5.Bölüm:Sudaki Şeytan

79 8 4
                                    


-Acele edin! Yaklaşıyorlar!
-Kulelere adam çıkartın!
Ed ve Mel bu sesler altında zırhlarını giymeye çalışıyorlardı. Zincir göğüslük,eski bir kask ve çoğunlukla deri olan ama birazda metalden oluşan bir bot.Eski bir zırhtan geriye kalan ne varsa hepsi buydu.

-Cron bizi neye bulaştırdı acaba?

-Bunun onun hatası olduğunu hiç sanmıyorum.

Teğmen telaştan yarım yamalak giydiği zırhıyla çadıra girer.

- Kaldırın artık kıçınızı! Acele edin hadi!

Bütün çadır teğmen in peşinden Cron un şahsi korumalarıyla beklediği hendeğin yanına gittiler.
Cron: -Pekala bir grup kadınları ve çocukları güney tarafına götürsünler. Bizim görevimizse onları batı yani dere yatağına çekmek. Hadi biraz boğa avlayalım!

Minatorlar. Devasa ve azgın melez yaratıklar. Boğa başlı,insan vücutlu,4 metreyi aşkın boyları ile hiç bir sıradan askerin karşısında görmek istemediği şeytanlar.

Mel,Cron'a baktı. Gözlerinde bir damla korku yoktu. Her zamanki gibi soğuk kanlıydı. Bir avuç asker yüzlerce minator'un üzerine koşmaya başlamıştı. Cron,kuledeki askerlere nişan al diye bağırıp ardından ateş emrini veri verdi.

-Şimdi!
Kuledeki askerler devasa balistaları ateşledi. Balista dan çıkan devasa oklar birkaç minator'u anında yere serdi.
Ed: Tüm ordu minatorlardan mı oluşuyor?!
Mel: Galiba öyle!
Birkaç minator askerlerin üzerine çullanmış onları eziyorlardı. Mel bir minator un bir askeri başından yakalayıp sıkarak askerin çığlıklar içerisinde ölüşünü korkak ve aciz gözler ile seyretti. Mel onu daha dün yemek sırasında görmüştü. Mel darbe alan balista kulelerinin yıkılma sesiyle kendine geldi var gücüyle Cron ve birliğe koşarak yetişti. Kalbinde korku vardı ancak alinde mızrağı belinde kalıcı ve hala aklında savaşma arzusu vardı. Cron un yanındaki askerlerin bazıları nehrin üzerindeki dev metal kapağı açmak için kapının ağzının açılması için gerekli mekanizmaya bağlanmış tekerleğe yüklenmiş yavaşça çevirerek gıcırtılar eşliğinde kapağı açmaya çalışıyorlardı.
Cron: Acele edin yaklaşıyorlar.
Minatorlar ile aralarında 50 metre kadar ya var ya yoktu. Cron kaskını çıkardı ve en önden gelen minator'un üzerine doğru koşmaya basladı. Elindeki mızrağı omzunun üzerine alarak gerildi ve fırlattı mızrak tam minator'un kafasının ortasını delip geçti. Minator iki adım atarak dizlerinin üzerine düştü. Cron kılıcını çekerek minatorun üzerine çıkıp boğazını kesti. Minator yere yıkılırken omzundaki armayı gördü.
-Serbian?
Tamda o sırada 10 dan fazla minator,Cron'un üzerine geliyordu. Sonunda metal kapı açıldı ve bütün güzelliğiyle Su ejderhası kendini gösterdi. Askerler hep bir ağızdan savaş çığlıkları atmaya başladılar.
Ejderha bütün zarafetinin altındaki canavarı ortaya çıkarmak için bekliyormuş gibi minatorların üzerine yöneldi minatorlar ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Cron: - Göster kendini oğlum hadi!
Ejder karşında ne yapacaklarını bilemeyen minator'lar geri çekilmeye başlamışlardı ejder peşlerinden gitti ve iki tanesini göğüslerinden yakalayıp savurmaya başlamıştı. Minatorlar ellerindeki dev çekiçlerini yere düşürmemeye çalışarak ejdere vuruyorlardı ancak fayda etmiyordu. Sonunda koca dere boyunca bolca ölü asker birkaç ejder tarafından parçalanmış minator leşi dışında kalan tek şey küçük bir grup askerin buruk zafer bağırışları olmuştu.Kalan minatorlar hızla uzaklaştı. Ejder peşlerinden gitmeden yere inmiş ve kulak sağır edici bir biçimde ses çıkarıyordu.Teğmen birkaç ölü asker bedeni arasından sersem adımlarla Cron'un yanına geldi.

- Cron efendim çok zayiat var. Kamp savunması'da ağır derecede hasar gördü. Burada kalamayız 2.bir saldırıyı kaldırmayı başaramayabiliriz.

-Hayır. Ejderi bir daha asla kafese sokmayın.Artık tespit edilmiş olduğumuzu biliyoruz onu daha fazla gizlemenin bir gereği kalmadı.Burada kalmalı ve civar köylerden daha fazla adam toplamalıyız. Bulamazsanız daha uzağa gidin. Bu kampı ne olursa olsun tutmamız gerekiyor. Kameron'dan daha uzağa gitmek yada daha çok yaklaşmak bizim için zaten ölüm demektir.

Asiler Ve AsillerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin