Atının eğeri yeterince sıkı kılıcı bilenmiş ve düşmanı karşısındaydı. Henüz fark edilmemişti ancak zamanı yok ve yaralıydı. Sessizce yaklaşmak istedi ancak sık ormandaki düşmüş dalların arasında bu mümkün değildi. Kendini toparladı ve mümkün olduğunca yaklaşıp bir ağacın arkasında saklandı. Kaskı onu boğuyordu onu çıkardı ve onları dinledi:
-Kameron'dan gelen birlik sadece bu kadar mı?-Evet efendim. Kameron'da bir grup asi tarafından tuzağa düşürüldük ancak bu kadarımız kurtulabildi.
-Aşağılık herifler. Artık zamanımız kalmadı hemen askerleri ve yumurtaları krala götürmeliyiz.Şimdi yola koyulun!
Bu onunda zamanın kalmadığı anlamına geliyordu. Doğruldu derin bir nefes aldı ve var gücüyle koştu. Tüm askerler şaşırmıştı nereden çıktığını anlayamadılar.Sonunda ona ulaşmak üzereydi.Teğmenin "Durdurun şu asiyi!" dediğini duymuştu. Artık hedefi ile arasında 5-6 metre kalmıştı. Kılıcını ona geçirdi ve ensesinde bir acı hissetti bir ok ona isabet etmişti. Mutluydu başarmıştı.
-Lanet olsun! Aşağılık herif yumurtayı kırdı. Etrafı arayın başka biri olabilir ! Diğer yumurtaları mümkün olduğunca hızlı krala ulaştırın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asiler Ve Asiller
Fantasyİki sınıf birbirine asla denk görülmemiştir. Belkide bu bir hataydı... Asil bir kral olan Polonius ve asi bir asker olan Mel,ortak kader uğruna neleri göze alabilirler? Sürükleyici bir fantastik maceraya hazır olun! Hikaye gidişatı:Bir asi bir asil...