2049 NINJA: Katana [TAMAMLANDI]

XIV. BÖLÜM

"Lanet kötü adam saldırmak için daha serin bir gün bulamadı mı!? " dedi Helios.

Ormanda, iki saat önce gelen yardım çağrısı üzerine, ikinci araştırma merkezine doğru yola çıkmıştık. Hava sıcaktı ve sinekler bizi bir türlü rahat bırakmıyorlardı. Önden giderek önümüze çıkan dalları katanamla kesiyor ve bize bir yol açıyordum.

"Neden bir portal açarak bizi oraya götürmediğini tekrar açıklar mısın, Martin?" dedim Helios'a.

"Portal açmak çok yorucu bir iş, Açtığım anda bayılırım. Yani dövüşemem." diye yanıtladı Helios bıkkınlıkla.

"Keşke beni malikanemden kaçırırken flyboard'ı da alsaydınız!" dedim sitemle.

"Ne kadar da mızmızlandınız be!?" dedi Asena. "Altüstü kırk kilometre yürüyemediniz mi?"

"Herkesin kurt güçleri yok hanımefendi!" dedim.

Araştırma üssüne ulaşana kadar kimse tek kelime etmedi. Araştırma üssü, beni hapsettikleri araştırma üssüne benziyordu: Kamuflaj amaçlı renkleri kahverengi ve yeşildi. Hiçbir yerinde penceresi yoktu ve tek girişi küçük metal bir kapıydı. Kapı aralıktı. Üstünde iki tane çizik vardı. Kapı kolu koparılmış ve kilit parçalanmıştı. Bunun kamuflaj veya süs amaçlı olmadığına eminim.

İçeriye girdik. Etraf karanlıktı. Helios, etrafı aydınlatmak için parlak bir ateş topu yarattı. Diana herhangi bir çarpışmaya hazırlık olarak pençelerini çıkardı. Yerde bazılarının kafaları, bazılarınınsa kolları kopmuş olan insan cesetleri yatıyordu. Tahmin edebileceğiniz gibi kötü adamdan iz yoktu. Büyük kapılı ve diğerlerinden belirgin bir şekilde farklı olan bir odaya girdik. Yönetim odasıymış. Burası duvardaki televizyon hariç tamamen parçalanmıştı. İçeriye girdiğimizde televizyon aniden açıldı.

Samuray zırhı ve kaskı takmış bir adam ablamın boynuna bir kılıç dayamıştı. Dragon arkasında, yerde baygın bir şekilde yatıyordu. Ablamın ağlamaktan gözleri şişmişti, makyajı akmıştı. Adam konuştu:

"Biz de ne zaman bunun bir tuzak olduğunu fark edeceksin diye merak edip seni bekliyorduk, ninja." dedi.

Kahkaha atarak güldü ve televizyon kapandı.