❤️4❤️

1.2K 126 36
                                    

Nyks'ın
"Hadiiii lütfeeennn." dedim ve kolunu çekiştirmeye başladım. Güldü ve başını hafifçe eğip, yavaşça iki yana salladı. Tanrım çok tatlı olmuştu. Boğazımı temizledim. Hoca"Peki..." dedi ve ofladı. Ardından,"Nyks erkekliğime tükürecekler."

"Bir şey olmaz. Lütfen." dedim bir çocuk gibi mızırdanarak. Hoca"Ama ben horon ne onu bile bilmiyorum." dediğinde dudaklarımdan bir kıkırtı yükseldi."Bende bilmiyorum." dediğim de, nereden geldiğini bilmediğim Ateş"Ben biliyorum. Neden?"

Ona döndük. "Nereden?" dedim. Ateş"Kızım ben Türk'üm Türk! Horondan tut, halaya oradan miskete oradan da elliğe kadar her oyunu biliyorum." ağzım hafif açılmış, şaşkınca yüzüne bakıyordum.

Ateş"Neyse. Neden lazım horon size?" dediğin de güldüm. Kafiye gibi olmuştu. Hoca homurdandı. Ateş'in kolunun altına girip"Hiiç sadece birilerine horon yaptıracağım." Ateş" Bir horon yapılmaz, tepilir. İki kime yaptıracaksın?" bakışlarımla. Çok sevdiğim hocamı gösterdim. Ateş"Neden?" "Hiiç. Neyse ölümsüzüm, sen buna gösterebilir misin? Horonu."

Ateş"Kaldır kolları." dudaklarımı birbirine kenetledim, her an kahkaha atabilir ve atarsam hoca da horon tepmeyi bırakırdı. Ateş'in kolunun altındam çıktım. Ateş"Hadi da uşağum ağşama kadar behleyem." ona anlamsızca baktım.

Güldü ve"Hadi diyorum, kaldır kollarıı..." hocamın karşısına geçtim ve eşek ölüsü kollarını kaldırdım. Gülerek bana bakıyordu. Bende gülümseyip" Lütfeennn." tamam anlamında başını salladı. Kollarını bıraktım.

Ateş" Bak, kollarını sallarken, ayağını bir ileri savur bir geri." gösterdi. Hocacığım bana öyle bir baktı ki içim acımış ama ona dil çıkarmak ile yetinmiştim.

1 saat sonra
Ateş" Yeter! Bu bir halt anlamaz Nyks! Sal beni gideyim."  "Tamam" demem ile gözden kaybolması bir oldu. Hocam"O zaman bunun yerine ne yapayım?" şaşkınlıkla ağzım açıldı.

Hoca gülüp çenemi tutup kapadı. Çok tatlıydı!!! Hocam"Hadi söyle ne yapayım?" boğazımı temizledim. Sinsice sırıttım. Üstüne pembe tüylü balerin elbisesi giydirdim.

"Şimdi şu yoldan geçmekte olan yaşlı mı yaşlı nineyi görüyor musun? Ha işte git ona 'seni seviyorum çünkü deliyim' diye bağır!" dedim heyecanla. Gözleri hızlıca büyüdü. Hoca"Erkekliğimin içine ettin. Bu kıyafetle hayatta olmaz."

Dudak büzdüm." Ölümünde olur mu? Mantıken ölüsün." hocacığımın  ters bir bakış atması ile "O zaman git başka birine söyle. Ama yap!" dedim ve yere bağdaş kurdum. Hoca"Şöyle bir şey yapabilir miyim? Bir gün gerçekten sevdiğim birine söyleyeyim. Bu kılıkla."

Gülümseyip," Tamam" dedim. O da gülümsedi...

Atalent'ten
Hoca"Pekiii güzel şakaydı. Başka bir şey." "Şaka değil kurt. Git buz gibi suyu başından aşağı dök." dedim net bir sesle. Hala bu adamdan nefret ediyordum.

  Hoca bıkkınca nefesini üfledi ve"Benden hiç haz etmiyorsun değil mi?" yüzü asılmıştı. Ciddiydi? Evet çok ciddiydi. Yutkundum. Çok mu belli ediyordum? "Evet. Yani hayır! Off öyle değil." dedim ve yere bağdaş kurdum.

  Gözlerimi kapattım, başımı yere eğip "Kurtları sevmiyorum. Senin ile ilgisi yok. Ne kurtları seviyorum, ne de büyücüleri!" hırlamaya başladım. Gözlerim doluyordu. "Sana bir şey anlatacağım..." derin bir nefes aldım, "Ben vampir olduğumu öğrenmeden önce, yani insan halimleyken... Yanıma kimseyi yanaştıröazdım. Kız, kadın, erkek ya da adam fark etmez! İllaha ki bir gün beni bırakıp gidecekler, ya da güvenimi boşa çıkaracaklardı...

Sonra, bir gün Literary geldi ki onunla hala nasıl arkadaş olduğumu kavrayamadım... Sonra bir gün kaçırıldım, daha doğrusu kaçırdı... Kurtardı ve tekrar kaçırdı! Ben bu sırada bir şeyler çözmeye çalışıyorum... - acıyla gülümsedim - sonra babam geldi. Beni kaçırdığı ilk günden beri şevkatle, özlemle ve sınırsız sevgi koruma ile bana baktı. Kaçırmış olabilirdi ama o hiç diğerlerine yaptığı gibi bana katı davranmadı ya da kan içmeyi reddettiğim de bana öfkelenmedi.

Tekrar anneme geri döndüm. Babamın bana beni öldürmek istediğini onun benim hiçbir şeyim olmadığını söyledi. Babama kin duymaya başladım, Konuşularımın kuzenlerim olduğunu, onların ise büyücü olduğunu öğrendim. Sonra melez olduğumu... Ve ardından az olan dertlerim(!) daha da çoğaldı!

Çünkü artık kendimi biliyordum! Ne halt olduğumu, ne yapmam gerektiğini! Kolyem yüzünden alınan canları öğrendim. O kişilerin rüyalarıma girmelerini... Sonra kaza oldu ve Jeremy beni unuttu ve kurt oldum." derken çimleri sıktım."Hemen ardından bir dostum çıktı, Mark geldi..." gözümden bir damla yaş süzüldü.

Hoca"İstersen-" onu umursamadım ve devam ettim."Mark her türlü yanımda oldu. Hiçbir şekilde beni suçlamadı. Hatta başkalarına benim suçsuz olduğumu inandırdı." Carlos'tan bahsetmek istemiyordum.

"Sonra o öldü! Tamamen yok oldu! Kimin yüzümden? Benim! Annesi nasıl benim yüzümden öldürdüyse, o da benim yüzümden öldü! Hemen ardından annem öldü. Bütün hayatımda tek yanımda olan kadın öldü! Yine benim yüzümden! Sonra dedem, babam ve teyzem öldü! Kuzenlerimin nasıl babası, benim yüzümden öldüyse, anneleri de o yüzden öldü! Yetmezmiş gibi bir de dedeleri öldü! Beni bırakıp gittiler!

Sonra o dostum dediğim Lite  pisliği ikizimi kendine sevdirdi, güvendirdi ve bir darbede ona indirdi!" ağlamamı durdurmaya çalıştım."Ve biz de şu an tüm sevdiklerimiz için bir savaşa hazırlanıyoruz. Kurtlardan nefret eden ben, seni sevmem normal mi? Bu kadar olaydan sonra sana güvenmem normal mi?"

Yüzümü sildim ve ayağa kalktım. "Bu yüzden kurt, beni asla bir arkadaş olarak görme. Kimseye güvenmiyorum. Kimseye acımıyorum. Kurtları hiç sevmiyorum. Bu yüzden senin iki katı dikkatli olman gerekir."

Dedim ve bahçeden çıkarken, "Ya da bir şeyler inancın kalmadı." diye mırıldanan hocama döndüm. "Duyuyorum!" diye bağırdım ve çıktım. Zira o duymazdı. Bir tık daha güç uygulaması gerekirdi. Ben melez olduğum için sıkıntı olmuyordu.

Melez 2-3 |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin