"Yeni Eğitmen"Hunharca ders çalıştığım iki haftanın ardından, notlarımın çoğunu düzeltmeyi başarmıştım. Elbette matematik benim için tam bir kâbustu. Bu yüzden Namjoon'dan yardım istemiştim. Çünkü ne Taehyung ne de Minha matematik anlatabilme konusunda konusunda becerikli ve popüler değildi, ama Namjoon öyleydi.
İlk kez bir vampir ile arkadaş olmuştum ve bu biraz tuhaf hissettiriyordu. Tamam belki safkan vampir değil, bir melezdi fakat vampir yanı daha baskındı.
Yaklaşık iki saattir fonksiyonlar üzerinde çalışıyorduk ve benim bu konuda pek başarılı olduğum söylenemezdi.
"Diyelim, f : A → B, y = f(x) fonksiyonu verilmiş olsun.
f-1 : B → A, x = f-1(y) bağıntısına, yani B'den A'ya olan bağıntıya f'nin ters fonksiyonu denir."
"Niye ters dönüyor ki? Başka işi mi yokmuş?"
Namjoon gözlerini devirdi. "Ters dönmüyor Heasun. Bunu normal halinin zıttı gibi düşün."
"Daha fazla x, f ya da parantez kaldırabileceğimi zannetmiyorum." dedim kalemi defterin üzerine bırakıp alnımı ovalayarak.
Namjoon güldü. "Fark ettim. En iyisi temelden başlayalım. Çünkü gördüğüm kadarıyla bu seviye seni biraz aşıyor."
Dik dik ona baktım. "Bir gün ben de onu aşacağım ama."
Sırıttı ve saçlarımı karıştırdı. "Sinirlenince sevimli oluyorsun."
Somurtarak önümdeki kağıt yığınını toparladım. "Hayır yani anlamıyorum. Bir adam niye durduk yere f'in ya da x'in fonksiyonu olacağını düşünür ki? Hadi buldun diyelim, başkalarına niye anlatıyorsun? Kendine sakla işte!"
Namjoon bir kahkaha atarken dönüp ona baktım. Zaten gizem dolu olan hayatımın içine bir de matematik karışınca iyice karman çorman olan aklım yüzünden şu sıralar çabuk sinirleniyordum.
"Gülmesene! Beynim yandı burada benim."
Sırıtarak bana 'sen iflah olmaszın' der gibi baktıktan sonra eşyalarını toparlamaya başladı. Yanaklarındaki kocaman gamzeler onu sevimli kılıyordu.
Ben de kendi eşyalarımı toparladım. Kütüphaneden çıktığımızda hava kapalı ve serindi. Bahçedeki banklardan birine oturduk.
"Eve mi gideceksin?" dedi Namjoon bana dönerek.
"Hayır, yarım saat sonra Taehyung ile buluşacağım."
"Hmm... Taehyung ile çok yakınsın sanırım."
"Buraya geldiğimden beri intihar etmediysem, bu onun sayesinde oldu."
"Neden ki? Yani... Bir sarayda yaşıyorsun, okula özel arabayla gidip geliyorsun, istediğin her şeye sahipsin."
"İstediğim her şeye sahip değilim." dedim başımı sağa sola sallayarak. "Sen de şahitsin ya, buranın halkı beni kendilerinden biri olarak görmüyor. Sizler gibi doğmamış olduğum için hor görülüyorum. Sınıftaki birinden ders notu istesem bile sanki bana garip bir şey söylemişim gibi bakıyıor. Benim tuhaf olduğumu düşünüyorlar. Halbuki asıl normal olan benim. En azından benim yaşamam gereken yerde öyle... Bu yüzden burayı sevmiyorum. Tek sırt dayayabildiğim şey anne ve babamın adıyla yaşamak. Eğer halktan bir ailenin sıradan insan çocuğu olarak doğsaydım, muhtemelen çok fazla zorbalığa uğrardım. Beni bir halt yerine koyup yüzüme bile bakmazlardı. Muhtemelen bu yaşıma gelemeden ölmüş olurdum. Bana azıcık iyi davranıyorlarsa, bu da anne-babama olan saygılarındandır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Are You Human Too? Π Min Yoongi •
FanfictionAnnesi ve babası farklı tür varlıklar olmasına karşın normal bir insan olarak doğan Heasun, geldiği soydan dolayı, daha önce varlığından haberinin bile olmadığı bir ülkede yaşamak durumunda kalır. Sıradan bir insan olarak farklı türlerle bir arada y...