❤️11❤️

1K 104 4
                                    

İyi okumalar ❣️ sizi seviyorum ❤️ 💕
Ateş anlamsızca yüzüme baktı. "Ne yalanı?" derken yağmur artık fırtınaya dönüşmüştü. Fırtına çıkardığım yerdeki insanları elimi şıklatmam ile gitmek istedikleri yere götürdüm. Ölsünler istemezdim.

Ateş benden cevap istercesine yüzüme bakarken "O gün bir şeyim yok dedin! Konsey o gün seni kaçırmış! Carlos'u öldürecekken ışınladılar. Çünkü Carlos onlar için tek silah. Ateş..." derin bir nefes aldım ve sözlerime devam ettim "Neden anlatmıyorsun? Dertlerini, sıkıntılarını? Konseyi!?"

Ateş pişmanlıkla gözlerini kaçırdı. "Ne kadarını gördün?" sesinden pişmanlık akan sözlerle. "Tamamı değil ama birazdan içinden geçen, başına gelen bütün sıkıntılarına bakacağım. O yüzden yalan söyleme ve bir şey saklama lüksün yok!"

Ateş başını yavaşça aşağı yukarı salladı.

"Hey! Dikkat edin! Size yardım edeceğiz" sesin geldiği tarafa döndüm. Arama kurtarma ekibiydi. Bize doğru gelen bit hortum ile kurtarmaya gelmişlerdi(!) alayla güldüm. Onaylamaz şekilde başımı iki yana salladım. "Şimdi burası kıyamet alanı olacak. Ne yazık(!)"

Ateş bana korkulu gözler ile bakması ile şaşırdım. Gözlerini kırptı ve şakaklarını ovmaya başladı. Kaşlarım çatılırken arama kurtarma ekipleri kaçıyordu.

Neler olmuştu? Ateş yutkundu yüzünden dehşet bir ifade geçti ve tekrar toparlandı. Ateş" Gülüm hadi artık eve gidelim." dedi ve ayağa kalktı.

---
  Etrafımdakiler baba endişe ile bakıyordu. Nyks ve Carlos da dahil... Bulunduğumuz yeri idrak edemiyordum ama havadaydım. Yani daha doğrusu uçuyordum. Kanatlarım vardı. Gözlerim... Bilmiyorum. Daha doğrusu bilemiyorum. Etrafımdakilere baktım. Lite kanlar içinde yerde yatıyordu. Büyücü hocam da ölmüştü ve  bizim yanımızda olan bir kaç kurt ve bir kaç büyücü... Ölmüşlerdi. Zihnimin içinde çırpınan benliğim, gerçek Atalent durmamı söylüyordu. Savaşın bittiğini söylüyordu. Bana yardım etmek istiyordu ama şunu atlıyordu. Ben Atalent'tim. İkimizde aynı kişiydik. Sadece ben... Bunun pek bir önemi yoktu. Şu an savaş alanındaydık. Büyücülerin bir kaçı bana korku ile şaşkınlık karışımı arası bir şekilde bakıyordu. Gülümsedim ve "Benim hiç bu halimi görmediniz değil mi?" diyerek kahkaha attım. Carlos bana doğru bir adım attı ve"Atalent. Kendine gel lütfen." ona başımı çevirip"Bu kişide benim!" diyerek direttim. Carlos sıkıntılı bir nefes aldı."Güzelim, farkındayım. Bu kişi de sensin. Bu senin... Ama lütfen kendinden geçtin. Orada bir yerde diğer Atalent'in olduğunun farkındayım. Hadi lütfen, gel evimize gidelim ve  ben seni s-" "Kes sesini!" diyerek hızlıca bağırdım. Yanımızdaki bir kaç ağaç alev alırken bir kaçı da donuyordu. Atalent'i artık daha net duyuyordum.  Carlos"Güzelim senin bu halini terslemiyorum ama hadi artık lütfen..." omuzlarımı düşürdüm ve" Sen benim bu halimi SEVMİYORSUN! Nefret ediyorsun, bana düşmansın.." dedim bir çocuk gibi. Carlos" Evet bak bu düşüncenden nefret ettiğim doğrudur. Bu düşünceni düzeltmeliyiz." dedi ve o da havalanıp karşıma geçti. Bana dokunmaya kalktığın da yere çakıldı."Carlos beni sevmiyorsun! Anladın mı! Sevmiyorsun... Sen o masum Atalent'i seviyorsun ve aşıksın. Bu halimi sevmiyorsun!" büyücülerden biri bana inatla hala bu halde büyü atmaya çalıştığın da o büyüyü büyülttüm ve kendi benliğimden de ekleyerek ona yolladım. O da öldüğün de, Carlos" Artık yeter! Atalent bak ben senin her halini seviyorum ama bak..." ofladı. Nyks" İkizim lütfen. Artık kendini kontrol altına al." Carlos" Güzelim hadi gel bak, lütfen düzeleceğiz seni düzelteceğim bu halini de seviyorum ama sen bu halini kontrol altına alamıyorsun. Lütfen artık gel, evimize gidelim. Hatta ağaç evimize gidelim. Sana kitap okuyayım, saçlarını okşayayım, müzik dinleyelim, seni uyutayım-"  sözünü kesip" Uyuttuktan sonra GİT değil mi!?" uyutmak kelimesine kadar o halim ile bile sakinleşmiştim. Carlos" Anlattım sana. Hadi güzelim bak endişelendiriyorsun bizi." alayla güldüm ve"Benim gerçek halim bu! Algılayın artık! Şu basmayan beyninize sokun bunları! Endişelenmenize gerek bile yok!" Carlos tekrar karşıma geldi ve elini yanağıma koydu. Yavaşça bana yaklaştı. Kanatlarımı okşadı ve"Senden korkmuyorum..." dedi boğuk bir ses ile gözleri duygu yoğunluğundan koyulaşmıştı. "Senin bu halini de seviyorum..." derken elini çekti ve işaret parmağı ile yanağımı okşadı. Gözlerimi kapattım. Carlos"Ama diğerleri endişeleniyor" "Beni sevmiyorsun! Sevsen diğer halime dönmemi istemezdin!" demem ile yere çakılıp gözleri kapanması bir oldu. Başından kanlar akıyordu. Nyks ve bir kaç büyücü yanına koşup onu iyileştirmeye çalışsalar da işe yaramadı. O öldü... Hem de benim yüzümden...

Yataktan fırladım. Derin nefesler alarak kesik nefeslerimi düzene sokmaya çalıştım. Carlos bana döndü ve"Neyin var? Atalent bana bak. Buradayım, yaşıyorum bana bak." ellerini yanaklarıma yerleştirdi. "Bak beraber alalım nefes tamam mı? Bir, iki, üç" derken beraber nefes aldık ve aynı anda verdik.

Sakinleştiğim de ona sıkıca sarıldım ve dudaklarına küçük bir buse kondurdum. Tekrar sarıldığım da "Sakin ol. Güzelim ben buradayım." derken saçlarım ile oynuyordu. Bir eli de belimde bana sarılıyordu. Saçlarım ile oynamayı bıraktığın da sakinleşmiştim ama ondan ayrılmaya korkuyordum.

Kesik bir nefes daha aldığım da diğer elini de belime yerleştirdi ve kulağıma doğru"Neyin var? Ne gördün? Bu ay kaçıncı bu. Hiç rahat uyuyamıyorsun artık" dediğin de"Bilmiyorum ama artık korkmaya başladım. İçimde bir şeyler hissediyorum ama sen bana dokunduğun da geçiyor ama sanki bir pusudaymış gibi sanki senin beni bırakmanı bekliyormuş gibi ama öyle değil, değil mi?" Carlos" Çocuk gibi çok fazla 'ama' dedin." dedi alayla ve" Değil. Korkma artık." diyerek boynumu ve çenemi öptü. Ayrılacağı sırada daha sıkı sarıldım.

" Lütfen, lütfen, lütfen. Korkuyorum yapma bunu bana... Gitme...." Carlos" Şş sakin ol. Bir yere gitmiyorum. Buradayım" dedi ve sırtımı nazikçe okşadı. "Bak artık anlamalısın ben gitmeyeceğim. Bunlar bir kabus."

"Hiç bir şey bu kadar gerçekçi olamaz. Carlos bu bir kabus değil. Onu hissediyorum. Onu içimde bir yerde hissediyorum. Bu bir görü... Bu olacak! Carlos lanet olsun olacak bu! Hiç bir kabus hissedilemez. Kabus gibi ama görü!" derken ağlamaya başlamıştım.

Carlos beni kendinden ayırdı ve gözlerimin içine sıcak bir bakış yolladı. " Bak, korkma tamam mı? Senin ben o halini de seviyorum ve seveceğim."  hayır anlamında başımı salladım ve"Hiç görmedin, hiç görmedim, hiç görmedik. Carlos bir şeyler oluyor ve bu hiç iyi değil. Benim o halimi sevmeyeceksin. O halimi kimse sevmez. Daha ne olacağını bile bilmiyoruz. İnan hiç sevmeyeceksin."

Anlayışla gülümsedi ve"Atalent korkma. Ben seni çok seviyorum, sana aşığım, artık bunu düşünmeyi bırakmalısınız" içimdeki şey işte tam o sırada sinyal verdi. Zihnim bulanıklaşırken düşüncelerim tam istediği gibiydi. Eğer ona  izin verirsem tam bir canavar olacaktım ve bunun en kötü yanıysa bunu onun  kadar bende istiyordum.

Ağlamam kesilirken yüzümü sildim ve gülümsedim. Beni ele geçirecekti! 'İkimiz de istiyoruz. Hadi izin ver bana, bak ikimiz de özgür ve mutlu olacağız. En azından acılarımızı unutacağız...'

Dudaklarımdaki baskı ile  zihnimdekini es geçtim. Carlos beni öpüyordu. Ben neden bunun hiç farkında olmamıştım? Zihnimdeki beni tam ele geçirecekken Carlos'un beni öpmesi ile sesi kesilmişti. Carlos kapalı gözlerini yumdu. İşe yaramadığını düşünmüş olsa gerek ki gözlerini sıkmayı bıraktı, geri çekilirken bu sefer ben gözlerimi kapattım ve öpüşüne karşılık verdim.

Bir elini belimden çekti, yanağıma yerleştirirken geri çekilip gülümsedi ve"Başardın. İzin vermedin." gülümsedim. Evet anlamında başımı salladım.

Ona sevinçle sarılırken belimdeki elini sıklaştırdı."İşe yaradı! İlk defa sesi kesildi. Sustu!" Carlos"O zaman bundan sonra seni öpmem işe yarayacak. Benim işime gelir" dediğin de güldüm.

---

Nyks sıkıca bana sarılırken bende ona sarıldım. "Düzelmişsin ikiz" dediğin de gülümsedim ve"Sanırım ama tam değil" beraber salona geçerken herkes gelmişti. Kuzenlerim de dahil... Yutkundum. Titrediğimi hissettim.

Vücudum tedirginlikle çarpılırken zihnimdeki ses tekrar yankılandı. 'Gel beni serbest bırak, acılarını ve acılarınızı unutturayım.' yutkundum.

Carlos'un bağırışını duydum. Ne dediğini tam anlayamıyordum. 'Evet böyle merak etme ben zaten senim...' gözlerimi kapattım ve kendimi, kendime teslim ettim...

Melez 2-3 |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin