I. BÖLÜM

304 18 8
                                    

Merhaba sevgili okur, ben Peter Hunter. Kendimi tanıtmam gerekirse 2049 doğumlu, 35 yaşında, Hunter Teknoloji Şirketinin CEO'su ve kurucusu, egoist, yardımsever, zengin, usta bir hırsız ve çok iyi bir hackerım diyebilirim. Ama zaten bunu kitabın gidişatından anlayabilirsiniz.

Her şey 2049 yılında başladı. Size sadece önemli gelişmelerden bahsedeceğim. Daha az önemli olanları da yine kitabın gidişatından anlayabilirsiniz. Dünyada tek bir dil konuşulmaya başlandı, dünya millet ve ülke Birliği sağlandı ( Yani artık birisi sizi İngiliz misin, Türk müsün, Alman mısın gibi sorular sorduğunda Dünyalıyım demeniz yeterli oluyor.) ve 4. Dünya Savaşı bitiyor. Lütfen okumayı bırakma! Büyük ihtimalle bu kitabı geçmişi göndereceğim için insanlar daha 3. Dünya Savaşının başlayıp başlamadığını bile bilmiyor. Eminim şunu diyorsunuzdur: "3. Dünya savaşı başladıysa bu dünyanın sonu demektir.". O zamana göre haklısınız da ama insanlığın sonunu getirmeyen şeyin ne olduğunu söylersem büyük spoiler vermiş olurum.

Tamam, asıl hikayeye geçme zamanı geldi.

Yıl 2085. İş dönüşü hayatımın aşkı ile Amerika'nın en lüks restorantında   dana bonfile yiyip, kırmızı şarabımızı içmiş, tatlımızı yiyorduk. Aslında sadece o yiyordu. Bense  onun zümrüt yeşil gözlerine dalmıştım ve ona olan aşkımın daha ilk günkü gibi taze olmasına şaşırıyordum sonra bir ses beni bu düşüncelerden adeta çekip gerçek dünyaya getirdi:

"Bugün bir olay yaşandı mı, hayatım?" diye sordu Maria.

Yüzük parmağında parıldayan dokuz karatlık pırlanta yüzük dikkatimi daha dağıtıyordu. Ama sonra ne demek istediğini hatırladım. Birkaç gündür Hunter Teknoloji Şirketinden istemeden de olsa işini yeterince iyi yapamayan çalışanları  kovuyorum.

"İki kişi daha bellirledik. Biraz kargaşa çıkardılar ama hallettik." dedim.

Tatlısından Bir dilim daha alıp

"Sanırım bu benim aşkımı üzüyor, öyle değil mi hayatım? En sevdiğin tatlıya hiç dokunmadığın için soruyorum." dedi.

"Bu kadar belli etmek istemezdim, ne de olsa bunun güzel bir akşam yemeği olması gerekiyordu. Özür dilerim hayatım." diye yanıtladım.

"Boş ver senin bu iyimserliğin sevdiğim yanlarından birisi. Hem bugün biraz erken yatmalıyız. Biliyorsun, bir ay sonra düğünümüz olacak. Yarın gidip mekan beğenmeliyiz." diye güldüm.

Birden neşem yerine geldi; onun gülüşü beni bu dünyada mutlu eden tek şey.

Hesabı istedik ve eve doğru kısa bir akşam yürüyüşüne çıktık. Sonunun kötü olacağını bilmeden yürüyorduk...

2049 NINJA: Katana [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin