve kendilerine görünmezlik büyüsü yapmışlardı. Bu bölgelerde hayatta olan bir ejderha görülmesi ortalığı karıştırabilirdi.

Herkes ejderhanın sırtından indikten sonra Mirai ejderhayı tekrar çağırabilmek için aralarında büyülü bir bağ oluşturdu. Ejderha havalandı ve gökyüzüne yükselerek gözden kayboldu.

"Hoşçakal beyaz pudingim!" diye seslendi Taehyung ejderhanın arkasından el sallarken. Minha gözlerini devirdi.

"Şimdi nereye gideceğiz?" dedi Güneylilerin lideri olan adam.

"Şimdilik Bahsedilmeyen Topraklarda ikamet edeceksiniz. Vakti gelince sizi şehre götürüp konseye göstereceğiz. Büyük bir şoka uğrayacakları kesin." dedi Heasun. "Ayrıca artık herkesi yaklaşmakta olan savaş tehlikesinden haberdar etmemiz gerekiyor. Zycon'lar ve İblisler ittifak olup her geçen gün daha güçlü hale geliyor, şehrimiz buna hazır olmalı."

"Tıpkı bir lider gibi konuştun." dedi Jimin.

"Zaten lider o." dedi Yoongi gururlu bir gülümsemeyle Heasun'a bakarak. Heasun da gülümsedi. "Gidelim."

※※※

Güneyliler Bahsedilmeyen Topraklardaki Melekler kalesine yerleştirilirken, Heasun ve diğerleri de kendilerine ayrılan odalara ilerliyorlardı.

"Chan Youngshim'e dikkat edin! Onu düzgünce taşıyın!"

Heasun bir anda adım atmayı kesti ve koridorun sonuna doğru baktı. İki güneyli sedyede yatan yaşlı bir adamı taşıyordu.

Gyu Himchan...

Bu isim ona çok tanıdık gelmişti.

Taehyung gözlerini irileştirerek Heasun'a baktı. "Yazar!"

Heasun'un dudakları hayretle aralandı. "Zincirli kitabın yazarı!"

Taehyung ve Heasun adamın götürüldüğü yere doğru koşturdular.

"Bay Gyu!" dedi Heasun sedyedeki adama bakarak. Fakat adam uyur haldeydi.

"Kusura bakmayın Seçilmiş Olan," dedi Güneylilerden biri. "Efendi Gyu şu an kötü durumda. Hemen tedavi uygulanması gerekiyor."

Heasun başını salladı. "Kendine gelirse bana haber verin lütfen. Ona sormam gereken çok önemli bir şey var."

Güneyli başını salladı ve arkadaşıyla sedyeyi karşıdaki odaya taşımaya devam etti.

"Buna inanamıyorum. Gözümüzün dibindeydi ama onu fark etmedik! Nasıl unutabildim onun Rinish'te olduğunu?" dedi Heasun bıkkın bir nefes vererek.

"Zaten adam hastaymış, tedavi edilince sorularını sorarsın." dedi Taehyung onun omzuna pat pat vurarak. "Ben kaçtım, dinlenmek istiyorum."

Heasun ona başını salladı.

O yazar ile bir an evvel konuşmak istiyordu. Ailesi hakkında bir şeyler öğrenebilirdi.

Jimin odasına ilerlerken izlendiğini hissederek arkasına döndü. Seolrin koridorun kenarında durmuş, çekingen gözlerle ona bakıyordu.

"Bir şey mi söyleyeceksin?" dedi Jimin soğuk bir sesle.

"Abim..." dedi Seolrin üzgün bakışlarla. "Abim hayatta mı?"

Jimin derin bir nefes verdi. "Maalesef evet."

Arkasını dönüp yürümek üzereyken, Seolrin koşup onun kolundan tuttu. "Jimin, bana yardım et. Lütfen."