-Kim dedin?
-Polonius,efendim Ark kralı.
-Bu ne küstahlık hemen orduyu hazırlayın! Atinayı almasına asla izin vermem!
-Efendim ordusu ile buraya gelmesinin nedeninin savaş olduğunu sanmıyorum.
-Ne o halde?
-Serbian,Ark'a saldırmış. En yakın şehir Atina olduğundan sığınmak için geldiklerini var sayıyorum ayrıca yanında sivil halk'da var.Artemis güzelliği ile bilindiği kadar, hem usta bir asker hemde adil bir kraliçe olarak'da bilinirdi.Şimdiki konumuna kolay gelmemişti. Kolay kaybetmeye'de niyeti yoktu. Temkinli davrandı.
-Yinede orduyu hazırlayın. Her ihtimale karşı hazırlıklı olalım yarın şafak'ta surlarımıza dayanırlar.
☆☆☆
-Biraz daha su alabilir miyim?
-Üzgünüm herkese bir kepçe. Sıradaki!Polonius halkının bir bardak su ve biraz yiyecek için birbirleriyle yarıştığına tanık oldu. Daha geçen hafta hangi meyveyi yiyeceğine karar vermeye çalışan kral şuanda alaca karanlık bir ormanda halkı ile birlikte Atina'ya ulaşmaya çalışıyordu. Uzun süredir yolda olduklarından bir mola vermeyi uygun görmüştü. Ardından omzunda hissettiği sıcak bir el onu bu düşüncelerden sıyırdı.
-Polonius?
-Ne oldu Kraliçem?
Kraliçe cevap vermeden sadece gözlerinin içine bakıp kaldı.Ona teselli vermek istiyordu ancak etrafta iyi bir neden göremediği için sadece gözlerinin içine baktı. Polonius'ta başını çevirip etrafı izlemeye devam etti.
-Çadırımıza dön kraliçem.Kızımıza dön.☆☆☆
Güneşin ilk ışıklarıyla birlikte Polonius ve Ark halkı, Atina'nın devasa surlarına sonunda varabilmişti.Surun dev metal kapısı açıldı ve 3 atlı dışarı çıktı.
- Kral Polonius. Atina'ya hoş geldiniz efendim.
-Beni hoş karşıladığına çok sevindim.Ama şu surlardaki okçular selam verecekmiş gibi durmuyor.Sorun değil sizi anlıyorum.
Elçi,Polonius'un sinirlerine dokunan tiz ve yapmacık bir kahkaha attık'dan sonra;
-Ordunuz ve halkınız ile birlikte buraya geldiniz. Sanırım 6000 kişi kadar varsınız.Çiçekler beklemiyordunuz değil mi?.
-Artemis yanlış anlamış olmalı.
-Kendisi sizi şu anda sarayda bekliyor efendim. Ancak askerleriniz ve halk surlardan şu an için içeri giremezler burada kamp yapsınlar lütfen yiyecek ve su temin edeceğiz merak etmeyin.
Polonius hemen arkasında duran Hektora dönerek çaresizce Atina elçisinin dediklerini yapmasını söyledi. Polonius,ailesi,birkaç özel koruma ve elçide de saraya doğru ilerlemeye başladılar.☆☆☆
Atina,Ark'dan çok daha eski bir medeniyet ve daha gelişmiş bir mimari'ye sahipti. Polonius kendi sarayının neredeyse 2 katı büyüklükte bu sarayın geniş ana kapısından girerken aklı Atina kraliçesi Artemis in kendilerini kabul etmeyeceği ihtimali ile yanıp tutuşuyordu. Kraliçe Artemis sarayın en geniş salonunda onu karşıladı.
-Polonius. Hoş geldin.
-Uzun zaman oldu Artemis.
-Evet yıllardır seni görmedim. Şimdide tüm halkınla bana gelmişsin. Olanları duydum Serbian'a bunu ödetmek istiyorsundur.Sonra Artemis, Victorya ve kucağındaki minik kıza dönerek.
-Sonunda tanışabildik kraliçem.Yorgun olmalısınız odanızı hazırlattım lütfen gidip dinlenin.
Victorya bu teklifi geri çeviremeyecek kadar yorgun durumdaydı.
-Gerçekten çok teşekkür ederim.
Poloniusu öperek kızı ile birlikte saray görevlileri eşliğinde odasına ilerledi. Polonius ise Artemis ile birlikte büyük salondaki karşılıklı koltuklara geçip oturdular.
-Serbian ile yıllardır diplomasi halindesin. Biz çok eski dostuz Artemis. Onların bu yaptığını yanlarına bırakamam! Ancak halkımdan geriye kalan kadın,çocuklar ve köylüleri çıkarırsan sadece 500 kişilik bir birliğim var. Bir o kadarı'da yolda ancak hala haber alamadım.
-Biliyorsun. Atina tarafsız bir ticaret merkezi olarak bu kadar zenginleşti.Biliyorum,Polonius gerçekten seni anlıyorum.Ancak taraf seçersem ne olacağının farkındasın değil mi?
-Her şeyin farkındayım.Tüm Yunanistan ile savaşmam gerekirse savaşırım!
-Polonius. Daha çok toy bir kralsın. Arkı geri kurabilecek insan gücüne sahipsin.Diplomatik olarak Serbian ile anlaşabilirsek bütün bunlara gerek kalmaz. Her şeyden önce biz Müttefikiz. Atina elinden geleni yapar ancak benden kaos istiyorsun.-Serbian çoktan seçti Artemis. Bende öyle. Kaos bazen doğru karardır.
-Halkını ve ordunu şehre alırım. İş karşılığı çiftçiler ve askerler yemek ve kalacak yerde alabilirler ancak hepsi bu. Daha fazlasını veremem.
-Minnettarım Artemis. Senden zaten daha fazlasını isteyemem.
Polonius koltuktan kalkarak zariflik göstergesi olarak,Artemisin elini nazikçe öperek kendisine odasına eşlik etmek için bekleyen görevli ile birlikte büyük salondan ayrıldı.Ve bir yandan'da kendi kendine söyleniyordu.
'Daha fazlasını yapman gerektiğini sen zaten göreceksin.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asiler Ve Asiller
Fantasyİki sınıf birbirine asla denk görülmemiştir. Belkide bu bir hataydı... Asil bir kral olan Polonius ve asi bir asker olan Mel,ortak kader uğruna neleri göze alabilirler? Sürükleyici bir fantastik maceraya hazır olun! Hikaye gidişatı:Bir asi bir asil...