!!!Bu bölümü okumadan önce 1.Bölüme tekrar göz atmanızı öneririm!!!
-Bir hafta geçti hala ses seda yok.
Cron,endişeli bir şekilde belindeki kılıcıyla uğraşırken,aynı zamanda pencereden dışarıyı seyrediyordu. Aklından geçenlerin olmuş olmamasını diliyor,tanrıya dua ediyordu. Bir kaç askerinin gölün kenarında yatan devasa su ejdere bir 2 askere bile zar zor yetecek kadar yemek götürüşünü izledi. Ejder başını kaldırıp askerlerin dört bir yandan tuttuğu çuvaldan yapılma örtüye bakarak sevinçle homurdanmaya başlamıştı. Ejderin kendisini ava çıkartmıyorlardı, çünkü böylesine büyük bir ejder fark edilir ve henüz yerlerini bilmeyen Serbian dışındaki devletlere belli olabilirlerdi. Ejder hızlıca askerlerin az önce yere bıraktığı küçük bir keçinin yarısını iki ısırışta yedi bitirdi. Etrafı koklayarak dahasını aradı ancak hepsi bu kadardı. Askerler ejderin açlıktan saldırgan olabileceğinden korkuyorlardı ona haftalardır doğru düzgün yemek verememişlerdi ancak su ejderi küçük bir köpek gibi davranmaktan öteye gitmiyordu ve kıvrılıp yatmaya devam etti. Cron bunlara şahit olduktan sonra hızla eski 2 katlı evden ayrılıp harıl harıl olası bir saldırı olmasına karşı çalışan askerlerinin arasından ilerledi. Peşine takılan iki korumasıyla birlikte balista kulelerinin birine doğru ilerlemeye başladı. Kuleye ulaşmış tahtadan merdivenlerden tırmanmak üzereyken arkasından bir ses onu durdurdu.
-Efendim! Efendim,biraz konuşabilir miyiz?
Bu Ed'di hızlı ve heyecanlı bir şekilde Cron a doğru ilerliyordu.
-Olur asker ama acele et.
Ed,Cron un hemen önüne kadar ilerleyip durdu.
-Efendim,neden söz edeceğimi sizde çok iyi biliyorsunuz.
Cron gözlerini Ed in gözlerine kenetleyerek ona döndü ve karşısındaki genç askerin sözlerini dinlemeye devam etti.
-Benim can dostum,birlikte büyüdüğümüz adam bana veda bile edemeyecek kadar büyük bir telaşla gitti ve ben neden ve nereye gittiğini sonradan askerlerden öğreniyorum. Hala geri dönmediler. 1 haftada rahat gidip gelinecek yolda neredeyse 10 gündür yoklar. Ufak bir gecikme yada yolu şaşırma durumunun olduğunu mu düşünüyorsunuz? Olmadığını sizde biliyorsunuz.Ed haklıydı. Bunun Cron'da farkındaydı az önce tırmanacağı balista kulesinin sol eliyle tuttuğu merdivenini bıraktı. Bakışları hala Ed'in göz bebeklerine odaklanmıştı. Ed daha yüksek bir sesle ve Cron a bir adım daha yaklaşıp devam etti.
-Sen onu ölüme yolladın! Kameron'dan asla geri dönemezdi sende biliyorsun! Ona asıl parşomeni bile vermedin değil mi?Sen onu sadece oradaki askerli kontrol etmesi için yolladın! Daha yeni Serbian tarafından saldırıya uğramışken o yolu aşmalarını nasıl beklersin?Şimdi ise on...
Cron daha fazla dayanamayıp hızla Ed'in üzerine yürüyerek tam önünde durdu ve Cron un koca cüssesini yanında bir an duraksayan Ed'e sert bir tokat indirdi. Ed tokadın etkisiyle bir,iki adım geri çekildi.Bu seslerden ve gürültülerden neredeyse bütün askerler oraya toparlanmıştı.-Yanılıyorsun! Sandığının aksine o kadar kötü kalpli birisi değilim. Hem olsaydım 3 aciz asker için bu kadar endişelenir miydim? Parşomeni gerçekten onlara verdim.
Kendini toparlayan Ed,Cron un yüzüne bakma cesaretini kendinde bulamamıştı az önceki sözleri nasıl cesaret edip söyleyebilmişti kendine hayret ediyordu.
-Özür dilerim efendim affedin.
Cron bu sözlere cevap bile vermeyerek onları etraftan dinleyen herkese bağırarak konuşmaya başladı.-Beni dinleyin! Ben hiçbir Asi yi hiç bir kardeşimizi yarı yolda bırakmam.
Bu sözleri söylerken Ed daha kafasını kaldıramamıştı.
-Saldırıya uğradıkları kuşkusuzdur ancak kim veya nasıl büyüklükte bir gücün yaptığını bilemeyiz! Ancak 3 askerin yanında hepimizin canı için kurtuluş yolu'da vardı. Buyuz'den biz elimizden gelenin en iyisini yaparak onları bulmaya gideceğiz.
Bu sözleri söyledikten sonra hızlı bir şekilde Ed'in yanına gidip onu ensesinden yakaladı. Ed, Cron'un güçlü koluna karşı koyamayarak diğer askerlerin önüne kadar sürüklendi. Cron sol elinin işaret parmağıyla Ed'i göstererek devam etti.
-Ve bu aramaya işte o komuta edecek.
Ed onca kişi arasında 42 yaşındaki bir adamın ensesinden tutup götürmesinin utancını yaşarken öte yandan'da duyduklarının şaşkınlığını yaşıyordu. Cron,Ed in boynunu bıraktı ve omzunda geriye çekerek doğrulttu.
-Git ve bul onları!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asiler Ve Asiller
Fantasyİki sınıf birbirine asla denk görülmemiştir. Belkide bu bir hataydı... Asil bir kral olan Polonius ve asi bir asker olan Mel,ortak kader uğruna neleri göze alabilirler? Sürükleyici bir fantastik maceraya hazır olun! Hikaye gidişatı:Bir asi bir asil...