❤️7❤️

1K 114 8
                                    

Carlos birden beni kendine çekip sarıldı. "Lütfen lütfen sadece bir kere... Bir kere bana izin ver. Sarılmama..." boynumu öptü. Bense kaskatı kesilmiş ne yapacağımı düşünüyordum. Bu kadar çabuk affetmeli miydim?

Carlos"Anlamıyorsun senin ile böyle durabilmek varken, sen... Benden uzaklaşıyorsun. Suçum olmayan bir şey için suçluyorsun hem kendi canını hem de benim canımı acıtıyorsun. Atalent lütfen artık beni affet. Ben... Seni çok özledim. Hiçbir şey yapamamak beni öldürüyor. Seni kendime inandırmak için ne yapsam boş. Beni affetmene kendin izin vermiyorsun. Sana hiçbir şey yapmam bunu biliyorsun, neden bizi ayırıyorsun? İkimize de yazık değil mi?"

Onu itmeye çalıştım. Söylediklerinde haklıydı ama ben artık aşk gibi bir zaafın içine düşmek istemiyordum.

Carlos" Atalent hiç mi istemiyorsun sarılmamı? Hiç mi iyi gelmiyor? Hiç mi heyecanlanmıyorsun? Hiç mi beni özlediğini hatırlamıyorsun? Hiç mi-" "Sus!" diye bağırdım. Gözlerim dolmaya başlamıştı bile. Yenik düşemezdim. Olmazdı. Şimdi ağlayamazdım.

Carlos bana daha sıkı sarıldı. Kokusu gittikçe burnuma dolarken gözlerimi kapattım. Biliyordum, böyle yapmak belki beni daha çok güçten düşürecekti ama en azından düşmanlarımın kesebileceği bir zaafım olmayacaktı.

Atalente, onu sevmeye devam ettiğin süre boyunca sevgili olmasanız bile Carlos üzerinden sana zarar verebilecekler, biliyorsun değil mi?

Düşünmek istemedim, bu konuyu düşünmek yerine yine Carlos'a karşı her zamanki tutumumu güçlendirdim. Geri çekilmeye çalıştığımda izin vermemişti, bense içten içe ne kadar inkar etsem de onun sarılması bana iyi geldiği için çok büyük bir güçle onu itmemiştim.

"Carlos bas git." Carlos beni duymamazlıktan gelmeye devam ettiğinde burnumun direği sızlamış alnımı omzuna yaslamıştım. Bana bu yapmamalıydı, ben buna hazır değildim.

"Hiç mi bana sarılmak istemiyorsun? Hiç mi beni öpmek istemiyorsun?" istiyordum, savaşmaya devam edeceksek bile kollarının arasında savaşmak istiyordum ama bunu ona söylemedim.

Yalnızca "Sapık mısın!?" diyerek hem konuyu değiştirmeye hem de onu sinirlendirmeye çalışmıştım ama o sadece gülüp "Sadece sana." demişti.

Ona göz devirdiğimde "Bırak beni." Carlos "Olmaz sen beni sevdiğini itiraf edene kadar böyleyiz." "İstemiyorum seni! İstemediğim şeyin neyini itiraf edeceğim?" Carlos"Beni sevdiğini..."

Carlos'un güçsüz ses tonuna takıldığımda omuzlarımı düşürmüştüm, onu hiçbir zaman güçsüz görmemiştim. Hatta doğası gereği sürekli saldırgan ve öfkeliydi ama şimdi benim dudaklarımdan çıkacak bir sevgi sözcüğüne muhtaçtı. Onu böyle görmeyi sevmiyordum ancak ben de çok acı çekmiştim.

"Ben seni sevmiyorum! Bırak beni!"

Carlos"Seviyorsun. İnkar etme, Atalente seni tanıyorum. Güzel gözlerinden geçen her duyguyu okuyabiliyorum ve şimdi kırgınlığının yanı sıra bana kendini teslim etmekten korktuğunu da görebiliyorum. Haklısın, bu tavrını koymaya devam edebilirsin, ben sadece senden benimle savaşmamanı istiyorum. Ben gerisini halledeceğim."

Sertçe yutkunduğumda gözlerimi kapatmış sözlerine kanmamak için büyük bir öfkeyle onu tekrar itmeye çalışmıştım. "Edebiyata bağlama! Bırak beni!" Carlos'un sinirlendiğini hissettiğimde bana vereceği tavrı merak etmiştim, öfkesinin beni yakmaya devam edip etmediğini öğrenmek istiyordum. "Edebiyata bağladığım yok. Vücudun buza dönüşmedi. Sarılmamı ağzın inkar etse de kalbin edemiyor. Çünkü sende beni özledin. Güçlerin tekrar pasif bir hale büründü."

"Öyle bir şey yok." Carlos derin bir nefes aldığında boynuma gömdüğü yüzünü ilerleyerek saçlarımın arasına gizlemişti. "İnkar etmeyi sevdiğini biliyorum, bu senin en sevdiğin kaçış yöntemin." sessizleştiğimde Carlos da bunun doğru olduğunu anladığı için konuşmaya devam etmişti. " Atalent bana göre sıkıntı yok. Ben senin ile ömür boyu böyle kalabilirim, bunu biliyorsun değil mi? Karakterim gereği en sevdiğim şey inatlaşmak biliyorsun değil mi?" alayla gülmeye başladığımda canını yakacağını bildiğim hâlde konuşmuştum. "Öldürmek için yanımda kalmak istiyor olabilir misin?"

Melez 2-3 |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin